🍓°28

402 41 20
                                    

Uyku düzenimi oturttuğum günlerden birisinde sabahın sekizinde odamda kısık sesteki müziğim ile oturuyordum.

Akşamları erken uyuyup sabah erken kalkmanın ne kadar iyi hissettirdiğini okuldan sonraki aylar içinde unutmuştum. Okul başlamadan kısa süre önce uyku düzenimin olması işime yarayacaktı.

Haftanın bazı günleri kızlarla birlikteydim. İki kere Jennie'yle birlikte Lisa'larda kalmıştım. Haftada bir kere tiyatro kursuna gitmeye başlamıştım ve uzun süredir dokunmadığım gitarımla ilgileniyordum. Düzenli bir şekilde ders çalışmaya bile başlamıştım.
Tek yolunda gitmeyen şey Jisoo ile olan ilişkimdi, hala burada değildi ve gün içinde zar zor konuşuyorduk.

Kabul etmeliyim ki hayatımdaki şeyleri düzene sokma çabam Jisoo'nun boşluğunu kapatmaya çalışmamdı. İşe yaradığını inkar edemezdim.

Tatilden beri ne gördüğüm ne de konuştuğum Jaemin ise geçen hafta buluşmak için mesaj atmıştı.

Bir kafede oturup uzak kaldığımız zamanlar hakkında sohbet etmiştik.

O gün Jaemin'in geçen sene tiyatro zamanında benden hoşlandığını, hatta beni mezunlar balosuna davet etmek istediğini fakat Jisoo ile iletişimimi gördüğünde kırıldığını ve geri çekildiğini öğrendim. Hatta benim yüzümden mezunlar balosuna gitmemiş bile. Kendimi kötü hissetsemde şuan konuştuğu tatlı bir kız olduğunu ve bana karşı duygularını arkadaşça geride bıraktığını öğrendiğimde içime su serpilmişti.

Eskilerden konuşmak çok garip hissettirmişti. Bir ay önceki ben bile şuanki ile aynı değildi.

Ayağa kalkıp müzik sesini kapattıktan sonra havalanması için odamın camını açtım.

Üstümdeki üstümdeki şort ve kısa kolludan oluşan saten pjama takımını çıkartıp artık güne başlamayı düşündüm fakat bu pjamadan ayrılmam için kumaşı çok rahattı. Bu şekilde gün boyu böyle kalabilirim diye düşündüm.

Pencereden dışarıya bakıyordum. Yüksekte olmamdan dolayı yüzümde hissettiğim yaz rüzgarı gülümseyerek geri çekilmeme neden oldu. Aşağıda yürüyen insanlara baktığımda odanın içinde yükselen telefon melodisi ile kalbim hızlanmıştı.

Jisoo'nun ona özel melodisi çaldığında odada koşturduktan sonra çocukça bir heyecan ile telefonu elime aldım. Açmatuşuna basmadan önce sakinleşmeye ve sesimi normal tonda çıkartmaya çalışıyordum. Sesini en son ne zaman duymuştum?
Sanırım üç gün önce bir telefon konuşmasındaydı.

Derin bir nefes aldıktan sonra telefonu açtım.

"Alo? Günaydın."

"Günaydın Chaeyoung."

Heyecanlı sesim oldukça boğuk gelen sesine karşın endişe ile yer değiştirmişti.

"Kötü bir şey mi oldu sevgilim?"

Merakla soruyu telefona yönelttiğimde diğer taraftan yanıt olarak alabildiğim tek derin bir nefes sesiydi.

"Bu gün geliyorum Chaeyoung, buluşabilir miyiz?"

"Tabikide buluşabiliriz. Nerede?"

"Sahil uygun mu? Çok duramayacağım."

"Tamam o zaman. Öğlen 12 nasıl? Yemek yemeden gel, istersen öğle yemeğini birlikte yeriz."

"Öğlen 12 iyi, öğle yemeğini düşünürüm."

"Bu arada, kahvaltı yaptın mı?"

"Hayır yapmadım, sen?"

"Ben de yapmadım. Uyanalı yarım saat bile olmadı, odamda müzik dinleyip bu gün ne yapacağım diye düşünüyordum."

"Güzel."

Romeo and Juliet❞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin