"Ayıp sana! Ne biçim annesin sen? Anne dediğin kızını çimdikler, ona geç kaldığı için bağırır, ev işi yaptırır! Kapının altından prezervatif yollamaz! Tamam arkadaş canlısı olabilirsin ama bu kadarı da fazla!"
"İdil," diye söze karıştı annem.
"Hayır! Canısı demene bir şey demiyorum diye abartma sen de! Kafayı mı yedin anlamıyorum! Hangi anne kızına prezervatif yollar ya?"
"Hangi-" diye ağzını açtı. Konuşmasına izin vermedim.
"Çağkan'la sevişiriz sevişmeyiz sana ne? Tamam konuşuruz bu konu hakkında, tartışırız ama beni böyle utandıramazsın!"
"İdil neden bahsettiğin hakkında hiçbir fikrim yok." dedi annem.
Ben şaşkına dönmüşken onunla aynı yatakta yatmakta olan Savaş da yavaşça ağzını oynattı. "Aslında onu ben koymuştum."Annemlerin odasının kapısında ağım açık ve kaşlarım kalkık bir şekilde dikiliyordum. Bayılacaktım.
"Çağkan istedi."
Daha fazla şoka uğrayamazdım herhalde. Hani filmlerde olur ya; karakter "Bugün daha kötü geçemezdi." der, kafasına uçak düşer falan. Hani öyle olmaz da kötü bir olay daha olur, iyice boka batar. Anladınız siz. Şoktan cümle kuramıyorum şu an.
Kapıya tutunup yutkundum. Anneme de rezil olmuştum. Önceki saatlerdeki utançlığım yetmezmiş gibi, şimdi onu boşu boşuna yargılamıştım. Üstelik ağır konuşmuştum.
Boşta kalan elimi annem ve üvey babama doğru uzattım. İki parmağımı havaya kaldırdım. "Siz...birbirinizi iyi bulmuşsunuz. Sakın ayrılmayın." dedim zorlukla. Böyle düşünüyordum, zorlukla dememin sebebi az önce yaptığım atardı. Nefesimi tüketmiştim.
Merdivenleri zar zor çıkarak kendimi odama attım. Yerdeki prezervatifin artık orada olmadığını fark edecek kadar ayık değildim. Üstelik hiçbir şey içmemiştim. Bir anda enerjin boşalmıştı. Yatağa devrildim ve gözlerim kendiliğinden kapandı.
****
Sabah ensemde hissettiğim sıcaklıkla uyandım. Ve belimdeki kolla. Uyku mahmurluğuyla arkamdakinin Çağkan olduğunu bilmeme rağmen elimi arkama attım. Çağkan'ın yumuşacık saçlarını hissedince farkında olmadan gülümsedim. Gece yanıma gelmiş olmalıydı, ama neden? Neyse. Üzümü ye, bağını sorma İdil.
Çağkan'ın belimdeki elinin üstüne elimi koydum. Bu pozisyon çok rahattı, Çağkan'ın popoma değen- Hoşt yavaş İdil. Hem pozisyon deyince aklıma annem ve onun sinir bozucu soruları geliyor, o gelince de dün gece haksız yere yaptığım atar geliyordu. Belki düzeltmenin bir yolunu bulurdum, elbette bulurdum ama şu an dert etmem gereken bir şey yoktu. Şu an Çağkan arkamda ve bana dayarken. İDİL!
Hormonlarıma sahip çıkamamamın doruklarını yaşıyordum. Tekrar gözlerimi kapattım ve bu anı hafızama kaydettim. Hafif hafif uyuklarken bir anda arkamda bir hareketlenme oldu. Yani gerçek anlamda arkamda. Çağkan beni selamlıyordu. Bunu ani bir şekilde popomda hissetmem de harika (!) olmuştu.
Çağkan'ı uyandırmak adına eline vurdum. O hareketlenince bu sefer hareketlenin kendisi olduğuna şükrettim. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi gözlerimi yumdum. Çağkan'dan sesli bir küfür geldi ve kendisini döndürdü. Ne kadar gülmemek için kendimi zor tutsam da uyuduğumu sanması gerekiyordu. Aslında gerekmiyordu. Delirdim galiba. Arkadan yediğim darbe bana iyi gelmemişti. Neyse beni uyuyor sansın hadi.
Bir süre sonra Çağkan'dan ses kesilmişti. Sessizce ona doğru döndüm, sırtüstü yatıyordu. Her zaman yapmaya doyamadığım gibi yüzünü incelemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜABM
HumorBen bunu silmeyi planlıyordum, ne ara bu kadar okundu? *** Bu kitabın ana fikri, alabileceğin dersi, hayat için öğütü, edebi değeri yoktur. Saçma sapan bir şey, gereksiz, boşu boşuna vereceğin dakikalar... Bildiğim tek bir şey var, o da gülmek isted...