"Ve şanslı çiftimiz Poyraz ve İdil"
Bu çocuk benim adımı nerden biliyordu aq? Ben kimseye adımı vermemiştim. Ne diyorum ben? Kurada biz çıkmıştık! Nasıl yani? Tamam bu çocuktan hoşlanıyor olabilirdim ama- Kes zırvalamayı İdil.
Öpüşüyorduk ve bunu yaklaşık 5 dakika önce dilemiştim. Acaba başka şeyler mi dileseymişim?
Azıcık sus ya. Her şeyi düşünmek zorunda mısın?
İç sesim haklıydı. Anın tadını çıkarmalıydım. Poyraz dudaklarını ayırdığında gülümsedi. Herkes alkışladı ve müzik devam etti. Poyraz gözlerime bakıyordu, ben de onunkilere bakıyordum. Berfin telaşla yanıma geldi.
"İdil çabuk gitmemiz lazım."
"Ne oluyor ya?"
"İdil uzatma gitmeliyiz!"
"Neler olduğunu söyler misin?!"
"Yolda anlatacağım."
Poyraz'ın omzundan elimi çeker çekmez Berfin'in eline yapıştım, onu kapıya kadar sürükledim.
"Şimdi ne olduğunu anlatacak mısın?"
"Çağkan'a araba çarptı."
"NE?"
Kapıdaki taksiye adeta uçarak atladım ve gitmeye başladık.
"İdil sakin ol." O an ağladığımı fark ettim. Ben bir öküz için neden ağlıyordum?
Ellerimle gözlerimi sildim ve durduk. Kapıdan uçtum ve hastaneye doğru koştum. Danışmadaki kadına Çağkan'ı sordum ve arkama baktım Berfin anca geliyordu.
"Niye böyle yavaş geldin?"
"Taksi bedava değil İdilcim bunu biliyor muydun?"
Zorla gülümsemeyi başardım ve Berfin bana sarıldı.
"Merak etme ben senin yanındayım."
Ona sıkıca sarıldım. Danışmadaki kadının sesiyle ayrılmak zorunda kaldık. Asansöre doğru koştum, Berfin bana yetişmeye çalışıyordu. Asansörü beklerken yanıma geldi.
"Azıcık yavaş yani."
Asansöre tekme attım ve merdivenlerden çıkmaya başladım. İkişer ikişer hatta üçer üçer çıkıyordum. Çağkan'ın odasının önünde bir kadın bekliyordu.
"Çağkan içeride mi?"
"Uyuyor. Ucuz atlatmış. Dilerseniz içeri girin ama onu yormayın lütfen. " Halay çektirmeyi planlıyordum cici kıs.
Onu yormayın ne demek ya? İçeri girip "Oturmaya mı geldik? Haydi eller havaya!" diye bağırmayacaktım herhalde. Neyse.
Berfin'e dışarda beklemesini söyleyip içeri daldım.
Yatağın yanındaki koltuğa oturdum. Saçlarına dokundum. Gözyaşlarımı tutamayıp ağlamaya başladım. Yavaşça gözünü açtı. Gözlerimi sildim.
"Gerizekalı! Sen salak mısın?"
"Ben de seni."
Gözyaşlarımı silip gülümsedim. O da gülümsedi. Oturur konuma geldi.
"Benden etkilendiğini biliyordum."
Gözlerimi devirdim.
"Sen kalk da egon otursun sonuçta büyüklere yer vermek lazım değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜABM
HumorBen bunu silmeyi planlıyordum, ne ara bu kadar okundu? *** Bu kitabın ana fikri, alabileceğin dersi, hayat için öğütü, edebi değeri yoktur. Saçma sapan bir şey, gereksiz, boşu boşuna vereceğin dakikalar... Bildiğim tek bir şey var, o da gülmek isted...