ÜABM

-23- "Sen benim olana nasıl dokunursun?"

Bu gerizekalı çocuk burada ne arıyordu?

Kapıyı suratına çarptım. Ellerimi saçlarımdan geçirdim. Bu malak beni nasıl bulmuştu?

"Kimdi o?" Ses Çağkan'ındı.

"Yanlış gelmişler."

"İdil kimdi o söyle."

Her ne kadar "sanane be slk" demek istesem de ne diyeceğimi bilmiyordum.

"Yanlış gelmişler dedim ya. Yandakilere gelmişler herhalde."

Çağkan yerinden kalktı. Kapıya hızlı adımlarla yaklaştı. İşte şimdi ben bitmiştim. Eğer onu engellesem kapıdakinin benimle ilgili olduğunu anlayacaktı. Gözlerimi kapattım ve olacakları beklemeye başladım.

"İdil burada kimse yok."

Gözlerimi gelen rahatlamayla açtım ve derin bir soluk aldım.

"D-demiştim ya y-yanlış gelmişler diye."

Kekelemeye lanet okuyarak nefes aldım.

Çağkan'ın suratına bir sırıtma yerleşti ve yanağımdan makas alıp yerine oturdu.

P*ç kurusu.

Sen Asya'yla git y- tövbe tövbe.

Düşüncelerimden sıyrılıp insanların yanına gittim. Herkes yavaş yavaş kalkıyordu bu iyi olmuştu çünkü düşünmeye ihtiyacım vardı. Öte yandan kötü de olmuştu çünkü Çağkan salağı bana bulaşacaktı.

Kızlara veda etmeye gittim. Bir el beni kolumdan tutup duvara yapıştırdı. Bu duvarlardan ne çektim be.

"Orda dediğini faaliyete geçirmeye ne dersin?

Bu Mert'ti. Çağkan'ın sorduğu soruda onun adını söylemiştim. Bu bir oyundu wtf?

"Çekil üstümden sapık."

"Sakin ol bebeğim birlikte eğlenelim diyorum?"

"Ben de sana s*ktir olup git diyorum. Şimdi defol."

"Wow atarlıyız."

Bana iyice yaklaşmıştı ve nefesini hissedebiliyordum.

"Üst kata çıkmaya ne dersin?"

"Anan derim."

İdil ciddi bir ifadeyle bunları nasıl söyleyebiliyorsun ben burda anırıyorum.

Sus burada bir şey hallediyoruz.

"Şimdi çekil üstümden."

"Sen demedin mi seni seçiyorum diye? İşini kolaylaştırıyorum. Normalde kızlar bu surata dayanamazlar."

"Evet midemi bulandırıyor."

Pinokyo time. İyi ki pinokyo değilmişim ben ya. Bakın ne güzel yalan söylüyorum burada.

"Merak etme tipim değilsin."

Oha! O zaman what the fuck is going on here? Neyin kafasını yaşıyorsun sen? Bırak gideyim yani.

Konuşarak halledemeyeceğiz en iyisi eski usül diye düşünerekten kolunu tutup çevirecektim ki arkadan başka bir darbe geldi ve Mert'i bir anda gözümün önünde yere iki seksen uzanmış bir halde üstünde bir adet gözünden ateş çıkarabilen-saldırabilen-hayvanca çarpabilen Çağkan'la buldum.

"Sen benim olana nasıl dokunursun?!"

Really nigga?

Çağkan çocuğu pataklarken herkes bizi izliyordu. Erkekler ikisini ayırmaya koştular ve ben de kızların yanına gittim. Kızlara telaşlanmaya gerek olmadığını söyleyerek onları yolladım. Berfin bana olayları mesaj atmamı işaret etti ve böylece tüm kızlar gitmişti.