TOPRAK
Geçen üç gün boyunca Su ile görüşmelerimiz toplasan belki de on beş dakikayı bulmuyordur. Bunun nedeni tabi ki benim. İşlerin yoğunluğu, babamların burada olmaması derken evi zor görüyordum. Emre ise kızlarla birlikte gezip, onlara bir nevi rehberlik ediyordu. Bir de Gökçe ile sevgili olmuşlardı beyefendinin keyfi yerindeydi. O sevgilisi ile gezebilirken ben bir yemek için on dosyayı şimdi halletmem lazımdı. Ama değerdi. Su için değerdi be.
Şimdi ise az kalan işimi de bitirip onlarla yemeğe çıkacaktım.
"Toprak Bey imzalamanız gereken önemli dosyalar var efendim." Alara'nın odaya girmesi ile kaşlarım istemsiz çatılmıştı.
Kendi sekreterim düğün arifesinde olmasıyla birlikte alt birimlerden biri üç gündür işleri toparlamaya çalışıyordu. Çalışıyordu diyorum çünkü daha da batırmaya çalışır gibi bir hali vardı benim gözümde. Sürekli odama gelmesi ki tek imza içindi bunlar. İş içinden iş çıkarması. Bana kendini göstermeye çalışıyordu ki bunu farkındaydım zaten ama o benim ona bakmadığım farkında değildi. Bu kadar basit olma be kızım.
Dosyalara baktığımda fazlalığı ile Emre'yi arayıp kızlar ile şirkete gelmesini, işimin hala bitmediğini ve buradan yemeğe geçebileceğimizi söyledim. Ben işleri bitirmek istedikçe daha da artması canımı sıkmaya başlamıştı artık.
Alara dosyaları bıraktığında bir bardak su getirmesini söyleyerek iş başına geçmiştim. Bir beş dakika sonra Alara suyu getirmişti getirmesine de üzerime dökmese iyiydi. Demiştim di mi iş içinden iş çıkarıyordu.
"Özür dilerim Toprak Bey."diye bir yandan özür diliyor bir yandan beyaz gömleğimin ıslanması ile ortaya çıkan göğsümü izliyordu. Acaba bilerek mi yapmıştı? Yok canım o kadar da değildir.
"Bana yedek gömleklerimden birini getir."diye sertçe konuştuğumda irkilip gözlerini göğsümden ayırıp hemen dediğimi yapmıştı.
Gömleğimi çıkarmıştım ve uzattığı gömleği beklerken ellerinin göğsüme değmesi bir oldu.Ne olduysa o an oldu. Su gördü.
Yanlış anladı.
Peşinden koştum dinlemedi.
Yemek bir restoran değil evde oldu.
Yemek süresinde yüzüme bakmadı.
Dalgındı.
Yemeği yedikten hemen sonra izin isteyerek kalktı
O odasına giderken ben sadece arkasından gidişini izleyebiliyordum. Bir saat geçti veya geçmedi geri gelmişti yanımıza.
Tek bir cümlesi ile saniyeler öncesi oluşan umudum da yok olmuştu. Beni dinlemeyi bırak görmek bile istemiyordu ki. Kahretsin.
"Emre bizi otele götürür müsün?"
***BİZİMKİLERİN ÜSTÜNDE BİR KARA BULUT MU BELİRİYOR YOKSA??***
DİĞER BÖLÜM GÖRÜŞMEK ÜZERE BAL OKUYUCULARIM...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Kız ve Ağa Bozuntusu...
Ficción General22'sinde deli dolu bir genç kız... 24'ünde Mardin'in en tanınmış aşiretinin torunu... Aşkı tatmamış dört gencin başından geçenlere tanık olacağız. Mardin'in tenha sokakları bazen kahkahalarınız ile, bazense kavgalarımızla dolup taşacak. Var...