Be There

1.6K 47 21
                                    

Yer: Dünya | POV: Y/N

"Y/N! Çabuk buraya gel!" Bir kız bulunduğum yerden çok uzakta bağırdı. Kamp ateşinin yanındaydım ve uykumdan daha yeni uyanmıştım. Kızın olduğu yere koştum. Herkes gelmemi bekliyormuş gibi bana bakıyordu.

Suçlular bana güveniyordu. Bellamy bile bana güveniyordu. Bu benim için bir sürpriz değildi. Dünya'da bulunduğumuz andan itibaren bir lider konumuna gelmiştim. Çoğu kişiyi yanıma çekmiştim ve Bellamy bu duruma sinirlenmiş gözüküyordu. Hatta benimle yaptığı çoğu tartışma insanların onun yerine benim tarafımda olmasıydı.

"Neler oluyor?" Kalabalığa ulaştım ve sorunu görmek için insanları itekleyerek kendime bir yol açtım. "Murphy? Burada ne işin var?" Gerçekten çaresiz ve perişan gözüküyordu. Murphy geri çekildi, besbelli benden korkuyordu. "Dünyalılardan kaçıyordum. Kafesimi açık bıraktılar." Murphy herhangi bir Dünyalı'nın onu kampa kadar takip edip etmediğini kontrol etmek için bir anda etrafına bakındı.

"Demek gitmen için seni bıraktılar." Clarke hemen yanıma çömeldi. "Tırnakları sökülmüş. Ona işkence etmişler." Bunu duyan bir grup insan Murphy'den uzaklaştı.

Başımın döndüğünü hissettim. Dengemi sağlayabilmek için ağaca tutundum. Resmen başım çatlıyordu. Yere düşerken Bellamy bana baktı. "Y/N!" Bellamy bana doğru koştu ve yere düşmeden önce beni yakaladı. Beni dropshipe götürdü ve Clarke'ı çağırdı.

Burnuma dokununca elime kan bulaştı. Etrafı bulanık görüyordum ve gözyaşımın kana bulaştığını farkettim. Clarke ve Bellamy beni hamağa yatırdılar. Bir anda kan kustum, tişörtüm sırılsıklam olmuştu.

"Şimdi yan tarafa doğru dön." Clarke dönmeme yardım etti ve yüzümdeki kanı silmeye başladı.

"Clarke, o nefes alamıyor!" birisi odanın diğer tarafından bağırınca çaresiz bir şekilde yerde yatan kişinin kim olduğunu anlamaya çalıştım. Derek'ti. Onu iyi tanımıyordum ama onun ölmeyi hak etmediğini çok iyi biliyordum. Kimse hak etmiyordu.

"Git. Ona yardım et. Ben iyi olacağım." Clarke başını salladı, Bellamy'den başladığı işi bitirmesini istedi. Bellamy yanı başıma oturup eline bir bez aldı. Dikkatlice yüzümü temizledi, sanki her an kırılabilecek bir eşyaymışım gibi.

"Sen iyisin. İyi olacaksın, Y/N." Bellamy sadece benim duyabileceğim şekilde eğilip kulağıma fısıldadı. Sonra büyük, kaslı kollarıyla minyon vücudumu kendine çekti. O anda sanki Bellamy kendi evimmiş gibi güvende hissettim.

"Teşekkürler Bell. Seni seviyorum." dedim.

Bellamy'nin gözleri büyüdü ve kocaman gülümsedi. "Bende seni seviyorum ve senin için her zaman burada olacağım. Ne olacağı umurumda değil. Senin yanından asla ayrılmayacağım." Bellamy bana daha sıkı sarıldı. Kalbi resmen göğsümde atıyordu. Dünya'daki ilk günümden beri istediğim tek şey sanki buydu ve bunun elimden kayıp gitmesine asla izin vermeyecektim.

the 100 | bellamy x okuyucu one shotsWhere stories live. Discover now