Kahve fincanın üstündeki çiçek desenlerine bakarken gülümsemeden edemedi. Baya eski bir desendi. Annesinde de bunlardan vardı. Ve annesini özlediğini fark etti. Uzun zamandır görmüyordu. Yakın bir zamanda yanına uğramalıydı."Sana kötü davranıyor mu?"
Gelen soru ile bakışlarını fincandan çekti ve karşısında üzgün gözlerle kendisine bakan kadına odaklandı. Ne diyecekti?
Evet - Hayır..
Başkalarını üzmenin bir anlamı yoktu.
Kafasını olumsuz bir şekilde salladı.
"Hayır...kötü davranmıyor Ebru anne." demekle yetindi sadece.
Ne kadar inandırmaya çalıştıysa da kadın inanmamıştı. Oğlunu iyi tanıyor olmalıydı."Bizim dengesiz öyledir. Ve ben inanıyorum sana aşık olacak. Senin ona olduğun gibi."
Eylül bu lafa kahkahalarla gülmek istedi. Kenan mı aşık olacaktı?
Birde kendisine!"Ben pek öyle olacağını düşünmüyorum. Ama elimden geleni yapıyorum." dedikten sonra kahvesinden bir yudum aldı.
"Anladım kızım.." Ebru hanım lafını bitiremeden içeriye giren oğlu ile susmuştu. Kenan her zamanki gibi sert bakışlarla mutfağa adım atarken konuşulanları duyma ihtimali Eylül'ü telaşa düşürmüştü.
Duymamasını diliyordu."Bir şey mi iştemiştin Kenan oğlum." diyen Yasemin ablanın sorusuna gülen adama hayranlıkla baktı Eylül.
Adam bu evde bir tek bu yaşlı kadını seviyordu galiba. Çünkü bir tek ona bakınca gözlerindeki ve yüzündeki sinir yok oluyordu. Emeği vardı diye duymuştu Ebru hanımdan. Kenan'a küçükken bakan kişinin Yasemin olduğunu biliyordu. Ne çok isterdi Yasemin'in yerinde olmayı."Yok güzellik sen zahmet etme ben alırım." dedikten sonra kadının yanağından bir makas aldı. Daha sonra masada oturan kadınlara hiç bakmadan tezgaha ilerledi ve kendine bir bardak su doldurdu. 2 çift gözün kendi üzerinde olduğunun farkındaydı. Ama umursamıyordu.
Eylül ise adamın su içişine hayranlıkla bakıyor o su gibi adamın bütün vücuduna yayılmak istiyordu. Ama adamın zaten hayatında böyle biri vardı değil mi?
Aklına gelen kadınla birlikte bakışlarını Kenan'dan uzaklaştırdı ve tekrardan fincandaki desenlere odaklandı. Hiçbir zaman Kenan kendisini sevmeyecekti. Aşık olduğu adam tarafından sevilmeyecek olduğunun bilgisi kalbini kocaman bir elin sıkmasına neden oluyordu.
Yüzündeki durgunluğu uzaktan gelen bir çocuk sesi yok etmesine yetmişti. Burak ellerini iki yana açmış koşarak kendisine geliyordu. Oturduğu sandalyeden inip eğilerek çocuğun gelmesini bekledi. En sonunda boynunda hissettiği kollarla kocaman sırıttı çocuğu sarmaladı."Seni çok özledim Eylül." diyen Burak'ın sevecen ses tonu ile dudaklarını büzdü.
"Ben de seni çok özledim Burak." dedi.
Eğildiği yerden kalkarak içeriye girmekte olan Kenan'ın kardeşi Adnan'a bakarken arkasından gelen hayattan bıkmış bir adet Burçin görmek kaybolan neşesini yerine getirmişti.Ebru hanım oğluna sıkıca sarılırken Kenan duruşunu bozmadan hala duruyordu. Ama bir kaç saniye sonra kardeşine sarılmıştı. Ah şimdide Adnan'ın yerinde olmayı çok istiyordu.
Elini tutmuş ve çekiştirmekte olan çocukla birlikte bakışlarını onlardan çekip çocuğa baktı."Bugün yine resim çizer miyiz?"
Eylül merakla kendisine bakan çocuğa cevap verecekken Kenan'ın sesi mutfakta yankılandı.
"Burak gel buraya." diyen sert ses tonu bağırmak istemesine neden oluyordu.
"Oo Amca sen evde miydin?" diye çocuğun bu hallerinin tamamen Adnan'a çektiğinin kanısındaydı.
Boynuna sarılan çocuğun kulağına fısıldaması ile donup kaldı."Senin olmadığın günler Eylül'e sahip çıktım. Gök gürültüsünden korkuyor ama ben korkmadığım için onunla birlikte uyudum."
Diyen Burak kendinden emin bir şekilde amcasının gözlerinin içine baktı."Afferin sana ufaklık. "
"Ufaklık değilim !"
"Biz 6 yaşındaki çocuklar için ufaklık diyoruz." Kenan bu lafını gülerek söylerken Eylül'ün de gülerek kendisine baktığını gördü. Ama kadının hemen bakışlarını çekip gülümsemeyi kesmesi dikkatini çekmişti.
"Oğluma sataşma Kenan. Duygularıyla oynuyorsun." abisine sahte sert bakışlar gönderdikten sonra Eylül'e doğru yürüyüp selam verdi. Burçin zatan hemen Eylül'ün yanına gelmiş ve selamını vermişti.
"Hadi salona geçelim. " Ebru hanım lafını söyleyip önden ilerlerken içerdeki kişilerde onu takip etti.
-
Kucağındaki çocuğun hevesle anlattığı okul maceralarını dinlerken mutlu olduğunu hissetti. Evet Eylül uzun bir aranın ardından mutluydu.
Ama mutluluğu uzun sürmedi. Kenan'ın telefonuna gelen mesajla ayaklanması bir olmuştu. O kadındandı. Bunu biliyordu ve bilmese bile hissediyordu. Yine bu gece onunla mı kalacaktı? Bu gece onu mu sevecekti yine?"Benim şimdi çıkmam gerekiyor akşam yemeğinde görüşürüz. " dedi Kenan ve salondan ayrıldı.
Kucağındaki çocuğu yanına bıraktı ve oturduğu koltuktan kalkarak adamın arkasından ilerledi.
Kenan siyah kabanını giyerken Eylül'ü fark etmemişti.
Arkasını döndüğünde kendisine bakan kadını fark etti."İçerdekiler bakıyor. Seni uğurlamak zorundayım."
Kadının sesini zorbela duymuştu.
"Acele etsen!" dedikten sonra önündeki düğmeleri iliklemeye koyulmuştu.
Eylül ise emin olmayarak adama doğru yaklaştı ve yanağına küçük bir öpücük kondurdu. Dudakları yumuşak ve tıraş köpüğü kokan tene temas ederken kalbi hızını arttırmış kulaklarına ateş basmıştı. Kendini geri çekerek adamın gözlerine hatta yüzüne dahi bakmadan salona doğru ilerledi. Ama Kenan yaşadığı şok ile olduğu yerde kala kalmıştı .