14. Bölüm Huzur

945 65 19
                                    

Hiç bu kadar huzurla uyumamıştım tüm hayatım boyunca. Yüzüme vuran kesik kesik nefesini hissederek gözlerimi açtım, seninle birlikte başlayan günüme.

Odama dolan güneş ışığı gibi, kaplamıştın tüm hayatımı birden. Senden öncesi yoktu sanki. Varlığınla huzur buluyordum. Öyle güzeldi ki seni sevmek... Bu kadar geç kaldığım için özür dilerim sevgilim...

Tüm o çıkmaz sokakların, yanlış adreslerin sonunda tüm yollarımın sana çıkacağını bilseydim daha hızlı gelirdim. Koşar adım severdim seni...

Bir süre güzel yüzünü seyre dalmıştım. Uyuşmaya yüz tutmuş kolumu yavaşça başının altından çekmeye çalıştım. Seni uyandırmamaya gayret gösteriyordum.

Sessizce yataktan kalkarak mutfağa gittim. Usul usul yiyecek bir şeyler hazırlamaya çalışıyordum, sana küçük bir ziyafet hazırlamak için. Portakal suyunu bile taze taze sıkmıştım kendi ellerimle. Hayat gerçekten tuhaftı. Kimse için kılımı bile kıpırdatmazken, sana özel kahvaltı hazırlamaya çalışıyordum şimdi. Hazırladığım kahvaltı tepsisini yatağımıza getirdiğimde hala mışıl mışıl uyuyordun.

Yanağına yaklaşıp, kokunu içime çeke çeke yavaşça öptüm seni. "Hadi bebeğim uyanma vakti." Ağır ağır açtın gözlerini. "Beş dakika daha lütfen" deyip yönünü öte tarafa döndürdün. Gülmüştüm bu bebek haline.

"Hadi bak senin için kahvaltı hazırladım." dememle birlikte, dört açılmıştı gözlerin. Yatakta doğrulup hazırladığım kahvaltıya baktın büyük bir iştahla. Yemeğe asla hayır diyemiyordun. En büyük zaafını yakalamıştım ve bunun için de içten içe sırıtıyordum.

Beni öpüp, durmadan teşekkür edip duruyordun. Ben de yanına sokularak, yatakta kahvaltımızı etmeye başladık birlikte.

Bugün dersimiz yoktu nasıl olsa beraber bir şeyler yapabiliriz diye düşünüyordum ama senin yine de işe gitmen gerekiyordu. İşten izin alman için ne kadar seni ikna etmeye çalışsam da, daha yeni çalışmaya başladığın için patronunun gözüne batmak istemiyordum şimdiden. Seni anlıyordum,daha fazla ısrar etmemeye karar verdim. Bu yüzden de akşama kadar vaktimiz vardı ancak. Dışarıya çıkmak istemiştin. "Hava çok güzel gezelim." demiştin.

Arabaya atladığımız gibi tüm şehri gezmeye başladık. Güzel bulduğumuz yerlerde durup soluklanıyorduk. El ele tutuşup, birbirimizi öpüyorduk caddelerde, parklarda...

Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi senin çalışma saatin de yaklaşıyordu. Ayrılmak üzereydik, vaktimiz azalıyordu.

"Neden bu kadar çok çalışıyorsun ki? Okulu burslu okuyorsun zaten, fazla bir masrafı da yok. Derslerine odaklanman gerekmiyor mu? Sınavlarımız yakında başlayacak." dememle sanki yanlış bir şey söylemişim gibi buruk bir gülümseme oluştu yüzünde.

"Bazılarımızın yaşamak için çalışması gerek. Annem tek başına yetişemiyor her şeye. Zaten kardeşimin bakımı onun üstünde bi de ben yük olmak istemiyorum." demenle merakım iyice artmıştı. Kim olduğunu, neler yaptığını, hayatının her detayını inanılmaz derecede merak ediyordum.

Ailen ve senin hakkında çok bir şey bilmiyordum. Anlatman için direttim. Seni dinlemek istiyordum. Hayatını, aileni, geçmişini, seninle ilgili herhangi bir şeyi....

"Babam bizi terk etti. Mick yani kardeşim çok küçüktü. Hatırlamıyor bile o adamı. Ama ben hatırlıyorum gidişini. Dönüp arkasına bakmamıştı bile. Kardeşime sıkı sıkı sarılıyordum annem hıçkıra hıçkıra ağlarken." ellerini tuttum. Bana buruk bir gülümsemeyle baktın.

Senin de yaraların vardı tıpkı benim gibi.. Birbirimizde iyileşecektik, birbirimizi iyileştirecektik.

Seni seviyordum ve sana iyi gelmek istiyordum. Tüm acılarının üstünü örtüp, mutluluğunun sebebi olmak istiyordum.

Firgun (+18) || BrightWin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin