29. Bölüm Dönüş

751 54 35
                                    

Annem inat ve ısrarla her gün arıyordu. Ağlayarak geri dönmem, onları affetmemi istiyordu. Belki annemin tüm bu olanlarla bir ilgisi yoktu ama babamı asla affedemezdim.

Hayatımın 7 yılını çalmıştı benden. Gözünü bile kırpmadan kaderimi değiştirmiş, beni mutsuzluğa mahkum etmişti.

Bir baba evladına bunu nasıl yapardı? Anneme, sana evlenme teklif ettiğimi ve senin de kabul ettiğini söyledim. Hiçbir tepki vermemişti. Ne sevinç ne üzüntü... Ancak seni kabul ederlerse eve döneceğimi onları affedeceğimi söyledim. Kararım kesindi. Ben tercihimi senden yana kullanmıştım.

Babaannem çok mutlu olmuştu bizim adımıza. "Sonunda" demişti. "Sonunda hak ettiğiniz hayatı yaşamak için ikinci bir şansınız oldu. Bunu iyi değerlendirin ve birbirinizi çok sevin." Tavsiyelerine uyacaktım.

Düğünümüzün bir an önce olmasını istiyordum. Aileme rest çektiğim için onların parasını dahi istemiyordum, hesabımda biraz para vardı sadece. Bir an önce bir işte çalışmam gerekiyordu ama başvurduğum yerler soyadımı duyunca geri çeviriyorlardı beni. Senin de aldığın maaş belliydi zaten. 

Hesabımıza göre mütevazi, sadece arkadaşlarımızla beraber olabileceğimiz bir düğün planlıyorduk. Mekan için bir kaç yerle görüşmüştük bile. Senin hoşuna giden bir yeri seçmek istiyordum. 

Tüm kararları senin almanı istiyordum. Hayallerimizdeki gibi bir düğün olmayacaktı ama yine de evlenecektik. Bu da bize yeterdi.

Soğuk metal yüzüklerimiz, birbirlerimizin tenlerinde dolaşıyordu seviştiğimiz zamanlarda. Yüzüğünün takılı olduğu elinle tatmin ediyordun beni. İçimde hiç zehir kırıntısı kalmamıştı artık. Sadece pişmanlıklar kalmıştı geriye.

Sana söylemeliydim. İtiraf etmeliydim her şeyi. "Söylemene gerek yok sevgilim biliyorum. Tahmin edebiliyorum ben yokken yaptıklarını. Bir önemi yok artık tüm bunların. Seni suçlamıyorum asla çünkü biliyorum ki seni buna ben mecbur bırakmıştım. Ben unuttum, sen de unut." demiştin.

Biraz daha aşık olmuştum sana o gece. Nasıl bu kadar mükemmel olabiliyordun? Tekrar ve tekrar sevişmiştik. Tüm o ismini bile bilmediğim bedenleri, etimden söküp atmıştık o gece. Ruhumu öpmüş, iyileştirmiştin.

~

İşten çıkmana az kalmıştı, sabırsızlıkla evimizde seni bekliyordum. Kapı çaldı, herhalde anahtarını yine unuttun diye düşünürken karşımda babamı buldum.

"Ne işin var burada?" nefret vardı sesimin titreşiminde.

"Seninle konuşmam gerekiyor."

"Seninle konuşacak bir şeyim yok. Git buradan." Tam yüzüne kapıyı kapatacakken eliyle durdurup "Lütfen" demişti.

Babam asla yalvarmazdı. Böyle bir karakteri yoktu. O sadece emir verirdi.

Durup bekledim, ne söyleyecek acaba diye?

"Yanlış yaptım biliyorum. Çok hatalarım oldu size karşı. Oğlum olduğunu unuttum seni de emir verdiğim, kontrol edebileceğim birisi gibi gördüm. Ama o gün senin bir oğlun daha öldü dediğinde, gerçek ok gibi saplandı yüreğime."

"Senin bir yüreğin olduğuna emin değilim artık. Tek düşündüğün şirketinin geleceği. Bunun için değil miydi tam 7 yıl ben ateşlerde kavrulurken sen sessizce eserini izledin?"

"Doğru değil şirket falan umrumda bile değil artık. Sen olmadıktan sonra hiçbirinin önemi yok zaten. Önemli olan tek şey sensin artık benim için."

"Söylediklerin umrumda bile değil artık. Win gelmeden buradan git, bir daha da gelme." dememe kalmadan arkasında bitivermiştin babamın.

Sana dönüp baktığında, önünde eğilip saygıyla selam vermiştin. Ne yapıyordun? Bu adam bize korkunç şeyler yapmıştı. Ama sen öyle bir insan değildin. Senin kalbin her zaman temizdi. Düşmanına bile özel bir yer ayırırdın her zaman kalbinde. Sana hayrandım.

Firgun (+18) || BrightWin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin