Dare

530 24 10
                                    

Yer: Dünya | POV: Y/N

Dünyadaki hayat beklediğim kadar kötü değildi. Yani, bir grup saldırgan grubun -dünyalıların- bizi öldürmeye çalıştığı gerçeğini görmezden gelirsek. Her şey harika gidiyordu. Avlanmaya giden takımlarımız vardı, kampın dışına göz kulak olmak için vardiyalar yapıyorduk... hayat iyiydi.

"Günaydın."

"Hey" Arkamı döndüğümde Bellamy yüzünde gülümseme ile bir adım daha atıp karşıma geçti. "Bugün seni göreceğimi düşünmüyordum."

"Neden?"

"Biliyorsun, kendini son derece meşgul etmeyi ve dünyanın ağırlığını omuzlarına koymayı seviyorsun. Gün boyu parti yapanlara bakmak için kendine en uzun vardiyayı vereceğini düşünmüştüm."

"Aslında, bütün gün boşum."

"Bütün gün boş musun? Affedersiniz, siz kimsiniz ve Bellamy Blake'e ne yaptınız?" Kaşımı kaldırdım ve gülerek ona baktım.

"Bu benim en uzun sinir bozucu vardiyayı alacağım anlamına mı geliyor? Burada biraz eğleneceğimi düşünüyordum."

Kollarımı göğsümde birleştirdim "Yalancı."

"İkimize de günü serbest bıraktım."

Kollarımı iki yanıma bırakıp ona baktım. "Umarım bir planın vardır."

"Günü benimle geçirmek istersin diye umuyordum…"

Gülerek "Bellamy, neredeyse 7/24 sana yapışık haldeyim!" dedim.

"Tamam, o zaman eğlenecek başka birini bulurum." Başını salladı ve yanımdan ayrılmak için arkasını döndü.

"Hey, hayır." Bileğini yakaladım, onu geri çektim. "Öyle demek istememiştim. Demek istediğim, zaten her zaman seninle olduğumdan ikimizin gün içinde yapacakları için ayriyeten görevleri iptal etmene gerek yok. Seninle ava çıkmak, devriye gezmek de güzel."

"Emin misin?"

"Evet." Başımı salladım, hala elini tuttuğumu fark ettim. "Peki, ne yapacağız?" Elini tutmayı bıraktım, zihnimden kendimi lanetledim, şimdi de göz temasından kaçınmaya çalışıyordum.

"Sen ne istersen o."

"Dinle, tuvaletlerle ilgilenmek zorunda olmadığım sürece benim için her şey iyi."

"Bunu yapmana asla izin vermem zaten." Beni kendine çekti, bir kolunu omzuma attı.

"Biliyorum, iyi tarafında olduğuma sevindim." Güldüm, kampa bakarken kafamı omzuna yasladım. "Jasper ve Monty'nin herkesi sarhoş etmesi ne kadar sürer?"

"Öğlene kadar."

"Vay." Ona bakmak için kolunu hareket ettirdim. "Bu cevap çok genel. Detay istiyorum, Blake."

"Benimle bahse girmeye mi çalışıyorsun?"

"Evet, günü ilginç hale getirelim." Ona elimi uzattım. "Herkesin sarhoş olması 3 saat sürer diyorum."

"Kazanırsam ne alacağım?" Elimi tuttu. "Sen ne alacaksın?"

"Daha bahse bile girmedin."

"6 saat diyorum."

"Pff, bu çok uzun. Bu insanların daha önce nasıl içtiklerini hiç görmedin mi?" Elimi sıktı ve gülerek başını salladı. "Şimdiden kaybediyorsun."

"Kazanırsan ne istiyorsun?"

"Bilmem, şaşırt beni." Omuzlarımı silktim. "Sen ne istiyorsun?"

POV: Bellamy

the 100 | bellamy x okuyucu one shotsWhere stories live. Discover now