🪼 Bölüm 18: Bana Güven

268 15 1
                                    

Ertesi sabah Bellamy'nin kollarında uyandım, sanki dünyanın ağırlığı omuzlarımdan kaldırılmış gibi hissettim. O hala uyurken yüzüne baktım ve onu öptüm. Gözlerini açarken yüzüne bir gülümseme yayıldı.

Derin ve uykulu bir ses ile "Günaydın." dedi.

Tişörtünün boyun kısmıyla oynarken gülümseyerek "Günaydın." dedim. Bana kocaman sarıldı ve alnımdan öptü.

"Seni seviyorum." dedi. Sonra ne dediğini fark etti, ayağa fırladı ve gözleri büyüdü.

Onun yanına oturduğumda sadece güldüm. "Biliyorum, Bell."

"Nasıl yani?"

"O meyveleri yediğimizi ve hepimizi sarhoş hale getirdiklerini hatırlıyor musun?" diye sordum.

Başını kaşıdı ve "Evet, ama bunun onunla ne alakası var?" dedi.

"Meyvelerin yan etkilerini gösterirken bana beni sevdiğini söyledin. Ciddi olup olmadığını bilmiyordum, ama şimdi eminim."

Döndü ve bana baktı.

Gülümseyerek "Ben de seni seviyorum" dedim.

Şaşırarak "Seviyor musun?" dedi.

Yanaklarımın kızardığını hissettim "Evet Bellamy." Bir anda beni kucaklayıp döndürmeye başladı. "Woah!" Beni yere indirdi ve yüzümü ellerinin arasına alıp tekrar tekrar öptü. Bu anı ne kadar sonlandırmak istemesem de "Bence kampa geri dönmeliyiz." dedim. Orada olmadığımız için kamp karışmış olmalıydı.

Küçük bir çocuk gibi ses çıkararak "Zorunda mıyız?" dedi.

"Evet, maalesef." dedim. "Ark ile iletişim kurabildiler mi diye merak ediyorum."

"Ne?"

"Demek istediğim, eğer onlarla iletişim kurabiliyorlarsa gerçekten orada olmalıyız."

Sert bir şekilde "Bu konu kapandı sanıyordum." dedi.

Şaşkın bir şekilde "Hayır, tabii ki. Neden kapanacakmış?" diye sordum.

Yürümeye başladı.

"Bellamy!" Bağırdım ama beni görmezden geldi. "Bellamy Blake! Senin neyin var?" döndü ve gözlerimin içine baktı.

"Y/N anlamıyorsun! Buraya gelirlerse ölürüm."

"Sana söylemiştim. Sana bir planım olduğunu söylemiştim."

Omzumu sertçe tuttu. "Eğer bu işe yaramazsa ne olacak? Huh!?"

Acıyan omzumu tutup ovmaya başladım.

Aşağıya doğru baktı. "Y/N... üzgünüm. Sana zarar vermek istemedim."

"Sadece kampa geri dönelim." dedim ve yürümeye başladım.

Sertçe "Hayır." dedi.

"Hayır?" Onu tekrar ettim. "Ne demek 'hayır'?"

"Yani seninle gelmiyorum."

"Bellamy Blake. Eğer benimle gelmezsen yemin ederim-"

"Ne? Ne yapacaksın? Oranın sahibi sen değilsin."

"Bellamy ne oldu bize? Daha demin mutluyduk... neden bunu mahvetmek zorundasın?" Ona doğru yürüdüm ve ellerini tuttum. "Bir planım olduğunu söyledim ve bana güvenmeni istiyorum... lütfen."

Yanağından bir gözyaşı süzüldüğünü gördüm. "Özür dilerim ben-"

Gözyaşlarını sildim ve yanağından öptüm. "Güven bana Bell. Lütfen."

the 100 | bellamy x okuyucu one shotsWhere stories live. Discover now