Uyandığımda hava kararıyordu. Oda çok sıcaktı. Annem içeri girdi.
"İdilcim hadi aşağıya gel. Öğle yemeği de yemedin acıkmışsındır sen şimdi."
"Tamam geliyorum."
Yataktan zıpladım ve bir cam açtım. Bu ne sıcaktır? Dolabıma gittim. İçinde bir şey olmadığını hatırlıyordum lakin annem bazı şeyler almıştı fakat alışverişe gitmeliydim. Beyaz kot şortumu ve pembe tişörtümü üstüme geçirdim.
Koridordan geçerken bir el beni belimden tuttu ve duvara yapıştırdı. Bu Çağkan'dı. "Bu yaz birlikte çok eğleneceğiz." dedi ve hızla aşağı indi. Badboy tavırları. Hiç tasvip etmem.
Biraz durduktan sonra aşağı indim. Sofraya oturdum. Annem yemekleri servis ediyordu.
"Burada çalışan biri yok mu?"
Savaş ve Çağkan bana UFO gören masum köylü gibi baktılar. Savaş sessizliği bozdu.
"Kızım bu konu biraz karışık."
Böyle cevap verince konuyu daha fazla irdelememeye karar verdim. Yemeğimi bitirdim ve odama gittim.
Kendimi yatağa atınca bir anda kapı açıldı. Ayağa kalktım.
"Ne yapıyorsun öküz müsün nesin?"
Gelen Çağkan'dı.
"Hiç sana bakmaya geldim olamaz mı güzellik?"
"Güzellik?"
"Annemler yarın alışverişe gitmemizi istiyorlar, sana kıyafet alacakmışız."
"Neden seninle?"
"Seninle gitmenin hayranı değilim. Öyle dediler."
"Kesin öyledir." dedim kısık sesle. Duymuş olamazdı değil mi?
Beni hızlıca çekip duvarla arasına aldı.
"Bana bak; seninle yaşamam gerekiyor, o yüzden benimle iyi anlaşsan iyi edersin!"
"Bir şey mi dedik? Ayrıca sen bu beni duvarla arana alma işine çok alıştın. Öyle kolay kolay pes etmem haberin olsun."
Sırıttı.
"Merak etme, senden çok daha güzel kişilerle birlikte oldum. Seni duvara yapıştırmaya meraklı değilim."
Hıh, sen öyle san. Odun herif.
Yalakalığın sırası değil cnm.
"Odamdan çıkar mısın?" Artık bıkmıştım.
"Neden?"
"Ne nedeni ya? Üstümü değiştireceğim, pijamam yok maalesef."
"Ohoo sen bu saatte yatıyorsan seninle işimiz var." Sana ne benim yatış saatimden?
"Evet yatıyorum benden sana ne hem?" dedim ve dolabımın oraya gittim. Şortlarıma bakarken ensemde bir sıcaklık hissettim. Anında arkamı döndüm ve Çağkan'la yüz yüze geldik. Dudaklarımızın arasında milimler vardı. Çağkan'ı güçlü bir şekilde ittim. Sendeledi.
"Yuh abi ne güç varmış sende!"
"Küçükken judo eğitimi aldım."
"Judonla beni ezemezsin. Şu kasları görüyor musun?"
Tişörtünü kaldırdı ve sırıttı.
"Odamdan çık üstümü değiştireceğim."
"Benim yanımda da değiştirebilirsin...ne de olsa abinim." dedi ve piç smile yaptı.
Ağzının ortasına çak bir tane görsün sırıtmak neymiş?
"Üvey abim!"
"Sen de ne kadar taktın bu üvey işine güzellik?"
Odamdan çıktı ve üstümü değiştirdim. Babamı arayıp hasret giderdikten sonra kendimi yatağa attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜABM
Hài hướcBen bunu silmeyi planlıyordum, ne ara bu kadar okundu? *** Bu kitabın ana fikri, alabileceğin dersi, hayat için öğütü, edebi değeri yoktur. Saçma sapan bir şey, gereksiz, boşu boşuna vereceğin dakikalar... Bildiğim tek bir şey var, o da gülmek isted...