🍓°12

744 64 13
                                    

Annemin söylediğine göre,notun uğraşlarına rağmen kuzenlerim bir yere gittiğimi anlamış ve anneme ısrar ederek geldiğim yeri öğrenmişlerdi.

Anlaşıldığı üzere Jungkook Somi'nin ısrarla sonucu gelmişti ve elinde telefon ile seyirci koltuklarından birinde tek başına takılıyordu.

Somi ise sahne dekorlarını sürekli elliyor ve birşeyler ilgilenen insanları rahatsız edip çalışmalarına engel oluyordu.

Bay Hwan başımızda olmadığı için şükredebilirdim çünkü anında Somi'yi kapı dışarı atardı.

Yaptığım karton kuleye dokunacağı sırada kolundan tutup onu durdurdum.

"Lütfen Somi bir şeylere dokunmayı bırak.İnsanları rahatsız ediyoruz."

"Uff...Tamam be."

Kollarını bağdaş kurarak yere oturdu.

"Bence de burada otursan herkes için daha sağlıklı olur."

O sırada sahneye Jaemin'in gelmesi ile Somi ayaklandı.

"Naber Chae-"

"Merhaba ben Somi.Chaeyoung'un biricik kuzeniyim ve buraya Amerika'dan geldim."

Hızlıca önüme geçmiş ve elini Jaemin'e uzatmıştı.Hepsini tek nefeste söylemişti ki buna rağmen biricik detayını kaçırmamıştım.

Yalanlar gözüme çarpardı.

Jaemin ani hareket ile irkilmişti ama kendini bozmadı ve el tokalaştılar.

"Ben de Jaemin.Memnun oldum.Aa...Chaeyoung arkada sana ihtiyacımız var.Gelmen gerekiyor."

Başımı sakladım ve Jaemin beni kolundan tutup sürüklerken Somi'ye bir şeye dokunmaması için son kez yalvardım.

Jaemin beni depoya getirdiğinde karanlık olduğu için korkmuştum fakat sonrasında ışıklar bir anda açıldı.

"Bay Hwan mor perdeleri bulmamızı istedi.Kırmızı perdeyi sürekli kullanıyorlarmış farklı olsun istemiş."

Odanın yarısına kadar dolmuş olan kolilere baktım.

"Buradan nasıl bulmamızı bekliyor."

"Bilmiyorum ama hızlı bir şekilde işe başlamalıyız."

"Peki o zaman ben şu köşeden başlıyorum sen de diğer köşeden başla ve baktıklarımızı karıştırmamak için aramıza koyalım."

Dedim ve kolileri karıştırmaya koyuldum.

Yirmi dakika sonra ben yaklaşık dokuz koli bakmıştım ama bir şey bulamamıştım.

Jaemin'de öyle.

Yorulduğum için kolilerden birinin üstüne oturdum.

Jaemin'de beni taklit ederek yanıma oturdu.

"Daha birsürü koli var nasıl bulacağız."

Diye bebek gibi mızmızlandım.

"Bu gün buluruz ya.O kadar büyük bir sorun değil bence."

Elimi yanımda ki koli ye açtığımda bir tuvalet pompası bulmuştum ve çıkartıp Jaemin'in üstüne doğru salladım.

"Bibidi babidi bu."

Jaemin güldü ve yanında ki kolileri karıştırmaya başladı.

Bir kaç dakika sonra tavşan kulağı olan bir taç ve masa örtüsü buldu.

Tacı takıp örtüyü boynuna bağladı ve Super Man pozu verdi.

Ben de gülmekten yarıldığım sırada üstüne oturduğum kolinin yırtılması ile içine düştüm ve bu şekilde ikimizde gülme krizine girdik.

"E Jaemin gülme krizin bittiyse çıkmama yardım et diyorum hani."

Ve elimden tutup beni koliden çıkardı.

"Daha fazla şebekelik yapmadan devam edelim ve hızlıca bulalım şu perdeleri."

Jaemin üstündekilerden kurtulup aramaya koyuldu ve ben de kolileri karıştırmaya devam ettim.

Koliler arasında bulduğum mor perdeleri kaldırıp Jaemin'e gösterdim.

"Buldum!"

O sırada bütün heryer bir anda karanlık olmuştu.

Elimdeki perdeleri bıraktım ve etrafımı görmeye çalıştım.

Fakat bir şey göremiyordum.

"Jaemin!"

"Sakin ol şimdi kapıyı bulacağım."

"Ben de yardım edeyim."

Kollarımı önümde sallayarak korkak adımlarla ilerliyordum ki ayağım kolilerden birine takıldı ve yere düştüm.

Bu sırada sırtımı sanırsam kapının koluna çarptım ve acıyla inledim.

"Nerdesin Chae."

"B-burdayım."

Elimi uzzattığımda, elimi bulunca tutup beni kaldırdı.

"Sanırsam kapıya vurdum.Tam arkamda duruyor.Şunu açta çıkalım burdan."

Bir kaç saniye sonra Jaemin'in kapıyla uğraştığını duyabiliyordum.

"Bu açılmıyor."

"N-nasıl yani?"

"Sırtını vurduğunda geriye itip kapamış olmalısın.Tamam sorun yok burada olduğumuzu biliyorlar yani bizi bulmaları uzun sürmez."

Okulun bodrum katında ki karanlık bir depoda kilitli kalmak şuan isteyeceğim en son şeydi.

Karanlıktan korkardım.

Fakat yalnız değilim en azından diyerek kendimi avuttum.

"Jaemin nerdesin?"

"Burdayım,geliyorum."

Sesi biraz ileriden gelmişti.Olduğum yer de durup beni bulmasını bekledim.

Eli omzuma dokunduğunda koluna sarıldım.

"Yanımdan uzaklaşma.Karanlıktan hoşlanmam."

"Tamam.Zaten senden uzaklaşmayacağım."

"Telefonlarımızda yok kahre-"

Arkamdan gelen yüksek ses ile korkup Jaemin'e sarıldım.

"Sakin ol tamam.Sanırsam koliler düştü."

"Korkuyorum."

Neredeyse ağlayacak gibi konuşuyordum.

"Yere oturmaya ne dersin?"

"Olur."

Ve ben hala Jaemin'e sarılıyorken yere oturduk.

Ne kadar süredir orda olduğumuzu bilmiyordum fakat ben uyuklamaya başlamıştım ve bu sırada deponun kapısı açıldı.

Elinde fenerle birisi bizi almaya gelmişti fakat gelen kişinin kim olduğunu göremiyordum...

Kapı açıldıktan sonra elinde fenerle duran kişinin Jisoo olduğunu gördüm.

Cebinden başka bir fener çıkartıp ışığını açtı ve Jaemin'e hızlı bir şekilde attıktan sonra hızla yanımızdan uzaklaştı.

O gittiği sırada nedensizce kendimi huzursuz hissettiğimi farketmiştim...



Romeo and Juliet❞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin