Look After You

11 november "date night"

!** işaretli yerde medyada ki şarkıyı açın tskler

Üzerimde ki siyah gömleğin kırışıklılığını bir kez daha kontrol ettim, bu akşam fazla rüzgarlı olduğundan kimsenin bunu fark etmeyeceğine karar kıldım. Yüzümdeki morluklar ilk günlerde ki gibi dikkat çekmediğinden, gözlük takma gereği duymuyordum. Fakat aynısını kaşımda ki dikiş izi için söyleyemezdim. Sebebini soranlara hâlâ kapıya nasıl defalarca çarptığımı, elime de dikişli bir kaş kaldığını her seferinde bitmeyen bir heyecanla anlatıyordum.

Gömleğin bir kaç düğmesini açık bırakmıştım. Evden çıkacağım sırada acaba bugün pembe botlarımı giymeli miyim diye düşündüm fakat bu şimdilik fazla olabilirdi, bende sarı ve simli botlarımı tercih ettim. Pembe giyersem abartılıydı ama simli giymek normaldi değil mi?

Kapının kolunu çektiğim sırada, ne unuttum ben diye düşündüğüm şey aklıma gelmişti. Unutkandım, belkide bu yüzden herkesi tereddüt etmeden affederdim. Ayakkabılarımı çıkarmakla uğraşmak istemediğimden kenardan kenardan odama vardım ve çekmecenin içindeki kulaklığımı aldım. Müzik dinlemek her zaman hayatımda büyük bir yer kaplamıştı. Sahile giden kısa yolu bile müzikle değerlendirmek istemiştim.

***********
Louis ile buluşunca beraber sahil yolunu yürüyüp kısaca sohbet etmiştik, geçireceğimiz koca bir akşamı düşünmek beni heyecanlandırıyordu ama bunu belli etmemeye çalışıyordum. Küçük sahilimizin sonuna geldiğimizde ikimizde Louis'nin çalıştığı ve benim de en sevdiğim yer olan bara gitmeye karar vermiştik.

Bugün, her zamanki gibi harika görünüyordu Louis. Her zamanki gibi nefesimi kesiyor, yüreğimi hoplatıyordu. Hiç kıskanç olmadığını sandığım kişiliğim şimdi ona bakan herkese kin duyuyordu, bu kadar güzel bir şekilde yanımda yürüyorken insanların onun bana ait olduğunu düşünmesini istiyordum.

!**

Bar taburesinin üzerinde yavaş yavaş sarhoş olmaya başlıyordum ve yanımda beni bütün gece varlığıyla mest etmiş bir güzellik vardı. insanlar masalardan kalkmaya başlamış, bar sakinlemişti. Louis telefonunun saatine baktığında, önümde ki bardakta kalan iki üç yudumluk birayı kafasına dikti ''Bugün daha fazla içmiyorsun.'' bana baktı. ''seni evine sarhoş yollamak istediğim bir şey değil Harry'' şaşkın gözlerime karşın küçük bir kahkaha patlattı. Onun da gözleri uykusuzluktan ya da içmekten kızarmıştı, emin değildim. Ama şu an emin olduğum şey ise, o tüm insanları kıskandıracak güzellikteydi. Sarhoşluktan dolayı verimli olarak çalıştıramadığım aklım buna emindi.

''güzelliğinin nelere bedel olduğunu biliyor musun, Loueh?'' dedim, kendime güvenerek. oturduğu yerde dikleşti ve bana bakarak kafasını hayır anlamında salladı, ''seni güzel yapan da bu.'' bu gece sarhoşluğuma sığınarak her şeyi yapabilirdim sanırım, çok özgür hissediyordum. Louis iltifatımın karşısında cevap verememekle ezilirken, ki bu hali belli oluyordu, onu kurtarmak için konuştum, ''uykum var Loueh, beni eve taşır mısın?'' gözleri fal taşı gibi açıldı, ve ben de her şey konusunu biraz abartmış olabilirdim ama mutluluğumu hiçbir düşünce bozamazdı.

*******
gecenin bir saati beni kucağına almış ara sokaklardan gidiyorduk. dediğimi yaptırmıştım ve Louis bundan memnun görünüyordu, başım omzundaydı, elimi ise onun yeni yeni çıkan sakallarında gezdiriyordum. Aslında ikimizde halimizden gayet memnunduk. ''Beni neden öptün Loueh'' biraz bekledikten sonra cevap verdi ''Çünkü o an öpülesi görünüyordun ve bende öpmek istemiştim.'' bu basit bir cevaptı. ''peki şuan ne yapmak istiyorsun Loueh?'' her defasında ismiyle seslenmem onu gülümsetiyordu. En azından yüzündeki ifadeyi görebiliyordum. ''Eğer gece için kalmam gerektiğini söylersen, fikrimi değiştireceğim. Çünkü sen benim olmazsan gitmek istediğimden emin değilim, demek isterdim Harreh'' bu kalbimin teklemesine sebep olmuştu. Bütün gece barda tekrar tekrar çalan şarkının sözleri bile olsa bana söylemişti sonuçta...

*****

yol boyunca söylediğimiz bir kaç güzel sözden sonra, işte şuan evin önündeydik. Omuzlarından tutarak kucağından indim ve gözlerimi avuşturdum. ''bu gece için teşekkür ederim, Louis'' o da karşılık verdi ve devam ettim, ''uykusuz kalmaya değer bi geceydi'' anahtarını apartman kapısına sokacağı sırada bana dönüp gülümsedi. Son anda aklıma gelen fikirle ona bir kaç adım daha yaklaşıp konuştum. ''bu gecenin devamı için benimle kalır mısın?''