12 november (2) "and this is how it starts"

814 77 98
                                    

İkimizde kapının önünde durmuş servisin gelmesini bekliyorduk. Ona kalırsa içerde beklemeliydik ama ben geç kalmaktan nefret ederdim bu yüzden on dakika önce çıkmak için onu ikna etmiştim.

Siyah kot ceketinin iç cebinden sigara çıkardı, ilk önce bana uzattı, aslında sigara içmezdim ama deneyebilirdim, bir tane aldım.

Kendi sigarasını yakarken ateşken daha sıcak görünüyordu... Onun yanında kendimi kaybediyorum.

Yaklaştı ve çakmağıyla sigaramı yaktı, içime çektim. Çok iyi değildi, kokusu kötüydü ama devam ettim.

"İlk defa içiyorum." Şaşırdı.

"Öyleyse hiç alışma, kötü alışkanlıklara başlatan bir arkadaş olmak istemem." Güldü.

"Ben kendimi durdurabilirim."

Sesli bir şekilde güldü. "Ben de öyle demiştim, geçen sene ilk içtiğimde."

"Kötü çocuk Tommo." Kıkırdadım.

"Bu da nereden çıktı şimdi?" Benimle birlikte gülmeye başladı.

"Seninle sadece bir iki kez takıldık, şimdi sigara içiyorum."

Kahkaha attı, "Aman tanrım Harry, annen beni hiç sevmeyecek."

Sigaralarımızı söndürüp servise bindik. Hava yağmurluydu, Louis cebinden kulaklığını çıkardı. O cepten her şey çıkıyordu... Telefonuna bağlayıp kulaklığın birini bana uzattı. Şarkıyı başlattı.

The Fray - You Found Me

!** not: şarkı medyada var.

I found God
Tanrı'yı buldum
On the corner of First and Amistad
İlk ve Amistad'ın köşesinde
Where the west
Batının
Was all but won
Kazanmaktan başka herşey olduğu yerde
All alone
Yapayalnız
Smoking his last cigarette
Son sigarasını içerken
I said, "Where you been?"
Dedim ki "Nerdeydin?"
He said, "Ask anything".
Dedi ki "Ne istersen sor."

Where were you
Neredeydin
When everything was falling apart?
Herşey parçalanırken
All my days
Tüm günlerim
Were spent by the telephone
Telefonun başında tükendi
It never rang
O hiç çalmadı
And all I needed was a call
Ve tüm ihtiyacım olan bir aramaydı
It never came
O hiç gelmedi
To the corner of First and Amistad
İlk ve Amistad'ın köşesine

Lost and insecure
Kayıp ve güvensiz
You found me, you found me
Beni buldun, beni buldun
Lyin' on the floor
Yerde yatarken
Surrounded, surrounded
Kuşatılmış, kuşatılmış
Why'd you have to wait?
Neden beklemek zorundaydın?
Where were you? Where were you?
Neredeydin? Neredeydin?
Just a little late
Biraz geç kaldın
You found me, you found me
Beni buldun, beni buldun

********

Okulun bahçesine girdik. Genellikle kızların oluşturduğu bir grup bizi izlemeye başladı, normaldi, okulun 2 gözdesi birlikte yürüyorduk.

Louis bana döndü, "Sence nasıl davranmalıyız?"

Havalı bir şekilde gülümsedim. "Sadece önüne bak. Daha fazla havalı görünmeni sağlar."

Look After You Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin