ÜABM

-42- "Tebrikler. Sonunda uyanmışsın."

Çağkan'la sahildeydik. Sonunda onunla birlikteydim, sonunda ona doyasıya bakabiliyordum.

"Beni kesmekten ne zaman vazgeçeceksin?" Çağkan'ın sesiyle gerçeğe döndüm.

"Ben mi seni kesiyordum?" Çarpılacağım az kaldı.

"Yok başka biri diyeceğim de beni kesmeyen mi var? Göremiyorum da."

"Egoist pislik."

"Ben de seni güzellik. Hem kaslarımı ellemek isteyen kimdi?"

"Yalamak istiyorum ama sen bilirsin." Kısık sesle söyledim tabii. Fantezilerimi bilmesine gerek yok.

"Ne dedin?"

"Dedim ki 'Dondurma yiyelim mi?" Yalama deyince aklıma dondurma geldi kızmayın.

"Yiyelim."

"Hadi yiyelim o zaman Çağkan."

"Oradan bakınca dondurmacı gibi mi gözüküyorum?" Dondurmacı falan bilemem de seksi gözüktüğün kesin.

Yazar İdil'e kızacağım. Niye her düşündüğümü yazıyorsun amk kızı?

Herkesin hayatına kimse karışamaz.

"Al işte bir yerlerden dondurma. Allah Allah."

"Tamam neli istersin?" Dondurmanın üstüne seni koyup yalayamıyor muyuz? Yazar yazma şuraları!

*piç smile*

"Vişne & Limon."

Çağkan almaya giderken ben de götünü kesti- düşünmüyorum lan. Sie.

Üf snne be slk.

Alper kamkimin yanına gidip sohbet ettim. Evet artık kamkiyiz.

Çağkan geldiğinde yanında Asya vardı. Çok şaşırdım şu an. Wow değişik.

Çağkan dondurmayı bana uzattı.

Asya "Dondurma onun için miydi? Bana vermeyi reddettiğin dondurma onun muydu?" dedi. Bu neydi şimdi?

"Asyacığım o benim üvey kardeşim. Yolun ortasında gelip dondurmayı istersen vermem tabii. Benimle gelseydin sana da alırdım."

"İyi be istemedik." Asya yanımızdan uzaklaştı.

"Bu kızın problemi ne?"

Çağkan bir yandan dondurmasını yalıyordu. "Doğoşok boro."

"Değişik olduğunu biliyorum canım da niye sahalarda görmek istemediğimiz hareketler yapıyor?"

"Öyle işte."

"Sen niye onunla yiyiştin? Başka kız mı yoktu?"

"Seni en çok sinirlendirenin o olacağını düşündüm. Haksız mıydım? Hayır. Sinirlendin."

"Tamam sorduğuma pişmanım, o sahne aklıma geldiğinde kusacak gibi oluyorum."

Dondurmam elimde Çağkan'dan uzaklaştım.

***

Çağkan'a bir daha o konu hakkında soru sormayacaktım. Zaten bir kere çalışmış ve mahvetmiştim. (Bkz. "Avrupa'yla aranızdaki şey ne?")

Can'dan cevap gelmemişti. Gelmesin de. Artık rahatımı bozamazdı. Yani inş.

Ekin de halledilmişti. Sanırım.

Sıra Asya'daydı.

Tamam Ekin'in ondan çok daha kötü olduğu doğruydu da bu da onun yaptıklarını haklı çıkarmaz ki canım. Kendisi mi yaptı? Evet kendisi yaptı. Yapmasaydı. Ve sen eğer İdil'le uğraşırsan, sonuçlarına katlanırsın.