11. Bölüm Şüphe

1K 71 28
                                    


Seninle uyandığım ilk sabahı ömrüm boyunca asla unutamam sanırım. O kadar güzel ve huzur vericiydi ki gözlerimi açıp, yanımda seni görmek. Gördüğüm güzel bir rüyaya uyanınca da devam etmek gibiydi. Seni sevmek, hiç uyanmak istemeyeceğim bir rüyayı görmek gibiydi ve ben asla uyanmak istemiyordum tatlı uykumdan. Sonsuza kadar kabus görmek istemeyecek kadar, yanımda olmanı istiyordum bu şekilde.

Günün ilk ışıklarıyla birlikte uyandığımda ilk senin yüzünü görmüştüm, o kadar güzel uyuyordun ki. Penceremden sızan güneş ışığı, aydınlık yüzünü daha da aydınlatıyordu. Yavaş yavaş nefes alıp veriyordun yanıbaşımda uyurken. Güzel bir rüya mı görüyordun acaba? O yüzden mi bu kadar huzurla uyuyordun sevgilim?

Seni seyretmeye başladım. Manzaramın büyüleyen etkisinde kayboldum adeta. Yüzünü, kirpiklerinin oynayışını, aralık dudaklarını, yanağındaki hayran olduğum benini... Saatlerce izleyebilirdim, gözümü bile kırpmadan. Sen sevgilim, bu dünya için fazla güzeldin...

Yavaşça doğrulup saate baktım, gitme vakit yaklaşıyordu maalesef ki. Keşke hep böyle kalabilseydik ama olmuyordu işte, dışarıdaki hayat bizi çağırıyordu.

Yanağındaki benden öptüm usulca. Kıpırdandın yavaşça yatakta. Gözlerini açıp bana baktığında, gözlerinle günüm aydı. Günaydın güneşim...

O harika gülümsemeni sundun, güneş gibi içimi ısıtan. "Günaydın sevgilim." dedin, ben dudaklarının tadına bakarken. "Hadi yataktan çık yoksa asla okula gidemeyeceğiz. Zira tüm gün seni böyle kollarımla sarıp sarmalayabilirim, hiç bırakmadan." deyince açılmış gözlerinle beni üzerinden ittirdin. Seni kızdırmak çok hoşuma gidiyordu.

"Önce duş almam gerekiyor, Dew'e mesaj atayım da bana temiz kıyafet getirsin, okulda giyerim." dedin. Sana baktım, kıskanç sevgili moduna girmek istemiyordum ama Dew'in kim olduğunu merak etmeden de duramıyordum. "Dew kim?" dedim sesime sakin bir ton vermeye çalışarak. "Dew, benim oda arkadaşım." diye açıklama yaptın. "Oda arkadaşın olduğunu bilmiyordum. " dedim kıskanmış olduğumu hala belli etmemeye çalışarak. Ama tecrübesiz olduğum konularda, o kadar başarısız oluyordum ki.

Boynuma sarıldı kolların "Kıskandın mı yoksa? Oo benim tatlı bebeğim. Dew benim en yakın arkadaşım, yıllardır tanırız birbirimizi. Ayrıca ben yalnız sana aidim." Biliyorum bebeğim sen benimdin, ben de senin...

"Hadi git duşunu al, ben de bu sırada kahvaltı hazırlayayım bize." Yataktan fırlayıp doğruca banyoya girdin. Ben de mutfakta bir şeyler hazırlamaya koyuldum.

Ellerimle sana nefis bir omlet pişirmeye koyulmuştum. Tabağı domates ve yeşilliklerle süslerken banyodan çıkıp, ıslak saçlarını kuruladığın havluyla yani başımda dikiliyordun.

Giyinik olmana rağmen üzerindekiler ıslaklıktan dolayı hatlarına yapışmış, sıcaktan kızarmış yüzün daha da kışkırtıcı görünüyordu. Çok seksiydin. Yutkunamayacak kadar kendimden geçip, karşımdaki seksi haline kaptırmışım kendimi. Alt taraflarım harekete geçmişti bile istemsizce.

"Oooo kahvaltıya bak çok hoş görünüyor." demiştin mutlu bir ses tonuyla. Kafamdaki düşünceleri atmak için başımı sallayıp, zorla da olsa yutkunmaya çalıştım. Yoksa derse asla gidemeyecektik.

"Hadi otur yemeye başla ben de kahveni koyayım. Nasıl seversin?"

"Sade, filtre kahve lütfen." dedin tüm şımarıklığınla sırıtarak. Seni şımartmak beni mutlu ediyordu. Kahvelerimizi de doldurup masaya, karşına oturdum. Tüm iştahınla yemeğini yiyordun, ben seni seyrediyordum.

Kampüse vardığımızda arkadaşın Dew'i aradın telefonla, otoparkta bizi beklediğini söyledi. Ona doğru yürümeye başladın direkt olarak, arabadan inince beni arkanda bırakarak. Uyuz olmuştum arkadaşına istemeden de olsa. Neden böyleydim ben?

Firgun (+18) || BrightWin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin