2. Bölüm Tanışma

1.6K 124 116
                                        

Telefonumun titreşimi ile gözlerimi nihayet senden ayırabilmiştim. Cebimde duran telefonu, elime alıp gelen mesaja odaklanmaya çalıştım. Nnevy dersinin iptal olduğunu, ortak kantinde beni beklediğini haber ediyordu.

Telefonumu tekrar cebime sokmamla beraber gerçek dünyaya dönmem bir olmuştu. Kim olduğumu, nerede olduğumu hepsini, birer birer fark etmeye başlamıştım tekrardan. Bir daha da senden tarafa bakmamaya gayret göstermeye çalıştım.

Ders çıkışında Mike ile birlikte direkt olarak ortak kantine doğru yol aldık. Hava harikaydı bugün ve benim kız arkadaşım dışarıda bizi bekliyordu. Selam verip yanına oturdum. Birden bireye beni kendine çekerek, dudaklarını dudaklarıma dayamasıyla şok olmuştum. Kendimi bir an gafil avlanmış gibi hissettim.

Kızgın bir ifadeyle "Ne yaptığını sanıyorsun? Böyle ulu orta şeylerden hoşlanmadığımı biliyorsun." Alınmış bir suratla "Sabah beni öptün ama!" dedi. Haklıydı belki ama sınırlarımı da gayet iyi biliyordu. İnsanların gözlerinin önünde bu tür şeyler yapmaktan hoşlanmıyordum.

Hiçbir şey söylemeden, kendimi geri çektim sadece. Davranışlarımda tutarsızlık olduğunun farkındayım ama ne yapabilirdim ki ben buydum ve içimden gelmeyen hiçbir şeyi yapamıyordum.

Nnevy'nin de fazla uzatmaması sonucu konu kapandı gitti nihayetinde. Yemek için bir şeyler almaya karar vermiştik. Tam yiyeceklerimizi atıştırırken, kulağıma yankılanan bir kahkaha sesi beni o tarafa bakmam için zorlamıştı. Kafamı kaldırdığımda yine seni görmüştüm. Bana doğru geliyordun bütün güzelliğinle. Arkadaşlarınla beraber tam karşımızdaki masaya oturdunuz. Ben seni seyrederken, sen benden bihaberdin. Ellerinizdeki tepsileri bırakıp yemeklerinizi keyifle yemeye başlamıştınız.

Tam karşımda oturduğun için yüzünü çok daha net görebiliyordum. Gülüşünü... Ne dediğini duyamasam da sesinin tonunu net bir şekilde duyabiliyordum. Kulaklarım bayram ediyordu sesinin tatlı tınısıyla...

"Neyin var? Nereye daldın gittin öyle?" diyen Mike'ın sesiyle irkildim. Ona dönüp bakınca ne dediğini anlamadığımı fark etmiş olacak ki tekrar sordu. "Neyin var? Bi sıkıntı mı var?" kafamı salladım, "Hayır, bir sıkıntı yok. Dalıp gitmişim." dedim konuyu kapatırcasına. Ne diyecektim sanki, "Şu yan masada oturan çocuğu kesiyorum mu?". Saçmalama Bright, kendine gel. Kafamı toparlanmam gerekiyordu, bu tür düşüncelerin beni alıp götürmesine izin veremezdim.

Nnevy ve Mike okuldaki ilk günlerinden, hocalardan bahsetmeye başlamıştı bile. Koyu bir sohbet halindeydiler ama ben onları dinlemiyordum. Daha doğrusu dinleyemiyordum. Ne kadar çabalarsan çabalayayım aklım, fikrim, tüm algılarım yalnız sanaydı. Ara ara kaçamak bakışlar atıp, nelerden bahsediyor olabilirsin şu an acaba diye merak ediyordum.

Seni neden bu kadar merak ediyordum ki? Alt tarafı bir yabancıydın... Benim için bir şey ifade etmiyordun.. İlgimi başka bir tarafa çekmek için gayret göstermeye çalıştım. Ama nafile... En sonunda da yemek faslı bitince arkadaşlarınla kalkıp gitmenle birlikte büsbütün rahatlamış oldum. Ancak sen uzaklaştığın zaman senden kopabildim. Ama hala aklımın bir köşesinde istemsizce yer edinmiştin.

Benim neyim vardı böyle? Kendimle zorum neydi acaba? İçimdeki bu anlamlandıramadığım şey de neyin nesiydi?

~

Günlerim bundan sonra hep aynı geçti. Derse hep senden önce girmeye çalıştım. Yerime geçip kapıya bakmaya, farkına bile varmadan senin gelişini beklemeye başlamıştım. Sen içeri girince de, sanki hiç seninle ilgilenmiyormuşum gibi kafamı çevirip, başka bir şeylerle uğraşmaya çalışırdım.

Ama inanmasam da, içimdekileri bastırmaya çalışsam da içten içe seni görünce günümün güzel geçeceğini bilirdim.

Adının Win Metawin olduğunu öğrendim sonra. Mike'ın bir arkadaşı senin de ortak arkadaşındı. Liseden beri tanışıyormuşsunuz. Bu bölümü tam burslu olarak kazanmışsın. Hakkındaki tüm bilgileri çaktırmadan öğrenmeye çalışıyordum. Bunu neden yaptığımı hala anlayabilmiş değildim doğrusu. Sadace sana karşı inanılmaz bir merak vardı içimde.

Firgun (+18) || BrightWin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin