90K!!! Geçtiğimize inanamıyorum. 40K iken şimdiki durum beni çok mutlu etti. Hepinize çok teşekkür ediyorum🖤
İyi okumalar :)
Hazan üzerindeki deri ceketin yakasını çekiştirirken yanağını ıslatan damlayı hemen sildi. Neredeyse yarım saattir Yusuf tek bir kelime etmemişti 'Kemerini tak' 'Arkana yaslan' dışında.
Kendini kötü hissetmesinin yanında bir de sinirlenmişti. Kendisi ile konuşmayan bir adamın korumasına da gerek yoktu. Her seferinde suçlu muamelesi görmekten bıkmıştı. Bu kez bir hatası yoktu ya da yanlış bir şey yapmamıştı. Yusuf'un sinirlenmesini ve bu sinirle birlikte konuşmamasını gerektirecek bir durum yoktu."Nereye gittiğimizi söyle en azından." Hazan alayla konuşurken kafasını çevirerek çenesi kasılan adamın yan profiline baktı.
Çok güzeldi bu adam. Kalbi, sevgisi de güzel diye düşünmeye başladı Hazan. Bu sevgiyi ya da kalbi yakından tanıyamamıştı ama biliyordu. Biliyordu ki bu adamın sevgisi eşsizdi. Kendisini sevdirememişti adama. Bunun üzüntüsü bedenine yayılmıştı ve Hazan bu yayılmaya engel olamamıştı. Doğrular bunlardı, acı ama gerçek doğrular bunlardı.
Yüzsüz gibi yalakalık yapamazdı. Üstelik bunu bugün bir kere yapmıştı ve ikinciyi yapacak ne gücü ne de cesareti vardı. Belki de isteği bile yoktu."Dağ evine gidiyoruz. Şule'nin bilmediği yerlerden biri orası." Yusuf'un tok desi hızlı gelmiş erken bitmişti.
Hazan yüzünü buruştururken arabanın aniden yana kırılması ile kolunu arabaya vurdu. Yusuf'un hızlı kullanmasıyla vurduğu kolunu sıvazlarken ağzından çıkan acı inlemeye engel olamadı.
Arabanın durması ve koluna dokunan el ile kendisini geri çekmeye çalıştı. Yusuf'un bakışlarından anlam çıkaramıyordu."Sana kemerini tak dedim. Neden dinlemiyorsun!" Yusuf'un bağırışı kulaklarını istila ederken kaşlarını çatmadan edemedi Hazan.
"Bana bağırmaya hakkın yok senin hatta arabayı böyle de kullanamazsın! Ve ne var biliyorsun? Kenan seni , bana göz kulak ol diye gönderiyor ama senin yaptığın tek şey bağırmak ve arabayı saçma salak kullanarak bedenimi incitmen!" Hazan cümlesini bitirirken boğazının ağrıdığını fark etti. Çok mu bağırmıştı?
"Neyin nasıl olduğunu senden öğrenecek değilim Hazan. Kemerini tak ve sus!" Hazan dokunduğu koldan elini çekerek direksiyonu kavradı. Sinirinden hatta kıskançlığından kaynaklı ters bir şey söylemek istemiyordu ama Hazan'ın hal ve hareketleri sınırını zorluyordu.
İncittiği kolu öpüp okşamamak için kendini tutuyordu. Şu an sinirliydi ve yanlış bir yapmaktan kaçınıyordu.
Her şeyin bir anda düzelmesi için nelerini vermezdi!
Çalan telefonun kablosunu arabaya taktıktan sonra telefonu açtı."Yusuf gittiniz mi?" Kenan'ın ses tonundaki merak Hazan'ı ikilime sokmuştu. Kardeşini merak eden Kenan modeli kendisini sevindirsede hala bu telaşa sebep olduğu için mutsuzdu.