Kenan işittiği müzik sesi ile yüzünü buruşturdu ve kavradığı beli daha çok sahiplenir şekilde tuttu. Ancak üzerinde hissettiği ağırlık ile istemeden de olsa gözlerini açtı ve karşısındaki boyuna bir kaç saniye baktı. Daha sonra ise gelen müzik sesinin telefonundan olduğunu anladı. Eylül komodine uzanıp telefonu alırken kaşlarını çattı Kenan. Bu saatte kendisini kim arıyordu ? Eylül'ün uzattığı telefonu eline aldığı an gerçek hayata dönmüş gibiydi. Şule yazısı ekranda yanıp sönerken yanındaki kadının varlığından rahatsız oldu. Ancak Eylül'ün umrunda değilmiş gibi kendi tarafına uzanıp arkasına dönmesi Kenan'ı daha çok rahatsız etti.
Hala çalmakta olan telefon ile Kenan yatakta oturur pozisyona geçti."Önemli olabilir. " Diyen Eylül'ün lafı ile telefonu açtı ve Şule'nin ince ses tonuyla 'Kenan' diyişini duydu.
"Efendim" diyen Kenan düştüğü duruma gülmek istedi. Şey gibi...nefesi kesilircesine kadar.
"Bana gelebilir misin? Sana ihtiyacım var." Şule'nin derinden gelen iç çekme sesi ile gözlerini yumdu. Bu araf boşluk gibiydi.
Telefonu kulağından çekerek saate baktı.
Sabahın dokuzunda kadını bu denli huzursuz eden neydi?"Evden şuan çıkamam. Bir kaç saat sonra uğrarım yanına. " Dediği an yataktaki hareketlenme ile kafasını çevirdi Kenan.
Eylül aynı şekilde yatakta oturur pozisyona geçmiş ve olumsuzca kafa sallamaya başlamıştı. Daha sonra kısık bir konuşma şekli ile Kenan'a sert bakışlar yolladı." Sen git. Ben evdekileri kahvaltıda oyalarım . "
Duydukları ile şoka girdi bir süre. Karısı kocasını sevgilisine gönderiyordu. Nasıl bir yaman çelişkiydi bu?
"Bekle geliyorum." Dedikten sonra telefonu kapattı ve Eylül'e hiçbir şey demeden yataktan kalktı. Neden bu kadar kızgındı? Kadından böyle bir hareket beklemiyordu.
Kol saatini takarken bakışları dışarıya kaydı. Dün yağan yağmur yüzünden yerler ıslak, hava kara bulutlardan dolayı aydınlık değildi. Gelmekte olan yağmur kendini şimdiden belli ediyordu. Kapşonlu montunu giyindikten sonra yatakta uyumasına devam eden kadına bakmadan odadan çıktı.Eylül başını yastığa geri koyarken tükendiğini hissetti. Kenan'a iyilik yaparken kendi canını acıtıyordu. Sevdiği adamı sevdiğine gönderirken tek derdi Kenan'ın biraz mutlu olmasıydı. Yaptığı yanlışın bir telafisi olur diye düşündü. Öpmenin bedelini böyle ödüyordu. Sahi ne diye öpmüştü adamı? Pişman değildi sadece istemişti. Sarhoşluk etkisi miydi? Pek sarhoş sayılmazdı. Kenan'ın bir tepki vermemesi güzeldi. Bağırıp çağırıp kendisini tersleye bilirdi. Belkide hatırlamadığı için bir şey dememişti. Ya da adam için önemsiz bir durumdu. Ne diye önemli olacaktı ki?
Gözlerini kapatıp uyumayı denedi ama çok zordu. Bundan sonra uykuya dalması da zor olacaktı. Çünkü Kenan'ın sıcaklığını hissetmiş ,bedeni alışmıştı._
Kenan kapıyı açan kadının kızarmış gözlerine bakmayı kesip hızlı adımlarla yanına ilerledi ve karşısındaki bedeni kolları arasına aldı. Şule neden ağlamıştı?
"Sorun ne Şule?" Dedikten sonra geri çekilip kadının yüzüne bakmak istedi ancak kadının dirayetli bedeni Kenan'ı engelledi. Kafasını adamın boynuna gömüp kaldırmak istemiyordu Şule.
"Sadece sana ihtiyacım var."
Kenan'ın kulaklarına ulaşan ses boğuk ve hırıltılı gelmişti.
Bir elini kadının kafasına götürdü ve okşadı . Diğer eli ise kadının belinde duruyordu güven verircesine."Buradayım." Dedi Kenan bakışları yeri bulurken.
Eylül ne yapıyordu?"Kapının eşiğinde durmasak sevgilim." Kenan gülerek burnunu kadının saçlarına gömdü.
Şule elinden tutarak içeriye sürüklerken gülmeye devam ediyordu.
Kadınla birlikte koltuğa otururken duvardaki saate bakındı.
Eylül büyük ihtimal kendisinin yatağında uyuyordu.
Deli cesaretini bu sabahta beklemişti kadından ama olmamıştı. Boynundaki dudaklar düşünmesini yarıda kesti. Şule kendi üzerindeki montu çıkarmaya çalışırken kaşlarını çattı ve kadının ellerini tuttu.