🪼 Bölüm 9: Güçlü

317 20 1
                                    

Bellamy bir silah kapıp "Beni hemen o dünyalıya götür." dedi.

Onların peşinden koştum "Bekle! Ben de geliyorum." diye bağırdım.

Finn bana baktı "Hayır, bu çok tehlikeli."

Bellamy alay ederek "Octavia'yı bulabilmek için o hepimizden daha uygun birisi." dedi.

Silahımı aldım ve onlarla yürüdüm. Yaklaştığımızda Finn bizi durdurdu. "İşte burası." diye fısıldadı.

Bellamy'ye baktım "Plan nedir?"

Bir mağaraydı ama etrafı çevriliydi. Bellamy küçük bir delik gördü ve bana baktı.

"Oh hayır. Hayır!" Tam olarak ne istediğini biliyordum.

Bellamy yalvarır gibi "Hadi ama Y/N. Octavia için." dedi. Mağaraya doğru giden çok küçük ve karanlık bir açıklık vardı.

Bellamy omzuma dokunarak "Bunu yapabilirsin Y/N." dedi.

Finn "Sıkışırsan seni kesinlikle çıkarırız." diye güvence verdi. Tamam anlamında başımı salladım.

Derin bir nefes aldım ve küçük deliğe girmeme yardım ettiler. Delikten geçtim ve geçtiğimde bana silahımı verdiler. Octavia yerde yatıyordu. Dizi bandajla sarılmıştı, birisi onu yaralamış gibi görünüyordu.

Yere indim ve onu omuzlarından salladım. "Octavia uyan!" diye fısıldadım.

"Y/N?"

"Hemen dışarı çıkmalısın!"

"Ne? Neden?"

Arkamı dönünce ayakta dikilen uzun boylu adamı gördüm. Mızrağımı çıkardım ve her iki bacağına da soktum ve yere düşmesine neden oldum.

"Gitmeliyiz... şimdi!" diye Octavia'ya bağırdım. Dünyalı bacağımı tuttu ve onu öldürmekten başka seçeneğim yoktu. Bir taş aldım ve kafasına vurdum.

Octavia'ya "Seni incitti mi?" diye sordum.

Octavia "Hayır... o beni kurtardı." diye cevap verdi.

Kafam karışmıştı ama zaman harcamak istemedim. "Oradaki delikten geç." dedim. Deliğe atladı ve sürünerek dışarı çıktı. Tam arkasından ben de atladım.

"O!" Bellamy ona sarıldı "İyi misin?"

Pantolonunu silkelerken "Evet iyiyim." dedi.

"Dünyalıların bizi bulmaması için gitmemiz gerek." dedim.

Octavia "Yolu göster Bell." dedi.

Hepimiz hızlı bir şekilde kampa geri döndük.

"Octavia benimle gel, başka yaranın olup olmadığından emin olmalıyım." dedim. Başını sallayarak onayladı. Vücudunu yaralanmalar için kontrol etmem için masaya oturdu.

"Peki sana bir şey sorabilir miyim?" dedi.

"Tabii sor." Kafasını kontrol ettim.

"Sen ve abim çıkıyor musunuz?"

Kontrol etmeyi bıraktım ve ona baktım.

"Bilmiyorum, yani bu tür şeylere ayırmak için zamanımız yok."

"Tamam ama bir seçeneğin olsaydı onunla çıkar mıydın?"

Ya meraklıydı ya da onu korumaya çalışıyordu.

"Evet, sanırım?" Şu anda nasıl hissettiğimi bilmiyordum.

"Onun senden hoşlandığını söyleyebilirim."

"Evet ben de ondan hoşlanıyorum ama bu önemli değil. İnsanlarımızı kurtarmak önce gelir, değil mi?"

Arkamda bir ses duydum ve arkamı dönünce Bellamy'nin düşürdüğü şeyi almaya çalıştığını gördüm.

Octavia "Kulak misafirliği mi yapıyorsun Bell?" dedi.

"Sadece bir konuda yardıma ihtiyacım var." Boğazını temizledi. "Y/N bir bakar mısın?"

Octavia'ya baktım. "İyi görünüyorsun. Sadece birkaç kesiğin var. Ciddi bir şey değil." Bellamy'ye doğru yürüdüm "Ne oldu?"

"Bir kural koymamız gerekiyor." dedi.

Kaşımı kaldırdım "Kural? Gerçekten mi?"

"Evet, Finn Octavia ile birlikte olmasaydı ona ne olabileceğini kim bilebilirdi."

"Ne öneriyorsun?"

"Kızların kamptan çıkmasına izin vermemeliyiz."

"Anlayamadım?" Ona bağırdım. Dalga geçerek "Octavia'yı bulmak için herkesten daha uygun olmama ne oldu?" dedim.

"Sadece bunun en iyisi olduğunu düşünüyorum. Kızlar kendi başlarına yeterince güçlü değiller. Tamam mı?"

Gözlerinin içine baktım ve parmağımla göğsüne bastırdım. "O saçma düşüncelerini al ve siktir git Bellamy." Oradan uzaklaşmaya başladım.

"Oh, hadi ama, böyle davranma Y/N!" Arkamdan bağırdı.

"Ne gibi? Kız gibi mi davranmayayım? Kızlar yeterince güçlü değil falan ya." Hızlıca çadırıma girdim. Bellamy'nin böyle bir kural koymaya nasıl cüret ettiğine inanamıyordum.

Birinin çadırımı açtığını duydum. Mızrağımı temizlerken ona doğru bakmadım. "Ne istiyorsun?" dedim.

Bellamy yere çömelerek "Y/N, lütfen bana kızma." dedi.

"Kızmamam için bir sebep ver."

Ne söyleyeceğini bilemeden iç çekti.

"Buradaki kızlardan bazıları, erkek dediğiniz korkakların yarısından daha güçlü." dedim.

"Haklısın."

Ona doğru baktım. "Ne?"

"Evet bazıları öyle. Bu yüzden kuralı değiştiriyorum. Sadece izin verdiğimiz kişiler çıkabilir."

"Kuralları bırakmaya ne dersin! Bellamy bu çocukları burada kilit altında tutamazsın. Artık Ark'ta değiliz, özgürlüğe ihtiyaçları var. Herkes dışarıya çıkabilmeli ancak sadece onlarla birlikte gidecek biri varsa."

"Bu bir anlaşma gibi geliyor." diyerek elini uzattı. Gözlerimi devirm ve elini sıktım. Elini sıktığımda beni kollarıyla kendine çekti ve bana sarıldı.

"Pekii" dedim, güldüm ve sırtını sıvazladım.

"Evet pardon. Şeye gideceğim uh- bir şeye ihtiyaçları var mı diye bakacağım."

Gülümseyerek "Tamam." dedim.

Çadırımdan çıktı ve fermuarını çekti.

Kendi kendime "Bellamy Blake sen çok özel birisin biliyor muydun?" dedim.

the 100 | bellamy x okuyucu one shotsWhere stories live. Discover now