Hilal şeklinde bir masaya onbir kişi oturmuş Bay Hwan'ı bekliyorduk.
Masanın başında,baş roller olarak Jaemin ve ben oturuyorduk.
Oyun provaları tamamlanmıştı ve şimdi sahne dekorları,kostümler,ses ve perde ayarlamaları kalmıştı.
Gerçekten çok işimiz vardı...
Bay Hwan'ın amfiye girmesi ile öğrenciler kendilerini düzeltip önlerine dosyalarını çıkardılar ve resmi bir havaya büründüler.
Çünkü burada dünyayı kurtarıyoruz dostum (!)
Bay Hwan,hilal şeklinde ki masanın ortasına küçük bir sandalye çekip bacak bacak üstüne oturdu.
"Evet çocuklar,hoşgeldiniz ve hoşbuldum."
Boğazını temizledi ve devam etti.
"Biliyorsunuz ki senenin başından beri tiyatroya sıkı bir şekilde çalışıyoruz.Senaryolar ezberlenildi ve oyuncular hazır.Buradan sonra geriye kalan şeyler teknik işler ve bir aydan az bir süremiz kaldığı için hepinizin daha sıkı çalışması gerekiyor."
Bay Hwan arka cebinden küçük bir kağıt alıp okumaya başladı.
Herkese farklı görevler veriyordu.
"...Yoongi ses sende.Mümkünse bazı ara sahnelerde perdelerin kapandığı sırada piyano çalabilirsin."
"Aynı anda oyunculuğu ve piyanoyu yapamayacağıma göre ses kaydetsem ve arkadaşlar gereği olduğunda bunu hoperlörden açsa?"
Bay Hwan elini şıklattı.
"Evet bu olur.Bunu not et."
Bay Hwan'ın asistanı (!) bunu not etti.
"Kostümler için birşeyler baktım fakat henüz gelmediler.Bu yüzden bunlara sonra bakacağız.Evet,şimdi sıra geldi sahne dekorlarına.Chaeyoung,bunu senin halletmeni istiyorum.Gerekli malzemeler olursa bana söylemen yeterli olur."
"Peki."
Not defterime bunu not aldıktan sonra cebime geri koydum.
"Evet şimdilik bu kadardı çocuklar.İsterseniz bu gün başlayabilirsiniz."
Bay Hwan çıktıktan sonra herkes ayaklandı.
Jaemin yanıma geldi.
"Ee napıyoruz şimdi?"
"Şey,bilmiyorum.Çocuklara yardım edebiliriz."
"Peki."
Ses ayarlamaları için yedi kişi kadar sahne arkasına gittik.
Jimin bilgisayarın başına oturdu ve yanına geçip dikildim.
Etrafta bir kaç kişi daha vardı.
"Şimdi,tam olarak kaç sahne var?"
"Yedi."
"Tamam."
"Ben gidiyorum çocuklar."
Burada bir işim olmadığını gördükten sonra sahne dekoru için birşeylere başlamaya kart verdim.
Amfinin kırmızı koltuklarından birine oturdum ve not defterimi çıkarttım.
Sahneleri sıra sıra aklıma getirdim ve her sahne için gerekli olan eşyaları not ettim.
Şu çok bilindik kule sahnesi için ne yapabileceğimi düşündüm.
Belki büyük bir kartonu kule şeklinde kesip boyayabilir ve arkasına da çıkmam için bir merdiven koyabilirdim.
Evet bu fikir güzeldi.
Bunu da not ettikten sonra tam koltuktan kalkacaktım ki amfiye tanımadığım birisi girdi.
Bu kafede garson olarak çalışan siyah saçlı garip kızdı.
Sahnede duran bir kaç öğrenciyi yanına çağırıp birşeyler konuştu.
Öğrencilerden biri bilmiyormuşçasına kollarını kaldırdı.
Amfinin seyirci kısmı-yani benim oturduğum kısım-karanlık olduğu için ileride neler olduğunu pek göremiyordum.
Boşverip işime devam ettim.
Notlarımı aldıktan sonra bunu paylaşmak için sahne arkasına gidip Jaemin'i aradım.
Hala bilgisayar başında olan Jimin'in yanına gittim.
"Hey,Chae gelmişken bana biraz yardım edebilirmisin?"
"Ah peki."
"Dördüncü sahnede ikinci kez perde kapandığında sonra ki açılışta ne oluyor?"
"Mmm...Romeo'nun diğer aileden bir kaç kişiyi öldürdüğü bir yer vardı o olması lazım."
"Teşekkür ederim."
"Rica ederim.Bu arada Jaemin nerede?"
"Kostüm odasına gideceğini söylemişti."
El sallayarak hızla oradan uzaklaştım.
Kostüm odası beklemediğim bir şekilde kalabalıktı,sanki bütün öğrenciler buraya toplanmış gibiydi.
"Jaemin!"
Bir kaç kez seslendikten sonra Jaemin'in biraz ileride birisiyle konuştuğunu gördüm.
Bu kişi yine o kızdı.Aldırmadan Jaemin'e döndüm.
"Şu notları bir baksana."
Elimde ki not defterini uzattım.
Eline alıp dikkatlice okudu.Sonunda ise memnun bir filmde vardı ve bunu görünce gülümsedim.
"Nasıl?"
"Bunlar çok güzeller.Bay Hwan'a göstermelisin-ah ya da dur.Bay Hwan yokken noona burada olacağı için ona da gösterebilirsin."
Karşımızda bizi ifadesizce izleyen kızı gösterdi.
"Bu Jisoo noona.Bay Hwan yanımızda o yokken bize yardımcı olması için göndermiş."
İsminin,küçüklüğümde ki birisiyle aynı olmasından dolayı gergince gülümsedim ve elimi uzatıp elini sıktım.
"Ben Park Chaeyoung."
"Memnun oldum."
"Bende."
"Ben de görebilirmiyim?"
"Neyi?"
Gözleriyle not defterime baktı.
"Ha,evet tabiki de."
Defteri uzattım ve olmaya başladı.
"Sence kulenin boyalı bir kartondan olması çok basit değil mi?İlkokul tiyatrolarında bu şekilde sahne dekoru yapıyorlar.Bence daha iyisini yapabilirsin."
"Bence bu çocukça değil,aksine el yapımı olduğunu gösteriyor ve bu tiyatroya emek harcadığımızı işaret eder.Ki zaten Bay Hwan sahne dekoru ve diğer şeyler için fazla bütçe harcamamıza gerek olmadığını,kendi imkanlarımızla yapmamızı söyledi."
Alaycı bir şekilde güldü.
"Şey bence de iyi yani profesyonel bir tiyatro oyunu sergilemiyoruz."
"Peki.Öyle olsun o zaman."