3.5

9.3K 423 77
                                    

Selam Canlarım. Bu notu buraya,yukarı, koydum bu sefer. Bölüm geç kaldı farkındayım ancak bunun da bir açıklaması var. Bir kitabım daha olduğu için ve o kitaba her gün bölüm yazdığım için buraya yetiştirmekte biraz zorlanıyorum. 

"Voleybol Aşkına"adlı kitabıma sizleri de beklerim.

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekler, keyifli okumalar dilerim.

SU

Toprak ve Emre'nin İstanbul'da birlikte yaşadıkları evde tüm gençler olarak toplanmıştık. Berin ile birlikte aynı güne denk gelen isteme gününün üzerinden bir hafta geçmişti. Gazeteler boy boy haber yapmış hatta ve hatta bazıları kendilerini o kadar kaptırmışlar ki berdel yaptığımızı falan düşünüp kendilerince yayınlamışlardı. Neyse ki ağabeyim ve nişanlımın sayesinde bir an sesleri kesilmişti yoksa bu haberler canımızı ufaktan sıkmaya başlamıştı.

Şimdi ise hepimiz toplanmış bir şekilde birlikte zaman geçirmeyi planlıyorduk. Mardin dönüşü sonrası birlikte zaman geçirmemiz imkansız bir hale gelmişti. Ağabeyim babamın yanında, Emre ile de Toprak kendi şirketlerinde meşguldüler. 

"Eee düğünleri ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz nişanlı çiftler?"diyen Emre'ye ters ters bakmaya başlamıştım. Hayır ona neydi canım. İstediğimiz zaman yapardık. Fark ettiniz mi bilmiyorum hep bi gıcık gidiyordum azıcık bu çocuğa.

"Sen önce Gökçeyi evliliğe ikna et de öyle konuş be kuzen."

Evet Gökçe evliliğe pek sıcak bakmıyordu doğal olarak Emre de bizlerden sonra gaza gelip hafta içinde evlenme teklifi etmiş olsa da net bir cevap alamamıştı.

"Deşme yaramı. Ayrıca Gökçe Hanım gör bak beni dillere düşürdün."diyerek mutfaktan kahvelerimizi yapıp yanımıza gelen Gökçe'ye sitem etti.

"Emre hazır değilim ve kusura da bakma ne Su ne de Berin gibi cesaretli değilim."derken bir yandan da kendini Emre'nin kolunun altına atmıştı.

Kahvelerimizi içerken erkekler maç muhabbetine başlamışken biz kızlarda giyeceğimiz gelinlikten mekanlardan bahsediyorduk. Kadın milletiydik sonuçta. Bizim de kanımızda bu vardı.

Düğün için fazla arayı açmayı da düşünmüyorduk açıkçası. Hafta içinde ağabeyimle Berin ve de Toprak bizim evi ayarlamaya çalışacaktık. Dün gece Toprak'ın attığı mesaja göre emlakçı istediğimiz kriterlere uygun evlerin adres listesini bize ulaştıracaktı. 

Düşüncelerimden beni sıyırıp çeken hareket Gökçe'nin bir anda eli ağzında lavaboya koşmasıydı. Arkasından panikle bende ayağa kalktığımda lavabonun kapısını kilitlemeden ona yetişmiştim. 

İçindekileri çıkarmaya başladığında iğrenmek yerine sırtını sıvazlıyarak ona destek olmaya çalışıyordum. En sonunda biraz midesinin rahatlaması ile elini yüzünü yıkamasına yardımcı olmuştum.

"Canım iyi misin?"

"İyiyim Su. Bir anda ne oldu anlayamadım ben."derken gerçekten de şaşkın görünüyordu.

Kapıdan içerin giren Emre'ye yer vererek dışarı çıktığımda ikisini yalnız bırakmıştım. Biliyordum ki benden kat be kat telaşlanmıştı.

Biz içeri geçerken Emre'nin bağırışı ile geçtiğimiz koridoru koşarak geri dönmüştük. Banyo kapısından içeri baktığımızda Gökçe'nin Emre'nin kucağında baygın yatması ile bizde telaşlanmıştık. 

"Hastaneye gidelim."diyerek herkesi kendine getiren Toprak bir yandan da benim elimi tutarak kendine çekmişti beni.

"Emre sen Gökçe'yi kucakla benim araba ile gidelim. Berin ağabeycim sizde Aslan ile gelin tamam mı?"

