Jungkook, beni dinlemeyerek yolun başında aldığı için uzun saatler sonunda boynu bükülmüş olan çiçek buketini annesine uzatırken bende kucağımdaki hediyeleri babasına uzattım.
İçeri gireli henüz bir dakika olmuştu ve arabanın içinde saatlerce aynı şekilde oturmaktan dolayı bacaklarım uyuşuk bir şekilde ayakta durmaya çalışıyordum.
Annesi boş bir vazo bulup içine suyu doldururken bizde Bay Jeon ile yemek masasına ilerledik. Jungkook benden oldukça uzak bir yere, masanın diğer ucuna ve tam olarak karşıma oturmuştu.
"Canlı çiçek buketlerini sevmediğimi bilmiyor musun Jungkook, çiçekler toprakta güzeldir."
"Özür dilerim efendim Jungkook bana bununla ilgili bir şey söylememişti."
Bu sırada Jungkook'a imalı bir bakış attığımda sırıtıyordu.
Annesi yanıma gelip masaya oturmadan önce omzumu sıvazladı.
"Sorun değil canım, çok güzel kokuyorlar."
"Karides güveç yaptım, sormadım ama umarım seviyorsundur?"
Başımı olumlu anlamda salladım.
"Deniz ürünleriyle aram iyidir."
"Biz de severiz, bu yüzden bu evde her hafta dört kere mutlaka deniz ürünü olur."
Bay Jeon'un sempatik tavrına gülümsedikten sonra gözüm Jungkook'a kaymıştı, gözleri bana dalmış gibi şirin bir ifadeyle bana bakıyordu.
"Yemekler soğumasın o zaman hadi."
Hep birlikte hoş bir sunumla hazırlanmış tabaklara eğildiğimizde masada sohbetler saatleri uzatırken sonunda tabaklar boşalmış ve hepimiz doymuştuk.
Bayan Jeon'a yardım etmek adına boş tabak ve çatalları alarak mutfağa ilerledim.
''Jungkook ile şirin bir çiftsiniz, gözünü senden alamıyor bile.''
Bayan Jeon'un yumuşak ses tonuyla ettiği iltifata gülümseyerek bulaşıklarla ilgilenmeye devam ettim.
''İki yıldır sevgili olmanıza rağmen seni şuan getirmesine kızgınım.''
''Onu suçlamayın, rahat olmam için aceleci davranmadığına eminim.''
Elimdeki son bulaşıkları da makineye yerleştirdikten sonra gülümseyerek bana baktığını farkettiğim Bayan Jeon'a döndüm.
''Teşekkür ederim canım, bu kadarı yeterli. Salona diğerlerinin yanına geçebilirsin, bende birazdan gelirim.''
Hafifçe başımı eğip gülümsedikten sonra salona geçtim. Bay Jeon tekli bir koltukta, Jungkook'da üçlü koltuğun kenarında oturuyordu. Bay Jeon'u nazikçe selamladıktan sonra Jungkook'un yanına oturdum.
"Ebeveynlerine uğruyor musun?"
Gözlerimi Bay Jeon'a çevirdiğimde meraklı ve samimi bir ifadeyle konuşma başlatmak adına, sorduğu sorunun cevabını beklediğini gördüm ve buna karşın başımı olumlu anlamda salladım.
"Bir kaç ayda bir kalmaya gidiyorum, uzak olmadığı için sorun olmuyor zaten telefonda iletişimimizi hiç kesmiyoruz."
"Ne güzel."
Dedi gözlüklerini düzeltirken Jungkook'a bakarak.
"Bazen Jungkook'un bizi unuttuğunu bile düşünüyorum, evdeyken her zaman odasında olur ve sadece müziğiyle ilgilenirdi. Genelde arkadaşlarıyla garajda olurlar ve o zımbırtılarla müzik yapıp komşuları rahatsız ederlerdi."