🍓°19

644 62 27
                                    

🍓🍓🍓


Sene sonu tiyatrosundan sonra okulun bitmesine iki hafta kalmıştı. İlk hafta hasta olduğumdan dolayı okula gitmemiştim fakat zaten dersleri son haftalarda olduğumuz için bitirmiştik bile. Şimdi ise okulun son haftasının ilk günüydü. İki gün sonra mezunlar balosu vardı, Lisa aylar öncesinden Jennie'yi davet etmişti bile ve birlikte gideceklerdi. Ben de yalnız gidecektim. Hiç kimseden teklif almamıştım, alsaydım da kabul etmezdim. Yıllarca her mezunlar balosuna yalnız gitmiştim. Bir partnere bağlı olma gibi işler bana uymuyordu, yalnız başıma gidip vakit geçirip istediğim zaman kalkıyordum.
Bu sene de öyle olacaktı.

Şimdi ise Jennie ile onun için elbise bakmaya gelmiştim. Balo akşamı Lisa' ya teklif etmeyi düşünüyormuş. Lisa' nın da aynı şeyi düşündüğünü tabiki de ona söylemedim.

"Siyah gerçekten çok ateşli ama lacivert o kadar zarif ki... Karar veremiyorum."

"Eğer siyahı alırsan lacivert aklında kalacakmış gibi geliyor, o cidden sende özel ve farklı  duruyor ama siyah gibi bir dolu elbisen zaten var."

Tekrardan asılı olan iki elbisede göz gezdirdi ve karar verdiğini belli ederek başını salladı.

"Laciverti alacağım."

Gülümsedim. Hızla kasaya giderek elbiseyi aldık ve ardından yürüyerek eve dönmeye karar verdik.

Yavaşça dirseğini koluma vurdu ve merakla yüzüme eğildi.

"Sen aldın mı elbiseni?"

"Dolabımda zaten çok giymediğim bir kaç elbise var, onlardan birisini giyerim. Mezunlar balosu ben mezun olmadığım sürece önemli değil."

"Hadi ama cidden çok basit düşünüyorsun. İnsanın keyfini kaçırırsın sen. Hem; Jaemin seninle o kadar çok ilgilendi ki sene boyunca, sana teklif edeceğinden adım gibi emindim... Aptal çocuk."

"Teklif etseydi de kabul etmezdim, benim gibi baloyu sevmeyen birisiyle gidip hevesini kıracaktı. Cidden baloya gitmeye ve Jaemin'e ayılıp bayılan onlarca kız varken ben mi?"

"Onlarca kızı toplasa bir Park Chaeyoung etmez ama."

Gülerek önüme döndüm. Hava kararmaya başladığı için tempomuzu hızlandırmıştık.

"Benim senin gibi; bir yıldır uzaktan kesip hoşlandığım, bir yıldırda flört ettiğim, yani toplam iki yıldır çevremde olan ve bana teklif edebilecek birisi yok. Fakat senin için Lisa var."

"Senin içinde etrafında Lisa gibi birisinin olmasına gerek yok, çünkü seninde Jisoo'n var. Hemde çocukluktan beri aklında olan Jisoo, Lisa ve benden çok daha iyi."

Gözlerimi büyüterek hızla sırıtan Jennie'ye döndüm.

"Hey bunu kim anlattı?"

"Lisa... Zaten aranızda önceden beri bir şey olduğu çok anlaşılır biçimdeydi sadece hikayenizin bu kadar eski ve hoş olduğunu bilmiyordum."

Aklıma gelen anılarla gülümsememi saklamak için başımı yere eğdim.

"Neden gidip ona teklif etmiyorsun? Partnerimizi dışarıdan getirmemiz yasak değil ayrıca Jisoo o kadarda dışarıdan sayılmaz, nasıl olsa öğretmenler ve öğrencilerin bir kısmı onu tiyatroda görevli olmasından dolayı tanıyor."

O an bunun olduğunu hayal ettiğimde karnımda oluşan gıdıklanma hissi kaşlarımı çatmama ve hızla susmama neden olmuştu. Evime ziyarete geldiği günden beri kendimi ona karşı kötü hissediyordum, kendimi affettirmek için çeşitli onlarca yol düşünsemde hiç birisini yapamayacağımı biliyordum bu yüzden düşünmekten kaçınıyordum.

"Hey, ona karşı neden bu şekilde kırgın ve sinirli olduğunu anlayabiliyorum ama siz gerçekten şans verilmeyi hak eden bir ikilisiniz. Tek sorununuz birbirinize izin vermiyor olmanız, bırakta bir kere olsun sadece mutlu olmayı dene Chaeyoung. Bunu istediğini biliyorum. Eğer başaramazsanız kimse sizi gitmek için durdurmayacak."

Neden olmasın diye düşünürken, bunu gerçekten istediğimi farkettim. Jisoo'yla olmayı gerçekten istiyordum, ayrıca davranış şeklim ve duygularıma bakılırsa ona karşı olan duygularım hatırladığım gibi arkadaşça değildi. Jisoo ile romantik bir ilişkide olabileceğimin düşüncesi beni gerçekten heyecanlandırıyordu ve bunu ilk kez o akşam eve dönüş yolunda Jennie ile konuşmamızda farketmiştim.

Geriye kalan tek şey cesaretimi toplayıp Jisoo'ya yazarak baloya davet etmekti.

🍓🍓🍓

Güzelce duşumu aldıktan sonra içinde en rahat olduğum pjamalarımı giydim ve odama geçtim. Jisoo'ya yazacağım fakat yatağımın ucunda duran telefonumla bakışmaktan başka hiç bir şey yapamıyordum.

Sonunda derin bir nefes alıp cesaretimi toplayarak telefonu elime aldım.

Hey

İyi akiamlar

Nasılsın?

Hızlı bir şekilde telefonu yatağa attım ve gergin bir şekilde beklemeye başladım. Fakat beklememe bile gerek kalmamıştı çünkü bir kaç saniye sonra telefonuma bildirim gelmişti.

Elimi hızla telefona götürüp ekranı açtım.

Jisoo

Sana da iyi akşamlar Chae

İyiyim teşekkür ederim

Sen?

Ben de iyiyim

Ne yapıyorsun?

Jisoo

İşe gittim, duş alıp biraz dinlendikten sonra akiam yemeği yedim ve şimdi televizyonun karşısında oturuyorum

Ben de dışarıda Jennie'yleydim eve gelip duş aldım ve şimdi odamda oturuyorum

Jisoo

Pekala...

Belliki bana söylemek istediğin bir şey var

Normalde günümün nasıl geçtiği ya da nasıl olduğum pek umrunda olmaz çünkü

Sıkkınlıkla elimi enseme attım. Bu kadat belli mi ediyordum? Cidden çok kabaydım ama bunu düzeltecektim. Elimi klavyeye götürdüm ve hızla yazmaya başladım

Biliyorum, her kabalığım için üzgünüm gerçekten. Sana kendimi affettirmek istediğim için yazdım ayrıca sormam gereken bir soru var.

Jisoo

Evet Chaeyoung

?

Benimle mezunlar balosuna katılır mısın Jisoo?

Romeo and Juliet❞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin