ÜABM

-26- "Benim sana baktığımı nereden biliyorsun?"

Yatağıma uzanmış tavanla ilişkimizi gözden geçiriyordum. Ç-Çağkan'la. İç sesim beni deli etmiş, ondan çok sıkılmıştım. Boşboğaz -_-

Arkamdan atıp tutmandan hiç hoşlanmadım.

Arkandan değil mk sana da söylüyorum. Sus gerizekalı kendim halledeyim işlerimi. Mal karı.

Senin işle-

Ses qes.

Evet arkadaşlar ben iç sesimin sözünü kesebiliyorum. Allah vergisi bir yetenek.

Tavanın ne kadar etkileyici olduğuna aklım gitmişken kafama başka bir düşünce geri geldi. Asya'yla neden öpüşmüşlerdi?

Tamam anlıyorum anlaşmamız vardı falan filan da o orospuyu öpmesinin sebebi anlaşmanın varlığı mıydı? Bence hayır. Asya'nın Çağkan'a çoktandır yavşadığını herkese sorabilirdiniz. Yoldan geçen herhangi bir insana "Şu kızın amacı nedir?" diye sorup Asya ve Çağkan'ı gösterirseniz gözleri gören her insan size ona yavşadığını söyleyebilirdi. Bu kaçınılmaz bir gerçekti. Bu kız ondan hoşlanıyor desek kim hoşlanmazdı ki? Hem bu sadece Çağkan'a olan bir ilgi değildi. Orospu. Şu qız gitse de kurtulsaq.

Yatağımdan hızlıca kalktım. Çağkan'ın kapısının önüne geldim. Kapıda dikilmeye başladım. Acaba ne söylemeliydim? Bir süre daha kapının önünde embesil gibi dikilip sonunda derin bir nefes alarak kapıya hafifçe tıkladım.

Kapının kolunu yavaşça çevirirken odanın içinden gelen Çağkan'ın parfümü beni kendimden geçiriyordu. Sakin kalmaya çalışarak kapıyı arkamdan kapattım. Çağkan'a baktığımda nefesim kesilecek gibi oldu.

Bu insansa diğerleri ne?

Çağkan'ın altında siyah bir pantolon, üstünde siyah, kaslarını belli eden bir tişört vardı. Saçlarını gidip elimle dağıtasım vardı. Kendimi tuttum.

Onu sapık gibi süzmüş olacağım ki gülmeye başladı. Ben de onu gözlerimle soymayı bıraktım. Ciddi olmalıyım.

Yüzüme ciddi bir ifade takındım (takınamadı) ve konuştum. (konuşamadı)

"Avrupa'yla aranızdaki şey ne?"

Konuşamayacağını söylemiştim.

Çağkan psikopat gibi gülmeye başladı. Tabi bu gülüşün normalde itici olması lazımdı ama söz konusu Çağkan'dı.

"Ahaghahagaha Avrupa ahhahshsajagahah"

Çağkan anırırken ben de yaptığım mallık için kendimi tebrik ettim. Çağkan zorlukla da olsa gülmeyi kesti.

"Cidden Avrupa dediğine inanamıyorum ahsjsahhahah"

Tamam kesmemiş de olabilir.

"Niye inanamıyorsun ben belki kıta olan Avrupa'yı kast etmiştim. Yani Avrupa güzel bir yer bir sürü güzel ülke var hepsine gitmemiş olabilirsin aralarında o kadar güzel yer var ki vize falan almalısın Schengen alırsan hepsine topluca gidebiliyorsun bizi Avrupa Birliği'ne almıyorlar böyle baya olay oldu almadılar uğraştılar falan hala debeleniyorlar hatta ben bir haberde okumuştum ki-"

"Tamam sus Allah aşkına sus."

Böyle yola getirilir ~_~

"Asya'yla neden öpüştünüz?"

Yüzüne bir ifade büründü. Seksi bakışlar mı atıyor, kabız olmuş fil taklidi mi yapıyor anlamadım. Çağkan'dan beklenmedik bir hareket.

"Niye soruyorsun?"

"Sormamalı mıyım? Önceleri ondan hoşlanmadığını söylüyorsun sonra seni onunla görüyorum. Tamam yani sana yavşıyor ve onun saçını başını yolmak istiyorum bu yüzden bana bir açıklama borçlusun-"