🪼 Bölüm 8: Söylenti

387 23 3
                                    

Yanımda biri olmadan kampın dışına çıkmak belki de iyi bir fikir değildi. Etrafta her an bana saldırabilecek dünyalılar olabilirdi. Biraz yakacak odun topladım ve ateş yaktım.

Her ihtimale karşı silahımı elime alıp bir kütüğe oturdum. Donuyordum ama ateş ısınmama biraz yardım etmişti.

Yüksek sesle "Bu kelimenin tam anlamıyla şimdiye kadarki en kötü fikirdi." dedim. "Sanırım şimdi geri dönmem gerektiğini düşünmek için geç oldu."

Arkamda birinin nefes aldığını duydum. Elimde silahımla donakaldım. Sonra bir anda ayağa kalktım ve koşmaya başladım. Ama ayağım takıldı ve yere düştüm "Aman tanrım. AMAN TANRIM"

Tekrar ayağa kalktım ve koşmaya başladım. Adamın gözden kaybolduğunu gördüğümde yavaşladım ve nefes almaya çalıştım. Tam da o sırada birinin önümde durduğunu gördüm.

"Ne biliyor musun sadece öldür beni, umurumda değil!" diye bağırdım.

Adama doğru döndüm ve gözlerimi kısarak ona baktım. "Bellamy?" Yüzüne feneri tuttum. "Bellamy! Ne yapıyorsun? Beni mi gözetliyorsun!" diye bağırdım.

"Senin yaralanmanı istemiyorum."

"Ne diyeceğimi bilemiyorum."

"Hiçbir şey söyleme, sadece benimle birlikte kampa geri dön."

Başımı salladım ve onunla yürümeye başladım. Yolun yarısını sessiz bir şekilde geçirdik.

Bellamy "İyi misin? Şuan pek bir sessizsin ve sen asla sessiz olmazsın."

Karanlık yolda yürürken başımı önüme eğdim ve "Evet, sadece bilmediğim bir yere yalnız başıma gitmek aptalca bir fikirdi." dedim.

Sanki doğru kelimeleri bulmak için biraz bekledikten sonra "Hey, bazen kafamızı boşaltmak için başka bir alana ihtiyacımız olabilir." dedi.

"Zaten yıllardır tek başıma bir alandayım. Buna daha fazla katlanabileceğimi sanmıyorum."

Neyden bahsettiğimi biliyordu. Ama neden hapsedildiğimi bilmiyordu çünkü neden hapsedildiğini kimse birbirine anlatmamıştı, kimsenin üzülmemesi için koyulmuş bir kuraldı.

O tekrar konuşmaya karar verene kadar aramızda tekrar bir sessizlik oldu.

"Yaralanmadın ve önemli olan tek şey bu, değil mi?"

İç çektim. "Benim hakkımda ne düşünecekler? Büyük ihtimalle korkak olduğumu." Bu doğruydu, benim hakkımda böyle düşüneceklerdi.

"Hayır öyle düşünmeyecekler."

"Ve bunu nereden biliyorsun?"

"Bir planım var."

"Plan?"

Işığı önümüzdeki ölü geyiğe doğru tuttu.

"Bunu sen mi öldürdün?" diye sordum.

"Hayır, onu sen öldürdün ya da en azından öyle düşünecekler." diyerek gülümsedi.

"Bellamy Blake bunun çok zekice olduğunu söylemekten nefret ediyorum ama," dedim ve elini tuttum. "teşekkür ederim."

Başını salladı. "Tamam şimdi bunu al ve kampa geri gidelim."

"Tamam." Geyiği aldım ve kampa girdik.

Finn beni gördü. "Y/N gittiğini sanıyordum."

Bellamy içeri girdi. "Hayır, sadece biraz hava almaya ihtiyacı vardı, bu yüzden avlanmaya gittik." dedi.

the 100 | bellamy x okuyucu one shotsWhere stories live. Discover now