Look After You

14 november ''Not that important.''

Louis ile film izlerken uyuyakaldığımız günden sonra yine beraberdik, ama bu sefer arkadaşlarımızı çağırıp grup halinde takılıyorduk, birbirimizin arkadaşlarıyla iyi anlaşıyor olmamızı seviyordum çünkü bizim sayemizde onlar illa görüşecekti ama onların da bunu severek yapması eğlenceli oluyordu.

Eskiden neredeyse haftanın her günü Niall ya da Liam ile takılırken şimdi Louis ile birlikteydim, gece gündüz, tüm gün, birbirimizi göremediğimiz sıralarda, ki bu sadece ders saatleri oluyordu, mesajlaşıyorduk.

Geçtiğimiz gün ikimizde bilerek dersten atılmış ve kantinde soda içip takılmıştık, bugün ise Zayn'in evinde küçük bir parti olacaktı, Louis sadece yakın arkadaşların ve Zayn'in beğendiği güzel kızların geleceğini söylemişti...

Louis'den gelen mesajla uzandığım yataktan kalktım, çoktan hazırlanmıştım, her zaman ilk önce ben hazır olurdum. Aynaya bakıp saçlarımı düzelttim, bugün aslında biraz Louis gibi giyinmiştim, paçasını kıvırdığım mavi kotum, beyaz çoraplarım, siyah Vanslarım ve lacivert Adidas hırkam ile... dolabında sadece siyah kot olan biri için oldukça farklı bir görünüştü.

Anahtarımı arka cebime attıktan sonra merdivenleri ikişer ikişer inip apartmanın kapısını açtım. Louis motoruna yaslanmış beni süzüyordu, dudakları keyifle kıvrıldı, ellerini birbirine sürttü ve bana yaklaştı.

"Selam... Bay Tomlinson?" tanrım...

"Yeni bir şeyler denedim..." onun dolabından giyinmiş gibi göründüğümü biliyordum.

"Güzel görünüyorsun." bana ettiği iltifatlara artık kendimi alıştırmalı ve her seferinde donup kalmamalıydım.

"Sen de öyle," yaslandığı motoru işaret ettim,

"hadi gidelim motorcu çocuk." gözlerini kısarak gülümsedi ve eliyle işaret etti, "önden buyurun." kafamı sallayıp yüzümde oluşan arsız bir gülümsemeyle bacağımı motora atıp oturdum, o da önüme geçti ve kaskımı uzattı.

Üzerine ince sayılabilir bir kot ceket giymişti, diğer motorcu arkadaşlarının aksine deri ceket giyen bir tip değildi ama üstünden çıkarmadığı kot ceketleri vardı, ve onların içindeyken... Bana bir şeyler yapıyordu. Ona her zamankinden daha fazla yakın olmak istiyor ve belki de ona sahip olmak istiyordum.

"Hava soğuk Lou." kaskını kafasına takacağı sırada bana döndü, lafımı tamamlamamı bekliyor gibi bakıyordu.

Gözleri üzerimdeyken ağzımdan anlamlı kelimeler çıkarmak oldukça zordu. "Ceketinin... önünü kapamak isteyebilirsin."

Gülümsedi, "Beni mi düşünüyorsun sen?"

Bu soruya nasıl cevap verilirdi ki?

"Hasta olmanı istemem yani." bu konuşma giderek garipleşiyordu...

"Bende istemem." ses tonu hiçte alaycı değildi, rahatlamıştım. Elindeki kaskı bacaklarının arasına sıkıştırdı ve ceketinin düğmelerini ilikledi. Bunun ne kadar yardımı olur bilmiyordum ama içimin rahatladığını hissetmiştim.

Kaskı kafasına taktıktan sonra gaza bastı ve ilerlemeye başladık, yine onun beline tutunuyordum.

************

Bahçe içindeki iki katlı evlerin bulunduğu bir mahalledeydik, etrafa bakınıp hangisinin Zayn'in evi olduğunu düşünürken motorun aniden durmasıyla avucumun içinde olan belini daha sıkı kavradım. Sonra bunun yanlış ya da fazla olabileceğini düşünüp hemen ellerimi geri çektim.

"Pardon Harry, biraz ani oldu galiba." dedi Louis. Kaskını çıkarıp motordan inmişti, sanırım gelmiştik.

"Hayır hayır, dalgınlığıma geldi." utangaç bir tavırla kafasını salladı, benim yanımdayken böyle davranmasını neye bağlayacağımı bilmiyordum... Arkadaşlığımız yeni olduğu içindi sanırım.