İyi okumalar :)
Önlerindeki adamların Kenan'a selam vermelerinden sonra açılan kapıların ardından içeride masalardan kalkan insanlara ve kendisine gülen gözlere baktı. Kocasının koluna girip ilerlerken patlayan flaşlara gülümsemeyi unutmadı. Heyecandan kalbi gümbür gümbür atarken kolunu bırakıp elini tutan kocasının kendisini döndürmesi ile şaşırmasını gizleyemedi. Beline dolanan eller kendisini sıkıca tutarken çalan melodi sesini alkışlardan duyamıyordu. Yuvarlak alanda , kocasının kollarının arasında dans ederken utancını bütün bedeninde hissetti. Evli olabilirdi ama hala kocasına karşı hatta etrafa karşı utancı hiçbir zaman bitmeyecekti. İlk günkü gibi sevdiği adamdan hala çekiniyordu ve çekiniş sevimli bir hal alıyordu. Yüzünü adamın boynuna gömüp derin nefesler alırken sırtındaki eller yavaşça kendisini sıvazlıyordu.
"Ne kadar güzel olduğunu söylemiş miydim?" Kenan'ın sesi kulaklarında yankılanırken kafasını kaldırarak kendisine bakan gözlere gülümsedi ve kafasını olumluca salladı.
Bir çok kez duyuyordu kocasından bu kelimeleri."Söylemiştin sanırsam." Diyerek oyuna getirdi konuşmayı. Burun kıvırırken kendisini daha çok çeken adamın nefesini yüzünde , ruhunda hissetti.
"Her gün daha çok güzelleşiyorsun." Kenan karısının saçlarına küçük öpücük bırakırken Eylül'ün kıkırdamasını duydu.
"Teşekkür ederim Kenan bey." Kadının kahkahası alkışlarla birleşirken Kenan etrafına göz attı. Bir terslik olup olmadığını Yusuf'un gözlerine bakarak çözmeye çalışıyordu ve Yusuf'un rahat hareketleri bir sorun olmadığının belirtisiydi.
Bakışları diğer tarafa kayınca gördüğü manzara ile kaşlarını çattı ve şaşırmasını gizleyemedi."Cihan ve Azra arasında ne var biliyor musun?" Diye mırıldandı.
Eylül'ün de kafasını çevirmesi ile gelecek cevabı bekledi."Azra'nın hayatında biri vardı ama bu kişinin Cihan olduğunu bilmiyordum. Bayağı yakın duruyorlar." Eylül gözlerini Azra'nın kulağına bir şeyler söyleyen Cihan'dan çekti ve Kenan'ın gözlerine baktı.
Arkadaşı niye saklamıştı ki?"Bayağı mı? Cihan doğru düzgün bir kadınla bu kadar yakın temasa geçmez. Kesinlikle bir şeyler var." Kenan karısını döndürdükten sonra tekrardan kendisine doğru çekti. Eylül'ün göğüsleri şişmişti ve bedenine değen göğüsler çıldırmasına neden oluyordu. Ellerinin altındaki bedenin yer tarafı uyarılmasına yetiyordu.
"Hazan bu aralar durgun gibi. Yusuf ile bir problemi olabilir mi?" Eylül gözlerini kocasına çevirirken Kenan'ın gözleri kardeşini aradı. Hazan gerçekten de iyi görünmüyordu. Kardeşinin etraftakilere gülümseyerek selam vermesini izledikten sonra kaşlarını çattı. Bu gülümsemeler sahte gülümsemelerdi. Kardeşini iyi bilirdi, her mimik her hareketini ezberlemişti. Ve bu Hazan, kırgın Hazan'dı. Yusuf'u severdi ama kardeşinin mutsuzluk nedeni olduğunu bilse gözünü oymasını da bilirdi.
"Hazan sadece heyecanlı. Bir aksilik çıksın istemiyor gibi çünkü bugün için hatta buranın dizaynı için çok uğraştı."
"Hazan'a yemek ısmarlayalım." Eylül şimdiden planlar yapmaya başlamıştı.
Kenan, Yaman'la dans eden kardeşinden bakışlarını çekip kendisini izleyen gözlere kafası ile selam verdikten sonra müziğin bitmesi ile karısının belini bıraktı ve bileğini yakaladı. Etrafa teker teker selam verme merasimi başlıyordu ve bu durumdan hoşlanmıyordu.
_
Tanıdığı bütün herkese selam verdikten sonra kendisini krem ve gümüş renklerle süslenmiş masaya zor bela attı. Yorulmuştu ve gülmekten çenesi ağrıyordu. Aklına getirmemeye çalıştığı fotoğraflar gününü mahvetmeye yaramıştı bile.
Azra'nın yanındaki sandalyeyi çekip oturduktan sonra kendisinden gün boyu özür dileyip duran Cihan'a tebessüm edip bardaktaki soğuk suyu içti. Her şey kusursuz bir şekilde ilerliyordu , fotoğraflar dışında.
Gözleri etrafı izleyen Yusuf'a değindi. Ortada bir sorun yoktu ama fotoğrafları öğrendiğinde kendisine kızacağını çok iyi biliyordu Hazan.
