Sabah uyandığımda plajdaydık. Kumlu yüzeyin üstünde yatıyordum. Üstüme baktığımda bikinilerim vardı
WHAT?
ÜSTÜMDE BİKİNİLERİM VARDI!
Gece ne olduğunu hayal meyal hatırlıyordum. En son Çağkan tişörtümü çıkarmıştı.
Aman tanrım biz ne yapmıştık?
Yerimde doğruldum. Gözlerim Çağkan'ı aradı. Ortalıkta görünmüyordu. Dün gece neler olmuştu?
Ayağa kalktım ve eski oturduğumuz şezlonga gittim. Oraya uzandım ve dün geceyi hatırlamaya çalıştım.
Sonunda Çağkan geldi. Her şeyi açıklığa kavuşturabilecek tek kişi.
"Ç-Çağkan dün gece n-neler oldu?"
Çağkan gülümsedi.
"Gerçekten hatırlamıyor musun?"
"Hayır."
"Ben sarhoştum hadi neyse. Sen bir şey de içmemiştin."
"Çağkan bırak gevezeliği konuş!"
"Asya sana dansta meydan okudu ve dans etmeye başladı sonra-"
"Oraları biliyorum geç!"
"Sonra seni hortumla ıslatım ve yere yattık. Sen yorulduğunu ve uykun geldiğini söyleyip uyumak istedin. Sonra ben sen hasta olma diye üstündekileri değiştirdim ve-"
"Ne?!"
"Şaka şaka. Ayris'i çağırdım, Berfin'le gelip bana yardım ettiler. Sonra plajda uyuduk."
"Yani gece burada uyuduk."
"Buradan bunu mu çıkarıyorsun?"
"Evet?"
"Ayrıca Alper ve Asya da yattılar."
"Ne?!"
"Bağırıp durma. En azından biri dün gece eğlendi. Bense-"
"Çağkan bir şey söyleyeceğim."
"Hı."
"Yumruğu ağzına vurduğum gibi kırarım."
Güldü ve bir şeyler mırıldanıp başını arkaya yasladı.
Demek Asya ve Alper yatmışlardı. Zaten o hareketlerinden sonra yapmaması tuhaf olurdu. Alper'le aramızda bir şeyler geçmişti ama galiba o bunu atlatmıştı. Gerçi ben de birkaç gündür Çağkan'la değişik şeyler yaşıyordum. Ama en azından o pis kız Çağkan'ın peşini bırakacaktı.
Ben öyle düşünmüştüm.
***
Çağkan'ın beni öpmesiyle kendime geldim.
"Salak sen ne yapıyorsun?! İnsan içindeyiz. Bir daha bunu yapma."
"Neden güzelim?"
"Bana güzelim deme."
"Güzel değil misin?" Sorusunu dikkate almadım. Bitch please.
"Sen git diğer sürtüklerinle eğlen." Kaşları çatıldı.
"Diğer derken?"
Önüme döndüm ve iletişimi kestim. Biraz daha güneşlendikten sonra denize girmeye karar verdim. Çağkan'ı davet etmeden şezlongumdan kalkıp denize doğru yürüdüm.
Kendimi soğuk suya bıraktım. Biraz dalıp çıktıktan sonra yanıma dün gece aramızda olan adını bilmediğim çocuk geldi.
"Hey."
"Merhaba. Tanışıyor muyuz?"
"Ben Poyraz."
"İdil."
"Biliyorum. Çağkan'ın kız arkadaşısın değil mi?"
"Keşke. NE? Ne keşkesi hayır değilim. O öküzle çıkana acıyorum."
Güldü.
"Dün gece onunla birlikteyken öyle demiyordun."
NEE?
"H-hayır. O bir kazaydı."
"Tamam öyle olsun. Yani Çağkan'la çıkmıyorsunuz?"
"Hayır. Kesinlikle. Asla."
"Anladım. Yani erkek arkadaşın yok."
"Yok."
Gülümsedi. "Güzel."
Asla asla deme. (Never say never.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜABM
HumorBen bunu silmeyi planlıyordum, ne ara bu kadar okundu? *** Bu kitabın ana fikri, alabileceğin dersi, hayat için öğütü, edebi değeri yoktur. Saçma sapan bir şey, gereksiz, boşu boşuna vereceğin dakikalar... Bildiğim tek bir şey var, o da gülmek isted...