"Tamam ağabey." Toprak'ın yönlendirmeleri ile herkes harekete geçmiş,arabaya geçmiştik hızlıca. Hastaneye doğru giderken hala gözleri açılmayan, başı sevgilisinin sizinde olan arkadaşıma dolu gözlerimle baktım. Ne olmuştu bu kıza böyle. Düşünmekten beynimin yorulduğunu hissedip camdan dışarı baktığımda zaten hastaneye gelmiş olduğumuzu gördüm. 

Acilden içeri girdiğimizde Emre'nin telaşlı bir şekilde sedye istemesi, Toprak'ın ona yardımcı olma çabalarını sanki bir tül perde arkasından izliyormuş gibiydim. Gözlerimdeki akamayan yaşlarla birlikte hareket edemiyordum bile.

Acilde odaya aldıklarında yanına bizi almamışlardı. Emre yanıma gelerek bana sarıldığında gözyaşlarım akmaya o zaman başlamıştı.

"Su ona ne oldu? Neden bu hale geldi?"

"Bana da bilmediğim sorular sorma Emre. Bilmiyorum. Çok iyiydi sen de biliyorsun."diyerek terslediğimde onun da suçunun olmadığını farkındayım ama neyse işte. 

Çaresizce beklerken doktorların odadan çıkması ile hemen onların yanına gitmiştik.

"Doktor neyi var sevgilimin?"

"Öncelikle sakin olun. Hastamız kendine geldi. Kan tahlilini istedim sonuçları bir saat sonra çıkacaktır. Şimdi hastamızın yanına girebilirsiniz. Her ne kadar kendine gelmiş olsa da çok fazla yormayın."diyerek hastane koridorunda ilerleyerek gözden kaybolmuştu.

İçeri üçümüz peşi sıra girerken ağabeyimle Berin'in de görünmesi ile içeri girmiştik.

Yatakta yatmış, serum takılmış olmasına rağmen ışıl ışıl gözleri ile bize bakan arkadaşıma gülümsedim.

Yatakta yatmış, serum takılmış olmasına rağmen ışıl ışıl gözleri ile bize bakan arkadaşıma gülümsedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 "Hasta olan benim ama siz benden de kötü olmuşsunuz. Bu ne hal? Allah Korusun sanki ölmüşüm gibi davranıyorsunuz."demesi ile hepimiz yüzümüzü düzeltmeye çalışmıştık.

"Korkuttun bizi sevgilim."diyerek Gökçeye sıkı sıkı sarılırken bir yandan da yatağın kenarına oturmuş elleri Gökçe'nin saçlarını okşuyordu.

"Geçmiş olsun ağabeycim. Emre haklı bizi korkuttun." Ağabeyimin haklı olduğu bilinciyle başını eğdi Gökçe.

"Özür dilerim ama bana ne oldu anlamadım. Bir anda midem ağzıma geldi sonra da bayılmışım zaten."

"Neyse daha fazla sıkıcı durumlardan bahsetmeyelim. Allah'ın izni ile bir saate kadar sonuçlarını öğreneceğiz."

"Su haklı."diyerek beni destekleyen sevgilime gülümseyerek odada bulunan sandalyelerden birine oturmuştum bile. 

Yarım saatin ardından elinde kağıtlarla odaya giren doktora merakla bakmıştık hepimiz.

"Evet sonuçlar çıktı Gökçe Hanım. Bu arada kendinizi nasıl hissediyorsunuz?"

"Daha iyiyim. Umarım sonuçlarda da kötü bir şey çıkmaz."

"Tansiyonunuzda hafif bir oynama var ancak bu dönemlerde en ufak tansiyon değerinin yükselip alçalması bile sizi yorabilir. O yüzden bu konuda bir sıkıntı bulmuyorum."

"Bir dakika bu dönemlerde derken?"diyerek araya giren Emre ile merakla doktora bakmaya başladık.

"Ah haberinizin olmaması oldukça normal. Beta HCG değerlerinizde hafif bir yükselme var. Yinede en doğru sonucu size bir jinekolog arkadaşım verebilir. Hamilesiniz. Tebrik ederim."

Şaşkınla hepimiz doktora baktığımızda Emre'nin bayılması ile hepimizin dikkatini çekmişti ama kimse şu an onu kaldıracak durumda bile değildi.

*****

Evet..... Bölümümüzü nasıl buldunuz bakalım? Sizi Seviyorum.

Deli Kız ve Ağa Bozuntusu...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin