Elimde ki gitarı bıraktım.
Evimizin salonunda anne babamın alkış sesleriydi geriye kalan.
"Çok güzel çalıyorsun bebeğim."
Babamın iltifatına karşın gülümsedim.
Haftasonu akşamları onlara gitar çalardım ve birlikte sohbet edip nadir olan güzel vakitlerimizi geçirirdik.
Çünkü bilirsiniz,ikiside çalışıyor ve tek çocukları olarak koşuşturucu iş hayatları arasında bana ayıracak pek vakitleri yok.
"Ee okul nasıl gidiyor tatlım?"
"İyi gidiyor baba.Şey,notlarım yine yüksek."
"Güzel."
Annem bu sırada ayağa kalkıp mutfaktan bir bardak çilekli sütümü ve kurabiyeleri getirmişti.
Babamın ve benim kucağıma birer tabak dolusu bıraktıktan sonra aramıza oturdu.
"Okulda bir tiyatro oyunu olacakmış.Katılmasını istedim ama istemiyormuş."
Babam annemin sözünden sonra bana döndü.
Ben ise anneme neden söyledin der gibi bakıyordum.
"Neden denemiyorsun?"
"İstemiyorum."
"Hangi oyun?"
"Baba..."
Babamın kararlı bakışı sonrasında pes ettim.
"Şey,Romeo ve Juliet."
"Çok güzel bir oyun Chaeyoung ve denemeni istiyorum.En azından dene çünkü bu konuda yeteneklisin.Neden öğretmeninle konuşup Juliet rolünü almıyorsun?"
"Çok ezberi var."
"Sana yardım ederim."
"Sahne korkum var."
"Kafede çıkıp gitar çalabiliyorsan, sahne korkun olduğu yalanını yemedim Chaeyoung."
"Baba gerçekten istemiyorum."
"Seni sahnede görmek ve herkesin alkışını aldığını duymayı istiyorum Chaeyoung."
"Ya bunu yapamazsam?"
"Ben yapacağından eminim."
Sadece sustum.
Babam ve annem beni gözlerinde çok büyütüyorlardı.
Onların gözünde kusursuz bir prensesim.
Yetenekliyim,güzelim ve notlarım yüksek.
Yıllardır çaldığım gitar ile sahneye çıkmakla Juliet kostümü ile başka bir kişiliğe bürünüp ezber ile konuşmak farklı.
Fakat anlamamakta ısrarcılar.
"O zaman öğretmenini arayıp tiyatroya katılacağını söylüyorum."
Babam ayaklanıp ev telefonuna doğru gitti ve öğretmenim ile konuşup Juliet rolünü almamı sağladı.
Şuan tek mutlu olduğum şey dersleri yırtacak olmamdı.