She Is Dead

594 28 0
                                    

POV: Bellamy

Her şey o kadar hızlı olmuştu ki neler yaşandığını anlayamadım. Onun göğsünde bir okla yere yığıldığını gördüm. Hepimiz ormana gelince durduk ve herkes eve gitmek için hazırdı. Ama Y/N ormanın dışındaydı ve nereden geldiği bilinmeyen bir ok göğsüne saplanmıştı.

Clarke beni durdurana kadar ona doğru koşup adını bağırarak sesleniyordum. Clarke "Orası güvensiz bir alan, oraya gidersen ölürsün." dedi. Kolayca onun elinden kurtulup açık alana doğru koşmaya başladım. Ölüp ölmeyeceğim umurumda değildi, onu öyle görünce bir parçam ölmüştü zaten.

Ne yapmam gerektiğini biliyordum. Onu yerden kaldırıp kucakladım. Bu benim için kolay oldu. Çünkü o ihtiyacı olan insanlara kendi yemeğinden verdiği için zayıftı. Kampa doğru koşmaya başladım, birilerinin beni takip edip etmemesi umurumda değildi.

Y/N'nin "Bell..." diyen sesini duydum. Yaptığı ya da söylediği her şey için savaşıyordu.

Daha hızlı koşarak "Konuşma, sadece bana bak Y/N, lütfen savaşmaya devam et." dedim.

"Seni seviyorum Bell." dedi, kampa girdiğimizde sessizleşmişti.

Onu hemen yatağına yatırdım. "Y/N?" Clarke yanıma oturdu ve onun öldüğünü çoktan biliyordu. Sadece asla buna inamak istemiyordum.

"Y/N lütfen sadece savaş!" Onun adını bağırana kadar sesimi yükselterek konuştum. "Y/N LÜTFEN BANA BUNU YAPMA!"

Clarke elini omzuma koydu ve "Üzgünüm Bell." dedi.

Onun yüzüne dahi bakmadan "Bana öyle seslenme, sadece o bana Bell diyebilir." dedim, gözlerimi Y/N'nin üzerinde tutuyordum.

"Elimden gelen her şeyi yaptım." dedi Clarke, en azından ona bakmam için yalvarırcasına.

"Eğer benim yerimde olsaydın Clarke, yapmadığın şeyi bırakmazdın. Şimdi bir şeyler yapmış gibi davranma." Clarke kalkıp gitti ve beni sevdiğim ve her zaman seveceğim kızın ölü kalbi ve bedeniyle yalnız bıraktı.

the 100 | bellamy x okuyucu one shotsWhere stories live. Discover now