Yapılır mıydı bu? Bana bana İdil'ine?
"Merhaba ben Ekin."
Hepimizin elini teker teker sıktıktan sonra koltuğa oturan Ekin, ayağını denk al. İdilieber'lar seni rahat bırakmaz!
Bir tezahürat coşkusunu daha geride bıraktıktan sonra bu kızı daha çok uzun zaman göreceğim aklıma gelince fenalık bastı.
"Müsaadenizle ben bir tava alıp geliyorum."
"Tava mı?"
"Tava mı dedim? Hava demek istemiştim."
Koltuktan kalkıp kapıya doğru ilerledim ve kapıyı açıp dışarı çıktım. Evin çevresinde turlarken gözüme bir hamak çarptı. Çok acıdı, kör oldum tarzında espriler yapmayacağım.
Hamağa kurulup biraz gökyüzünü seyrettikten sonra içeri girmek üzereyken pencereden görülen bir görüntüyle karşılaştım. Ooo Çağkan bey de gelmiş. Mrb Çğkn sndlyyl gznü ptltmmı istmysn hmn klk ordn gerizekalı oçe.
Gördüğüm manzarayı tahmin etmek hiç de zor değil. Allahım sen bana bunları da mı yapacaktın? O ne lan öyle? Git ağzına otur istersen cici kıs.
Öfkemin dinmesini bekleyip içeri girdim. Hani var ya gözünüzü kapatıp 10 saniye içinizden sayın, derin nefes alın öfkeniz diner sözü? O doğru bakın. Birçok şeyi saçma salak bulup kötülerim ama bu gerçekten doğru. On saniye sayın ve derin nefesler alın, öfkenizin geçmesi mümkün. Eğer olmazsa ağız burun dalın %100 etkili ve kesin çözüm.
"Merhaba evet sizlerle tanışmak güzeldi hoş geldiniz buraya umarım iyi anlaşırız yeni evinizde mutluluklar benim şimdi gitmek gerek evde yapmam gereken işler var ders çalışmalıyım malum sınavlar falan önemli biliyorsun hadi ben gittim bb"
Geldiğim kapıdan aynı hızla çıkıp kendi evimize yürüdüm. Orada neler oluyordu öyle? Bu Asya'nın bir üst modeli. Hatta bu daha deneyimli daha pro. İşini biliyor. Öyle salak sulak hareketlerle değil. Direkt cezbetmiş maşallah.
Siyah koltuğa kendimi attım ve Wattpad'e girip güncelenen birkaç hikayeyi okudum. Daha yorum yazamamışken kapı çaldı. Koltuktan süzülerek kapı deliğinden baktım ve Ekin & Çağkan olduğunu görünce aynı süzülme figürleriyle koltuğuma döndüm. Onların duyabileceği yükseklikte bağırdım:
"Hadi ama anahtarın olduğunu biliyoruz!"
Kapının dışından sesler geldi. Çağkan'la Ekin konuşuyorlardı. Onları dinlemek için kapının oraya doğru ninja hareketleriyle yaklaştım. Kapıya kendimi zamklayıp onları dinlemeye başladım. Sesleri gelse de boğuk geldiğinden ne dediklerini net olarak anlayamıyordum. Bir anda anahtar sesleri geldi. BİR ANDA ANAHTAR SESLERİ Mİ GELDİ?
Kapının açılmasıyla yere uçmam bir oldu.
İdil Havayolları iyi uçuşlar diler.
"İdil sen orada ne yapıyorsun?"
"Yerde bir şey gördüm de ne olduğunu tam olarak anlayamadım onu inceliyordum."
"Peki neymiş anlayabildin mi?" Bunu söyleyen Ekin'di.
"Evet anladım. Çenen düşmüş."
Ekin söylediğim şeyi kafasında şekillendirmeye çalışırken Çağkan bıyık altından gülüyordu. Hayırdır siz ne ara benim esprilerimi anlamaya başladınız Çağkan Bey?
Yerden kalkıp tek kişilik kral koltuğuna oturup yayıldım. Bu ne biçim tek kişilik mk? Bizim kızları yanıma alsam bir de tren sığar buraya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜABM
HumorBen bunu silmeyi planlıyordum, ne ara bu kadar okundu? *** Bu kitabın ana fikri, alabileceğin dersi, hayat için öğütü, edebi değeri yoktur. Saçma sapan bir şey, gereksiz, boşu boşuna vereceğin dakikalar... Bildiğim tek bir şey var, o da gülmek isted...