Firgun (+18) || BrightWin✔️

13. Bölüm İlk Gece 🔞

"Bebeğim inan ki.. Ah Nasıl anlatsam.. Gerçekten kötü bir düşüncem yoktu bu akşam için. Sadece markette görünce alıp geçtim. Sonrası için kullanabilirdik. Bir gün ikimiz de hazır olacaktık. Ama bu gece için sadece seninle romantik bir şeyler yapmaktı amacım. Kötü bir şeyler düşünmedim yemin ederim. Offf amma çok saçmaladım değil mi? Hiç olmamış gibi davranabilir miyiz?" Karşında acıdan, utançtan kıvranıyordum resmen.

Düşüncelere dalmış bir şekilde karşımda durmuş, bana bakıp duruyordun sadece. Vereceğin tepkiden korkuyordum. Kızmış mıydın acaba bana, yoksa utanmış mıydın?

Bir süre sessizce bekledikten sonra, elindekileri bırakıp bana doğru yürümeye başladın ifadesiz bir yüzle. Yüreğim ağzımda atıyordu. Yutkunmakta bile zorlanacak kadar korkuyordum. Tam karşıma geçip, durdun. Nefesin vuruyordu tenime. Gözlerini kısmış bir şekilde bakarak, tepkilerimi inceliyordun sanki. Ne düşünüyordun? Kafanın içinden neler geçiyordu? Bu belirsizlik yüzünden çıldırmanın eşiğine gelmiştim.

Bir şey söylemiyor, öylece durmuş beni seyrediyordun sadece kısılmış gözlerinle. Dudaklarıma kapanan dudaklarının temasıyla daha büyük bir şok dalgası tüm vücudumdan elektrik akımı gibi gelip geçti. Beni öpmeye başlamıştın birden bire. Şaşkın, salak halim devam etti bir kaç saniyeliğine daha. Neler olup bittiğini bile anlamıyordum ki? Ellerim iki yanımda, öylece dikili kalakalmıştım mutfağın ortasında.

Ellerin ensemde geziniyor, saçlarımı okşuyordu parmakların. Dudaklarımı ayıran dilinin içeri girmesiyle, büyük şoku atlatıp kendime gelmeye başlamıştım. Karşılık vermeye başladım öpücüklerine. Belinden sarıp, kendime çektim seni. Bedenime yaslanan bedenin verdiği sıcaklıkla daha da kabarmaya başlayan duygularımla öpüyordum şimdi seni. Üst dudağını yalayan dilim, dilinle buluşunca ne zamandır senden duymayı arzulayan inlemeye, nihayet kavuşmuştu kulaklarım.

İstemsizce çıkan inlemenin ardından bana kendini daha çok bastırıp, sürtünmeye başlamıştın, kışkırtıyordun beni. Ellerinde yanıp küle dönüyordum, hiç mi farkında değildin?

Soluklanmak adına ıslak dudaklarından kendimi koparıp, sana baktım. Gözlerinde şehvet vardı. Kalbimin ritmi hiç olmadığı kadar hızla atmaya başlamıştı, gözlerindekileri görünce. Gerçekten istiyor musun diyordu gözlerim sana. Kulağıma fısıldadın arzulu bir sesle "Seni istiyorum." Bütün kanım çekildi.

Kaçmana, kararını değiştirip tereddüt etmene izin vermeden tekrar öpmeye başladım seni. Dudaklarını şiddetle öpüyor, emiyordum. Alt dudağını ısırdım, kanının tadını alabilmek için. Daha fazla tutamazdım artık, içimdeki seni şiddetle arzulayan canavarı.

Belinde gezinen elimi sweatshirtünün içine soktum bir an bile düşünmeden. Çünkü düşünürsem durma ihtimalim yüksekti. Gerilmiş ve sıcaklaşmış teninde gezintiye çıkmıştı avuç içlerim. Ucundan tutup çıkartmıştım üstünü.

Bembeyaz, kusursuz tenin bütün güzelliğiyle tekrardan karşımdaydı işte. Boynuna gömdüm başımı. Büyülendiğim, tüm benliğimi unuttuğum kokunla sarmaş dolaş olmuştum hiç beklemediğim anda. Islak dudaklarımla boynuna, ademelmana, köprücük kemiğine mührümü basıyordum kendime hakim olamayarak. Hazzın inanılmaz şiddetinde kendimi kaybettiğim sırada, omzunu ısırmıştım arzuyla. Bir "Ah!" nidası çıktı dudaklarından, içimi daha da titreten. Ellerin saçlarımda gezinirken, daha da asılıyordu şiddetle. Parmak uçlarında can çekişiyordu ruhum.

Ellerini, nemlenmeye yüz tutmuş saçlarımdan ayırıp, gömleğimin düğmelerine ulaştı titrek parmakların. Tek tek çözmeye çalışıyordun, ben seni öperken. Sana yardımcı olmak, bir an önce üstümdekinden kurtulmak için tek hamlede üzerimdeki gömleği yırtarcasına çıkardım. Çıplak kalmış gövdemle karşında dikilirken, beni baştan aşağı incelemeye başladı gözlerin. Göğüs kaslarımı keşfe çıkmıştı, ellerin. Dudağını ısırıyordun farkında olmadan. Bu halin daha da memnun ediyordu beni. Benim sana duyduğum hayranlığı sen de bana duyuyordun saklamaya gerek dahi duymadan. Tenlerimiz birbirlerine kavuşmak için saniyeleri sayıyordu sabırsızca artık, katlanılmaz bir hal almıştı ikimizin de içindeki yangın ateşi.