Nice Training

424 23 1
                                    

Yer: Dünya | POV: Y/N

Lincoln ve Bellamy'nin kamptakileri eğitmek için antrenman yaptırdıkları odaya girdim. Eğitimini tamamlayanlar eşyalarını toplayıp odadan çıkıyordu. Bir süre sonra Lincoln da Bellamy'ye "İyi antrenmandı." diyip odadan çıktı.

Kendi kendime antrenman yapmak için gelmiştim ve Bellamy'nin de gitmesini bekliyordum. Bellamy suyunu içerken beni fark etti. "Burada ne yapıyorsun prenses?" diye sordu.

"Kendi kendime antrenman yapacaktım da odanın boşalmasını bekliyordum." diye yanıtladım.

Bellamy "İstersen beraber antrenman yapabiliriz. Galiba daha önceden Lincoln ile çalışmışsın. Bakalım beni yenebilecek misin." dedi.

Ona alaycı bir tavırla "Hah kazandım say." dedim.

Bellamy güldü ve tişörtünü çıkarttı. O kaslı vücuda bakmamaya çalışıyordum, ne kadar zor olsa da.

Ben de kendi tişörtümü çıkarttım. İçimde antrenmanlarda giydiğim beni rahat hissettiren bir yarım atlet vardı. Saçımı çabucak at kuyruğu yaptım ve Bellamy'nin karşısına geçtim.

Bazen o bana atakta bulunuyordu bazen de ben ona saldırıyordum. Ama ikimiz de kendimizi iyi koruyorduk.

Bir süre sonra Bellamy'nin dikkatinin dağıldığını farkederek onu yere indirdim.

"Dikkatini toplamalısın Bell." diyip alaycı bir şekilde güldüm.

Bellamy güldü ve ayağa kalktı. "Tamam bu sayılmasın." dedi.

Başımı salladım ve onu tekrar yeneceğimden emin bir şekilde hazırlandım.

Ona yumruk attım ama o engelledi ve ikimiz de dövüş pozisyonumuza geri döndük. Bir sonraki saldırıyı planlarken ayaklarımızın topuklarında ileri geri gidiyorduk.

Bellamy bir yumruk attı ve sonra karnıma saldırdı ama her ikisini de engelledim çünkü bunu yapacağını tahmin etmiştim.

Bellamy'nin henüz bilmediği bir hareketi bana öğrettiğini bilerek Lincoln ile olan son antrenmanıma geri döndüm. Gülümsedim ve onu yere indirecek pozisyonumu aldım.

Ellerini yüzüne tuttuğu için hiçbir fikri yoktu. İleriye doğru saldırdım ama tahmin ettiğim gibi o eğildiğinde ben de geri çekildim. Sonra bacağımı havaya savurarak onu yere düşürdüm. Eski paspasa düştü, elleri göğsünde yatıyordu ve yüzünde yakışıklı bir sırıtış vardı.

"Sanırım yine kaybettin, Blake." dedim. Onun ayağa kalkabilmesi için elimi uzattım. Elimi tuttu. Onu yukarı çekmeye hazırlanıyordum ki beni elimden tutup çekerek kendi üzerine düşürdü.

Yüzlerimiz birkaç santim uzaktaydı ve dudaklarımda sıcak nefesini hissettim. Kahverengi gözleri benimkiyle buluştu. Çillerini ve yüz hatlarını izlemekten başka bir şey istemiyordum.

"Oh Y/N, hepimiz burada gerçek kazananın ben olduğunu biliyoruz." dedi yavaş yavaş dudaklarını benimkine getirerek.

Yavaşça beni öpmeye başladı. Elleriyle beni karnına bastırdı, kalçalarımı tuttu. Ellerim başının iki yanında duruyordu.

Sonra ağır bot sesi ve bir kıkırdama duyduk.

Bellamy'nin üstünden olabildiğince hızlı bir şekilde kalktım ve elimi bir direğe dayayarak ağırlığımı oraya verdim. Lincoln'a baktım, yüzünde bir sırıtış vardı.

"Harika antrenman." dedi, yerden bir çanta kaparak.

Yüzümü ellerimle kapattım, yanaklarımın kızardığını hissettim. Bellamy'nin yanımda kıkırdadığını duydum ve birbirlerine sırıttıklarını biliyordum.

"Her antrenman onunlayken harika."

the 100 | bellamy x okuyucu one shotsWhere stories live. Discover now