28. Bölüm Teklif 🔞

1.1K 57 34
                                    

Günler geçtikçe normalleşmeye başlıyorduk. Daha sık gülümser olmuştum. İçimdeki boşluk yavaş yavaş sıcaklığınla doluyordu tekrardan.

İşe gidip de beni yalnız bıraktığında seni çok özlüyordum. Yanımda olmadığın zamanlarda nefes alamıyor gibi oluyordum. Yavaş yavaş bunu da aşmaya çalışıyordum ama.

Hala kabuslar görüyor, yatağımdan sıçrayarak uyanıyordum. Her defasında yanımda seni bulmanın verdiği rahatlamayla tekrar uykuya bırakıyordum kendimi.

Ne kadar çok istesem de hala sevişemiyordum seninle. Belli bir yere kadar geliyor sonrasında geriliyor, kendimi geri çekiyordum senden. Bir şey demiyor sabırla beni bekliyordun. Çünkü biliyordun içimdeki korkuları, acıları...

O gece yine kabus görmüş uykumdan sıçrayarak uyanmıştım. Yanıma döndüm, boştu. Yoktun yatakta. Etrafa baktım o karanlıkta, görünürde kimse yoktu. Kalbim sıkışmaya başladı. İçimde bir korku vardı.

Ya yine gittiysen, ya yine beni bıraktıysan?

Yatak odasının aralıklı kapısından içeri ışık sızıyordu. Korkuyla kalkıp, açtım kapıyı tıpkı kabuslarımdaki gibi. Yürüdüm durmadan, seni arıyordum kocaman evde. İçimdeki korku her adımımda daha da çok artıyordu.

Buradaydın işte. Elinde bir bardak tutuyor, tezgahın başında duruyordun. Gitmemiştin, terk etmemiştin beni. Su içiyordun sadece. 

O zaman neden içimdeki korku bir türlü geçmiyordu? Belki de gerçekliğine inanmıyor, bunun hala bir kabus olduğunu düşünüyordum?

"Su içmek için kalkmıştım. Neden uyandın? Sen de mi susadın?" diyordun. Sadece sana bakıyordum, bir şey söyleyemiyordum.

Gerçek olduğuna inanmak istiyordum yalnızca. Sana doğru yürüdüm. Yanına gelince seni tezgaha yaslayıp, öpmeye başladım dudaklarını. Ruhunu emercesine öpüyordum. Şiddetim canını acıtıyor ama bir şey söylemiyordun. Ayak uydurmaya çalışıyordun bana.

Ellerim tüm bedenini yokluyordu, sahiciliğini kontrol edercesine. Dilim ağzının içinde dolaşıyor, tüm nefesini kesiyordu. Boynunu emmeye, ısırmaya çalışıyordum. Teninin sıcaklığını hissetmeye ihtiyacım vardı. Bunun bir rüya olmadığını, şu an yanımda olduğunu anlamam gerekiyordu.

Eşofmanını indirip, önünde diz çöktüm. Tüm erkekliğini ağzıma aldım olanca hırsımla. Yılların acısını çıkarırcasına emiyordum. Sen sertleştikçe ben daha da inanıyordum gerçekliğine. 

Daha fazlasını istiyordum. İçimdeki korkunun yok olması için daha fazlasına ihtiyacım vardı.

Arkanı döndürüp, tezgaha daha da bastırdım seni. Çok fazla hazırlık yapmadan sadece biraz tükürükle öylece girivermiştim içine. Canın yanmış, yüzünü acıyla tezgaha kapamıştın. 

Çok dardın, hareket dahi edemiyordum içinde. Israrla gidip gelmeye çalışıyordum. Bacakların titriyor, kendini kasıyordun. Ben ise durmuyor daha da sertleştiriyordum hareketlerimi. Durduramıyordum kendimi.

Canının yanmasına aldırış etmiyordum. O an sadece kendimi düşünüyordum, yalnızca benim acılarım vardı. Gözlerinden yaşlar geliyordu, bunun farkındaydım. Durmam gerekirdi biliyordum ama durduramıyordum kendimi. O kadar öfkeli ve kırgındım ki içine akıtmalıydım bir an önce tüm zehrimi. Çok geçmeden zaten şiddetle içine boşalmıştım.

Artık inanıyordum tüm gerçekliğine. Yanımdaydın, benimleydin. Kabuslarım bitmişti. O rahatlamayla ağlamaya başladım. 

Tüm acılarına rağmen dönüp bana sımsıkı sarılmıştın. Acılarınla acılarımı teselli ediyordun. Seni hak etmiyordum. İçimde korkunç bir canavar vardı ve sürekli senin canını yakmak istiyordu iyileşebilmek için.

Firgun (+18) || BrightWin✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin