Kenan ve Eylül fotoğrafı ile açılışı yapıyorum 😂
Yusuf ve Hazan sevenlere gelsin bu bölüm :)
İyi okumalar...
Bebek kız mı olsun yoksa oğlan mı?
Ve aklınızdaki isimleri öğrenebilir miyim? ;)))Gecenin bitmek bilmeyen saatleri içerisinde Yusuf derin düşüncelere dalmıştı göğsünde yatan kadının kokusunu çekerek. Ellerini başının arkasına götürmüş, kendisini sınayarak kadına dokunmuyordu. Bedene her değdiğinde kor alevler ele geçiriyordu ruhunu, kalbini. İncitmekten ve incitilmekten korkuyordu. Şu zamana kadar hiçbir şeyden korkmayan kendisi, bu kadının kendisine yapacaklarından korkuyordu. Bu hisleri ne zamandan beri vardı içinde bilmiyordu ama kolay kolay yok olacağını düşünmüyordu. Hazan'ın kendisine karşı hislerinin yoğunluğunun farkındaydı ama Yaman olayından sonra bu fotoğraflar bünyesini altüst etmişti. Ne yapması gerektiğine ya da nasıl tepki vermesi gerektiğini bilmiyordu. Hazan'ın yan dönmesi ile daldığı düşüncelerden sıyrıldı ve yataktan yavaşça kalkarak sandalyenin üzerinde duran siyah tişörtünü giydi. Soğuk bir duşa girmeye ya da soğuk bir şeyler içmesi gerektiğini düşünüyordu.
Adımlarını sessizce salona doğru yönlendirdi. Hazan'ın önünden aldığı içki şişelerini koyduğu yerden alarak koltuğa oturdu. Önündeki masanın üzerinde duran bardağa eli gitti ve gülümsedi. Kadının dudaklarının izi bardağın üzerindeydi ve o izlerin kendi üzerinde olmasını isterdi. Öpülmeyi sevilmeyi isterdi. Şişenin içindeki sıvıyı bardağa döktükten sonra sırtını koltuğa yasladı ve gözlerini kapattı içkiden bir yudum aldıktan sonra.
Kaç saattir uyuyamamanın verdiği yorgunluk baş ağrısı olarak kendisini belli ederken kulaklarına gelen burun çekme sesini işitti. Gözlerini açıp kafasını çevirirken gözleri yaşlarla dolu olan ve kendisine doğru gelen kadını görmesiyle ayağa kalktı.
Henüz daha ne olduğunu anlamadan boynuna kollarını dolayan kadının beline sardı kolunu."Kötü bir rüya mıydı?" Dedikten sonra burnuna gelen kokuyu içine çekti Yusuf.
"Gittin sandım." Hazan'ın çatallaşan sesi kendisini huzursuz etmişti. Bu kadının ağlamasından ve üzülmesinden nefret ediyordu."Tamam buradayım ağlama artık." Yusuf sardığı bedeni içine çekmeyi ve orada hapsetmeyi istedi.
Kendisini kaybetmekten korkan bir kadını bırakmak istemiyordu. Bırakmayı bir tarafa koysun üzmeyi dahi istemiyordu."Ağlamıyorum, iyiyim." Hazan burnunu çeke çeke adamdan kendisini uzaklaştırdı ve yanlarında duran koltuğun üzerine oturdu. Gözyaşlarını eliyle sildikten sonra ayakta dikilen Yusuf'a küçük bir bakış atıp derin nefesler aldı.
Anlatması gerekiyordu bazı şeyleri yoksa içi rahat etmeyecekti."Onunla 5sene önce tanıştım. Kafamı dağıtan biriydi ve mutluydum birazcık bile olsa. Açıkçası Yaman'ı aklımdan atmak içindi. Ama benim tanınan biri olduğumu ve paramın olduğunu biliyordu. Bir gece uyurken daha doğrusu uyku ilacı ile uyutup üstümü açmış..." Hazan korkarak kafasını kaldırdı Yusuf'a baktı. Ağır bir söz ya da bir hareket bekliyordu ama karşısındaki adam sadece kendisini dinliyordu hiçbir şey yapmadan.
Cesaretini tekrardan toplayarak sözüne devam etti."Sütyenimin görünür olduğundan emin olduktan sonra fotoğraflarımı çekmiş bu fotoğrafları bana daha sonrasında para olarak kullanmak adına. Kimseye anlatamadım, Kenan'ın tepkisinden korktum. Şans eseri Şule öğrendi ve yardım etti. Şu zamana kadar bir tehdit almadım. Düne kadar desem daha doğru olur." Hazan akan gözyaşını tekrardan sildi ve ağzının içinden küfür eden adamın sinirlendiğini fark etti. Yusuf duyulamayacak kadar sessiz bir şekilde küfür etmişti ama Hazan çıt çıkmayan evin içerisinde adamın ettiği küfürü duyabilmişti. Yaşlardan dolayı ıslanan elini üstüne sürdü ve kafasını kaldırıp çekingen bir ifadeyle Yusuf'a baktı.
"Kim bu? Adını söy-" Yusuf gayet sakın bir şekilde cümlesine başlarken Hazan'ın olumsuzca kafa sallamasından sonra sustu.
"Kenan biliyor kim olduğunu ve seni bu durumdan uzak tutmak için benimle yolladı buraya. Çünkü senin gözün Kenan'dan daha çok dönüyor. Özel korumasın sen. Kenan onu bitirir sen öldürürsün ve ağabeyim bunun farkında." Hazan alayla gülümserken oturduğu yerden kalktı ve kendisine bakan adama bakmadan yatak odasına doğru ilerledi. Yorgundu ve gördüğü rüyanın etkisi ile bitkin hissediyordu.
"Hazan..."
Yusuf ,kendisine seslenmesine aldırış etmeden ilerlemesine devam etti. Çıkarken örtmediği kapıyı içeriye girdikten sonra örttü ve tavandan yere kadar uzunluktaki camın önünde durdu. Bahçenin aydınlattığı ışıklandırmalar ile karşısındaki orman manzarasını izlerken açılan kapı sesi ile ruhu titredi.
Şu an karşılaşacağı sert bir muamele ile göz yaşları tekrardan akmaya başlayacaktı. Gelecek olan tepkiyi beklerken derin bir nefes aldı.
Kısa süreli bekleyiş kendisine çok uzun gelmişti ve bu bekleyiş tüketiyordu da.
İstediği tek şey birazcık bile olsa huzurdu.
Huzurun kendisine göre tek kaynağı beline dolanan eller oluyordu. Daldığı yerden bakışlarını çekerek beline dolanan ellere baktı kafasını hafifçe eğerek.
Arkasında duran bedenin sıcaklığı tüm benliğine yayılırken saçlarını koklayan adamın her nefes alışverişinde kalbi gümbür gümbür atıyordu.
Omzuna bahşedilen küçük öpücük her şeyden uzaklaşmasına ve sadece Yusuf'a odaklanmasına yetmişti çoktan.
Ellerini nereye koyacağını bilemez bir şekilde sallandırırken omzunu ıslatan yaşı hissettiği an bedeni daha çok çekildi arkasındaki adama.
Yusuf kendisini sıkıca sararken ağlayan adamın gözlerinden öpmeyi istedi. Arkasına dönerek ağlamasından çekinmeden kendisine bakan adamın yanağına dokundu.
Parmakları , akan göz yaşları öpmeye doyamadığı yanaklardan silerken gülümsedi. Kendisi için ağlayan bir erkeğin varlığına şükrediyordu."Öper misin beni?" Sildiği son damla ile kafasını kaldırarak Yusuf'un gözlerinin içine baktı istediği isteğin yerine getirilmesi için. Aralarındaki küçük mesafe Yusuf'un hamlesi ile yok olmuştu. Dudaklarındaki yumuşak dudaklar titreten ruhunu artık okşuyordu. Avucunun içindeki saçları tutmayı bırakmadan kendisinden ayrılan adamın alnından öpmesi ile gülümsedi. Alnındaki dudakların aynı şekilde yanaklarına değinmesi ile nefesi hızlandı. Belindeki ellerin bir tanesi ensesine giderken dudağının kenarını öpen adamın saçlarını daha çok kavradı. İşittiği hırıltılı ses ile bedenindeki istek artarken üzerinden kayıp gidecek olan kumaş parçasını önemsemedi. Yusuf'un gözlerindeki ateş tüm bedenini yakmaya yeterdi bile. Adamın üzerindeki tişörtü tutarken hala kendisini öpmeden duran bedene daha çok sokulmak istedi.
"Kendimi tutmak zorundayım Hazan. Görevdeyim ve buna mecburum." Yusuf zorlukla konuşmasına başlamış ve bitirmişti. Kasıklarındaki sertlik kendisine oyunlar oynarken Hazan'a dokunamamak kendisini çileden çıkarıyordu.
Karşısındaki kadının olumluca kafa sallaması ile küçükte olsa rahatlamıştı yanlış anlaşılmak istemiyordu."Anladım ama bence benimle birlikte uyuyabilirsin." Hazan küçük bir çocuk gibi karşısındaki adama bakarken artık huzurlu hissediyordu.
"Bu istek geçerli bir istek benim için." Yusuf kadının gülen gözlerinde kaybolurken elini tutan Hazan'ın kendisini yönlendirmesine izin verdi.
Canı pahasına koruyacağı kadının tüm emirlerine razıydı.