Aralarındaki soğukluk yavaş yavaş geçmişken şimdiki olay ile tekrardan bir sorun yaşamak istemiyordu. Yusuf'u kaybetmekten neden bu kadar korkuyordu? İnsan sevdiğini kaybetme korkusu yaşardı ama aşık olmak ya da sevmek için erken değil miydi?"Hazan bana dans sözün vardı." Diyen Yaman, Hazan'ı derin düşüncelerden çekip almış ilgiyi kendisine çekmişti.
"Ne zaman verdim bu sözü hatırlamıyorum?" Hazan gülümserken ufak bakışlarla Yusuf'u kontrol etti. Bir sorun yoktu Yusuf baya yoğun görünüyordu.
"Söz sözdür." Hazan oturduğu yerden Yaman'ın elini tutarak kalktı ve adımlarını dans eden çiftlere yönlendirdi.
Arkasından gelen Yaman'ın elini belinde hissettiği an arkasına dönerek kollarını adamın boynuna götürdü. Klasik bir melodi kulaklarını doldururken kendisine çatık kaşlarla bakan adamdan bakışlarını alamadı."Bir şey olmuş sana." Yaman nazikçe tuttuğu bedenin sahibini çok iyi tanıyordu ama arkadaşının şu an ki hali ,bir şey olduğunu düşündürüyordu.
"Kötü bir haber aldım bundan dolayı canım sıkkın." Hazam bakışlarını kaçırırken kendisini izleyen yeşil gözleri hissetti. Ve haklıydı da. Yusuf tüm dikkati ile kendisini izliyordu.
"Ciddi bir konuysa Kenan'a söyle derim." Yaman, kadının baktığı yöne kafasını çevirince Yusuf'un tepkisiz yüzü ile karşılaştı. Büyük ihtimal kıskançlık yüzünden yanlış düşünüp Hazan'a kızacaktı ama bilmediği bir şey vardı Yaman'ın , bu zaten olmuştu.
"Söylerim bu gece bir bitsin de." Hazan belini bırakan adamın anlayışla gülümsemesine tebessüm etti. Yaman düşünceli biriydi ve şu an Yusuf'un halinden çok iyi anladığını hatta Yusuf'un yerine kendisini koyduğunu bile diyebilirdi Hazan.
Kendisini geri masaya yönlendiren adamın koluna girdikten sonra kendilerine doğru gelen korumaların etrafı sarmasını izledi. Kafasını çevirerek Yusuf'u aradı ama adamın heybetli bedeni bıraktığı yerde değildi. Meraklı gözlerle kafasını her tarafa döndürdü ama eğlenen ya da sohbet eden insanlar arasında Yusuf'u göremedi.
Yaman'ın kolundan çıkıp sandalyeye oturacağı sırada baktığı yere kafa sallayıp ayağa kalkan Cihan'ın ciddiyeti ile kalakaldı. Ne oluyordu?Eylül akrabaların arasında muhabbete yakalanırken Kenan'ın yanına gelen Yusuf'u gördü ilk önce. Daha sonra ise kendisine dönen bakışlar ile kalp atışı hızlandı.
"Üst kata çıkman gerekiyormuş Hazan." Cihan'ın kulağına fısıldamasıyla kendisine geldi ve kelimeleri idrak etmeye çalıştı. Arkasına dönerek kendisini yönlendiren korumalara bakmayı kesip adımlarını hızlı attı.
Üst katın merdivenlerini bitirirken üstünü değiştirdiği odanın önündeki Kenan'ı ve Yusuf'u fark etti."Ne oluyor?" Hazan kızgınca etraftakilere bakarken içeriden getirdiği zarfı Kenan'a uzatan adamdan bakışlarını çekti ve nefesini tuttu.
Kenan zarfı açıp içindekine bakarken Yusuf'a değindi dolan gözleri. Kendisine bakmıyordu bile! Büyük ihtimal fotoğrafları Kenan'da önce görmüştü."Bunlar o fotoğraflar değil mi?" Kenan biliyordu bu olayı. Şule söylemişti bunu ve Hazan'a kızmamıştı.
"Evet büyük ihtimal Şule'den geldi."
Hazan bakışlarını yavaşça Yusuf'tan çekti ve düşünür bir şekilde resimlere bakan Kenan'a doğru adım attı."Sıkıntı yok ama." Derken sesi titriyordu Hazan'ın.
"Sıkıntı var Hazan. Şule'nin bu fotoğrafları göndermesi normal değil." Kenan, sıkıntıyla nefesini verirken kardeşine bir zarar gelmesini istemiyordu. Şule , Hazan'a kinlenmiş olabilirdi ve bu düşünce Kenan'ın sinirlenmesine yetiyordu.
"Yusuf seni götürecek ve ben sana eve dön diyene kadar gelmeyeceksin. Eşyalarını topla, ben içeridekilere rahatsızlandığını söylerim."Kenan kardeşine doğru bir kaç adım attı ve durdu.
"Seni seviyorum." Dedikten sonra kardeşine güven verircesine gülümsedikten sonra sarıldı. Her şeyi yapardı kardeşi için. Gözünü bile kırpmadan.