Daisy Chain

425 22 4
                                    

Yer: Dünya | POV: 3. Şahıs

Bellamy gergindi. Hayır, direkt stresliydi. Ve bu dünyevi tehdit ya da 100'e yaklaşmakta olan kıyamet yüzünden değildi, bir hoşlantı kadar basit ve insancıldı.

Bellamy için büyük bir sorun haline gelen aptal küçük bir hoşlantı.

Hep düşündüğü şey buydu. Her sabah, her gece, her akşam, her dakika seni düşünüyordu. Gözlerinden, gülümsediğinde nasıl kısıldıklarından ya da güzel gülüşünü ellerinin arkasına saklamaya çalıştığından başka bir şey düşünemiyordu. Seninle ilgili her şeyi seviyordu. Ama nefret ettiği şey ona nasıl hissettirdiğindi. Onunla ne zaman konuşsan midesinde uçan kelebekler ve ona gülümsemenin verdiği etkiden bile bahsetmiyordu.

Bir gün önce keşfettiğiniz küçük papatya tarlasının nerede olduğunu biliyordu, bu yüzden erkenden uyandı ve oraya gitti. Biraz uzaktaydı ama umursamadı, üzgün olduğun düşüncesine tahammül edemiyordu. Papatya toplamak ve papatya tacı yapabilmek için neredeyse iki saat harcadı. Onları nasıl yapacağını biliyordu, ona bir gün önce göstermiştin. O zaman bile ellerin onun eline değdikçe yanakları kızarmıştı.

Tırnakları çok kısaydı ve papatyaları birbirinden geçiremiyordu. Hayal kırıklığı içinde iç çekti. Seni memnun etmekten başka bir şey istemiyordu ve bunu yapamamanın hayal kırıklığını büyük bir şekilde hissediyordu. Böyle basit bir şey onun gibi biri için nasıl bu kadar zor olabilirdi? Sonuçta, 100'ün lideriydi. O Bellamy'di. Kesikleri yapmak için bıçağını kullanmaya başladı. Sonunda papatyalardan bağlantı kurmayı başardı ve kendi kendine sevindi.

İşi bittiğinde arkasına yaslandı ve yaptığı şeye hayran kaldı. Güneş ışığına karşı narin çiçek tacını tuttu ve gülümsedi. Senin gülümsemen için her şeye değerdi.

O sırada sen çadırında oturuyordun, onun sadece senin için bir papatya tacı yapma konusundaki şaşırtıcı derecede özenli çabasından habersiz bir şekilde... Uyanık bir halde yatağında yatıyordun, dışarıdaki kuşlar tarafından erken uyanmıştın. Bilmediğin şey, tam o anda Bellamy Blake'in çadırına yaklaştığıydı, elinde narin bir papatya tacı ile.

Çadırın dışında duruyordu, uyanık olup olmadığını sormak için sana seslendi. Sesini duyunca kalbin hızlanmaya başladı. Yataktan kalktın, çadırı açana ve Bellamy vücuduna bakana kadar sadece ince bir gömlek ve küçük bir şort giydiğini tamamen unutmuştun.

Yüzün kızardı. "Özür dilerim. Gidip üstümü değiştireceğim-"

Bellamy başını salladı "Hayır, hayır, sorun değil. Sadece sana bir şey göstermek istiyordum. İçeri girebilir miyim?" Biraz gergin bir şekilde sordu.

Başını salladın, gülümsedin ve karnındaki kelebekleri görmezden gelmeye çalıştın. Çadırına tekrar girip sessizce dikildiğinde o da senin ardından içeriye girdi.

Ellerini açtığında ve sana papatya tacını gösterdiğinde çok şaşırdın. "Bellamy? Bunu benim için mi yaptın?" dedin.

Başını salladı, konuşmuyordu. Çiçek tacını başına nazik bir şekilde yerleştirmek için ellerini kaldırdığında ince papatya saplarından biri ikiye bölündü ve yere düştü. Bellamy bir süre şok içinde taca baktıktna sonra öfkeyle iç çekti ve her iki ucu da birbirine bağlayarak düzeltmeye çalıştı. Sen ise ona gülümsüyordun.

"Bellamy." yumuşak bir şekilde konuştun "Bellamy dur." Küçük ellerin ile uzanıp onun ellerini tuttun.

Hızlıca "Üzgünüm." dedi. "Dün bir tane yapmaya çalıştığını gördüm, bu yüzden erken kalktım ve senin için bir tane yaptım. Ve şimdi onu mahvettim. Üzgünüm Y/N."

Gülümsedin ve onu kendine çekip sarıldın. Yavaşça "En azından denedin." dedin. "Ve bu benim için diğer herkesin yaptığı şeylerden daha anlamlıydı." Kahverengi gözleri ile yüzünü inceliyordu. "Teşekkür ederim." dedin ve yanağından öptün.

Gülümsemesi büyüdü, şuan kendini dünyanın en mutlu kişisi gibi hissediyordu. Ve Bellamy saatlerce uğraştığı papatya tacı bozulmuş olsa da bir şekilde hala başarılı olduğunu hissetti.

the 100 | bellamy x okuyucu one shotsWhere stories live. Discover now