2 february "matching tattoos"

421 45 25
                                    

Sabah erken saatlerde gelen Zayn'in mesajıyla uykulu gözlerimi açtım, sanırım uyuyalı üç ya da dört saat anca olmuştu.

"Günaydın Louis, arabayı sizin evin önüne park ettim, dün gece senin evde kaldım o yüzden gelince görüşürüz."  buraya uçakla geldiğimiz için aldığım arabayı ona dün verememiştim ama eve döndüğümüzde onu çok mutlu edeceğine inandığım hediyesi sevgilimi bekliyordu.

Çabucak Zayn'e cevap verip uyumayı planladım, "Tamam kardeşim, sağ ol. Gelince takılırız." ses çıkarmamaya özen göstererek telefonu komidine bıraktım ve Harry'ye sıkıca sarılıp uykuya daldım.

************

Harry'nin yumuşak dudaklarını çıplak omzumda hissettiğim anda gülümseyerek gözlerimi açtım.

Uykulu gözlerimi ellerimle ufalayarak yüzümü ona döndüm, "uyanmışsın." sabah mahmurluğu birine en fazla bu kadar yakışabilirdi. Yüzüne düşen buklelerinden bir tanesini kulağının arkasına sıkıştırdı, "evet, zaten ben uyandırdım seni."

elimi ağzıma götürerek esnedim, "biliyorum şapşal, ben daha önce uyandım ama sen uyuduğun için geri yattım." yatar pozisyondan kalkıp yatakta oturdu, "aman neyse ne, günaydın sevgilim."

aklıma gelen şeyle konuştum, "bugün evde dönmeden önce yapmamız gereken bir şey var." ne olduğunu anlamamışçasına etrafa bakıp düşündü.

"çift dövmesi." hatırlayınca yüzünde oluşan koca gülümseme beni çok mutlu hissettirmişti. bu gülümseme bana her şeyi yaptırırdı.

"gül ve hançer konusunda hala hemfikiriz değil mi?" başka seçme şansım yoktu zaten..

"kesinlikle." uzandığım yerden aniden üzerine atlayıp üstüne uzandım.

vücuduna yakınlaştıkça aldığım ağır tatlı parfümü beni sersemletiyordu. kafamı boynuna gömüp bir süre öyle kalmayı planladım.

"tanrım.. ne kadar güzel kokuyorum değil mi Lou." kendini bu kadar seviyor olması bana çok  tatlı ve komik geliyordu.

"ben sana, sende kendine aşıksın yani." kafamı kaldırıp elimi kelebek dövmesinin üstünde gezdirdim.

"yok canım." deyip dilini çıkarmasıyla güldüm. birden aklıma gelen düşünceyle Harry'ye dönüp, "bir şey soracağım ama dürüst ol." bunun bunca zamandır hiç aklıma gelmemiş olması ilginçti.

"sor" kafasını eline yaslayıp bana baktı.

"vücudunda herhangi bir çift dövmesi var mı?" epey kıskanç olduğumu kabul ediyordum ve eğer varsa bu beni tabii ki kızdırmazdı ama üzerdi.

gözlerini devirdi, "benim daha önce hiç sevgilim olmadı ki," elime uzandı, "ilksin bebeğim." yüzündeki kendini beğenmiş gülümsemeye her an kahkahayla cevap verebilirdim ama Harry'nin ilk sevgilisi olduğum gerçeği üstümden bir yük kalkması demekti.

kendimi sürekli başkalarıyla kıyaslama huyum vardı çünkü.

"işte bunu beklemiyordum." okulun en popüler çocuğunun hiç sevgilisi olmamış mıydı yani?

"gerçekler bunlar." rahatça güldü. Böyle şeylere takılmadığını bu gülüşten anlayabilmiştim. Harry'yi tanıdığım tanıyalı duygusal bir tip olmadığını biliyordum zaten, hisleri hiçbir zaman yoğun olmuyordu.

"derin düşüncelere daldın Lou?" gözlerimi fark etmeden odakladığım odanın beyaz rengiyle zıt olan koyu renkli perdeden çektim.

"öyle bir daldım sadece." oturduğum yerden Harry'ye uzanıp yanağına bir öpücük kondurup yataktan kalktım, kahvaltıdan ettikten sonra
gideceğimiz dövmeci bizi bulmayacağına göre bir araştırma yapmamız gerekiyordu.

Look After You Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin