ASLAN
Kardeşim mutluydu, benim aksime. Konağa geldiğimizden beri Berin'in yüzü bir kere bile bana dönmemişti. Ekber Bey'in bir kolunun altına Su, bir kolunun altına ise biricik kızı girmişti. Ben gözlerimi bu güzellikten alamazken o bana döndürmüyordu bile başını.
"Aslan seninle bir konuşalım mı?"diyen Toprak'a baktım. Yüzü sıkıntılı duruyordu.
"Bir sıkıntı mı var Toprak?"
"Sen gel de o zaman karar veririz."demesi ile kaşlarımı çatarak onu takip ettim. Bahçede bizimkilerin oturduğu kısma bayağı uzak bir yere geldiğimizde durması ile bende ona baktım.
"Sana tek bir soru soracağım ve senden ya evet ya da hayır cevabını duymak istiyorum."dediğinde gerilmiştim bende.
"Tamam."dedim sadece...
"Berin'e bakışların"dediğinde kalakalmıştım. Bu kadar çabuk yakalanmayı beklemiyordum.
Anlamış. Şuan da aklımdan geçen tek şey bu. Kardeşine olan bakışlarımı yakalamış, onları yorumlayacak kadar da vakti olmuş. Ben kendimi bu kadar çok mu kaptırıyordum.
"Kardeşime bakışların benim kardeşine baktığım gibi Aslan. Bize sabah bahsettiğin aşkta buydu değil mi?" Yavaşça başımı salladım. Kaçacak delik yoktu ve ben kaçmayı da düşünmüyordum zaten.
"Evet. Sana karşı dürüst olacağım Toprak. Berin'e sanırım görür görmez vuruldum. Nasıl olduğunu inan bende bilmiyorum. Ona da güzel olduğunu söyledim. Bana ağabey dememesini. O da kendini geri çekti. Bugün de Gökçe tüm kirli geçmişimi Berin'e anlatmış. Bir kere yanlışlıkla bile gözleri benden tarafa dönmedi bugün."
"Seviyorsun yani onu?"
"Ben dün gece onu gördüğümden beri çok kafa patlattım. Diyebilirsiniz ki dün bir bugün iki. Haklısınız. Ama dün bir değildi. Ben Berin'i daha önce de görmüştüm. Neyse... Seviyor muyum? Kime göre, neye göre? Ama sana şunu söyleyebilirim ki kardeşin benim hayatımda dönüm noktası olacak?"
"O ne demek Aslan?"
"Ben de bilemiyorum sadece böyle hissediyorum. Yaşayıp göreceğiz. Daha doğrusu yaşayıp görmek istiyorum."dediğimde hiçbir şey demeden bir süre bana bakmıştı.
"Tamam. Ha bu arada Su annesi ile bizim hakkımızda konuşacak. Buradan İstanbul'a varınca aileniz ile tanışmamızın iyi olacağını düşünüyorum. Sen de umarım bizim arkamızda olursun."
"Oğlum yangından mal mı kaçırıyorsun ne bu acele?"
"Seviyorum be ağabey."
"Hatırlatırım bu sözü sana ama."
"Sen önce kardeşimi ikna et bakalım."demesi ile yüzümü buruşturdum. Berin ile işler iyice karışacaktı ve ben bu işin içinden nasıl çıkacaktım herhangi bir fikrim bile yoktu.
"Ağabey çaylar geldi içeri gelin isterseniz?" Berin'in sesini duymam ile başım hızlıca ondan tarafa dönmüştü. Bu seferse gözlerini kaçırmıyor. Direkt olarak gözlerimin içine bakıyordu. Ne olmuştu ki şimdi?
"Tamam, güzelim geliyoruz." Tekrar avluya doğru ilerlerken Berin'in sesi tekrar doldu kulaklarıma.
"Ağabey sen önden git istersen. Benim merak ettiğim bir şey vardı Mesleki Mevzuat ve Gayrimenkul Hukuku ile ilgili. Aslan ağabey de Kanada da okuyacak kadar başarılı bana yardımcı olabileceğini düşünüyorum." Şaşkınlıkla ona bakakalmıştım. Bir yandan da üzülmüştüm açıkçası. Ben umutsuzca ondan hoşlanırken o bana bir ders hakkında bir şey soracak olması hakkım olmadığını bilmeme rağmen üzmüştü beni.
Toprak kafasını sallayıp içeri doğru giderken Berin de bana bakmıştı.
"Açık konuşmak istiyorum. Ağabeyim ile konuştuklarını duydum. İyi ki de duymuşum yoksa bugün Gökçeden duyduklarım ile senden uzak kalacaktım. Eğer ki hislerinden eminsen bana gerçek seni göster Aslan. Ben hemen kestirip atmak istemiyorum. Çünkü kestirip atarsam pişman olacağıma dair bir his var içimde. Beni pişman etme olur mu?"
Söyledikleri karşısında susup kalmıştım, sanki konuşma yetimi kaybetmişçesine. Berin'in geri dönüp avluya doğru yürümesi ile kendime geldim. Belinden tutup kendime çektiğimde ufak bir çığlık bile koyuvermişti.
"Hey küçük hanım. Bana bunları söyleyip cevabını almadan nereye gidiyordun bakalım?"
"Sen de cevap vermeyince bende gidiyordum."
"Şaşkındım sadece .Tamam sakince ilerleyeceğiz. Ama senden bir söz istiyorum. Beni tanımaya çalışırken aklına takılan bir şey olduğu zaman başkalarında cevap arama, gel bana sor olur mu?"
Usulca başını salladı ve bu hareketi bile beni benden aldı açıkçası. Sıkıca sarıldım ona. Belimde hissettiğim minicik ellerle yüzümdeki gülümsemem daha da büyüdü sanki.
Bu benim ve Berin'in hikayesiydi. Ve ben bu hikayenin güzel bitmesi için elimden geleni yapacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Kız ve Ağa Bozuntusu...
General Fiction22'sinde deli dolu bir genç kız... 24'ünde Mardin'in en tanınmış aşiretinin torunu... Aşkı tatmamış dört gencin başından geçenlere tanık olacağız. Mardin'in tenha sokakları bazen kahkahalarınız ile, bazense kavgalarımızla dolup taşacak. Var...