50.Bölüm

14.9K 626 5
                                    


İyi okumalar :)

"Bu nasıl sence?" Eylül hafif belirginleşen karnını tutarak giyinme kabininden çıktı ve geldiklerinden beri baktığı her yere dalıp giden Hazan'a seslendi.
Evden çıkmadan önce Hazan ve Yusuf'u mutfakta görmüştü. Büyük ihtimalle aralarında bir konuşma geçmişti ve Hazan şu an o konuşmaya kafa yoruyordu. Bir zamanlar ki Eylül'e benziyordu aslında. Biraz daha düşünmeye devam ederse kafayı yiyebilirdi.

"Hazan...huuhuuu..." Eylül ellerini havada salladıktan sonra dikkatini çekebildiği kadının bakışlarındaki durgunluk ile gözlerini kıstı. Hazan'ın bu hali hoşuna gitmiyordu.

"Bence bu güzel sana zaten bu renk yakışıyor." Hazan sahte gülümsemesi ile fikrini söylerken Eylül'ün çatılan kışları ile oturduğu yerde gerildi.

"Bak aranızda ne geçti bilmiyorum ama konuyu kapatıp kendine ve bana elbise almamız ve o aklı bir karış havada olan erkekleri kıskandırmamız lazım. Kocama aşığım ama yaptığı hatanın farkına varması lazım. Ve sen hamile bir kadını, bu konuşmayı yaptırarak yoruyorsun." Eylül sinirle iki elini de beline koydu. Şimdi anne gibi bir ayağını sallayıp ritmik hareketlerle yere vurması kalmıştı.

"Haklısın evet. Hadi bunu yapalım!" Hazan oturduğu yerden hızlıca kalkarak elbiselerin olduğu tarafa ilerledi. Harika bir model seçmeli ve Yusuf'u sinir etmeliydi.

"Sanırsam şunların hepsini deneyeceğim." Hazan parmağı ile işaret ettiği yerdeki kıyafetlerin hepsini gösterdikten sonra kendisini bekleyen görevli kadına baktı.
Bu işi güzel bir şekilde yapacaktı.

"Kenan katılır mı sence yemeğe?" Hazan istediği kıyafetlerin deneme kabinine götürülmesini bekleyene kadar başka kıyafetlere bakındı. Ancak Eylül'ün sorusu ile kadına döndü. Bilmiyordu ki! Kenan'ın, Tamer'den haz almadığını çok iyi biliyordu ve böyle bir durumda Eylül'ü tek bırakacağını düşünmüyordu.

"Seni o adamla tek bırakacağını düşünmüyorum." Hazan beğendiği iki elbiseyi daha askısından alarak Eylül'e göz kırptı.

" Hazan ne yapacağım peki ben? Aklım ayrı konuşuyor kalbim ayrı konuşuyor öyle çok arafta kaldım ki düşünemiyorum bile." Eylül dudak büzdükten sonra rahat koltuğun üstüne attı kendisini.

"Merak etme sadece bu gece biraz zor geçecek o kadar." Hazan 'biraz' derken abartmış olabilirdi. Ağabeyinin huyunu suyunu bilen bir kardeşti. Kenan bu gece öfke krizleri geçirebilirdi.

_

"Nasılsınız Tamer bey." Diyerek elini uzattı adama Kenan.
Ardından Eylül'ün uzattığı eli fark etti.

"Ben gayet iyiyim. Sizler nasılsınız.?" Diyen adam, Eylül'ün elini tuttu ve küçük bir öpücük kondurdu. Kenan o sıra kolunu kadının beline koydu ve kendine doğru çekti.
Tamer ilgiyle kadını incelerken Kenan baya bir rahatsız olmuştu.

"İyiyiz." Dedi Kenan karısının adına da konuşurak.
Masada geri kalan insanlara kafası ile selam verdikten sonra Eylül'ün bedenini sandalyeye doğru yönlendirdi kadının belindeki kolu ile.
Karısının hemen yanındaki sandalyeye otururken Tamer'in sesini işitti.

"Sizi tebrik etmeliyim Eylül hanım. Önceki iş hayatı dokümanınızı okudum ve hayran kaldım. Çok başarılı bir insansınız. " Tamer resmen karısına kur yapıyordu.

"Çok teşekkür ederim Tamer bey. Böyle düşünmeniz çok hoş. Bu yardım balosu işini tam kendime yönelik buldum. Ve Kenan'ın özel desteği ile bu yola baş koydum ." Eylül'ün rahat tavırları Kenan'ı daha çok korkutuyordu. Kadının gülen yüzü iyi bir şey miydi?

Zehr-i Aşk (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin