22'sinde deli dolu bir genç kız...
24'ünde Mardin'in en tanınmış aşiretinin torunu...
Aşkı tatmamış dört gencin başından geçenlere tanık olacağız.
Mardin'in tenha sokakları bazen kahkahalarınız ile, bazense kavgalarımızla dolup taşacak.
Var...
Toprak'ın söylediği cümle ne yapacağım konusunda birkaç dakika kararsız kalmış olsam da sonrasında ona da bir kot pantolon ile spor gömleğini yatağının üzerine koymuştum. Ah tabii ki de yatağını da az çok toplamıştım beyefendinin. Cidden bazı anlarda kendi hal ve hareketlerimi sorguluyordum. Bana neydi onun yatağının dağınıklığından ya da bana mı düşüyordu onun kıyafetlerini hazırlamak? Neyse.
Aşağıya indiğimde herkesin meraklı gözlerle bana bakması tuhafıma gitti. Alt tarafı kazık kadar adamı uyandırmaya gitmiştim. Bu kadar merakla bakmalarına gerek yoktu ki ya.
"Uyandı mı kızım?" diye soran Ekber Beye gülümsedim.
"Sizin dediğiniz kadar zorlanmadım. Hemen uyandı. Galiba uyanıktı zaten."dediğimde masadan gelen seslere anlamadan baktım. Bir anda Gökçe'nin ben kazandım diye sevinmesine anlam veremeyerek ona baktım ancak onun umurunda bile değildim şu anda. Emre'ye karşı gülerek konuşuyordu.
"Emre ile iddiaya girdiler. Gökçe uyandıracağını söylerken Emre ise Toprak'ın uyanmayacağını iddia ediyordu da."diyen Fatma hanım ile bu kargaşanın da nedeni anlaşılmıştı.
O sırada keyifle ıslık çalarak aşağıya inen Toprak'a döndü herkesin bakışları.Üzerinde ise benim ayarladığım kıyafetler vardı. Garip bir şekilde onların üzerinde olması çok hoşuma gitmişti.
"Günaydın."
"Günaydın oğlum. Erkencisin bugün."diyen Ekber beyin sesinde bariz bir alay vardı ama Toprak bunu bile umursamamıştı.
"Ee gelininiz iyi uyandırdı." Hadi ama be.. Bu adam nereden açtı bu konuyu ya? Gelininiz dedi adam ya o derece rahat maalesef. Kızarmaya başladığımı hissediyorum yine ve yeniden...
"Evet, amca ya şimdi Su bizim gelin mi oldu?"diye soran Emre'ye kötü bakışlarımı gönderiyordum.
"Ay evet Su inşallah sevgilin falan yoktur kızım senin gibi gelinim olmasını çok isterim yavrum." Hayda! Etrafımda dönen muhabbettin ucunu kaçırmıştım elimden. Benden izinsiz uzayıp gidiyordu. Bir dakika ama sevgilim olmasa ne olacaktı acaba Fatma hanım. MazAllah oğluna alıverecek kadın beni.
"Tamam, tamam kızın çok üzerine gitmeyin sevgili ailem."diyerek beni kurtaran ise Toprak olmuştu. Ha sen önce beni bu durumun içine sen at sonra da beni kurtar. Oh ne ala memleket ya. Sinir herif.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Önümdeki kahvaltıya baktığımda yok yoktu vallahi. Biz varız diye miydi bu kahvaltı yoksa her zamanki kahvaltılarından biri miydi? Hoş sohbetle yapılan kahvaltının ardından kahvelerimizi içerken grupla toplanmamızın gerektiğini anlatan mesaj ulaşmıştı Meral hocadan bize. Mardin Kalesinde toplanmamız gerektiğini söylemişti.
"Toprak bir şey rica edebilir miyim?" Denize düşen yılana sarılır hesabı ondan yardım istiyordum.
