1.2

22.2K 961 20
                                    

Toprak

"Ne demek otele götürür müsün?" Şaşkındım. Şaşkındım benimle konuşmamıştı. Bana sormamıştı bile ne oldu? Bu kadarına bile hak etmiyor muydum ben?

"Basbayağı otele götürür müsün diyorum işte Toprak neyini anlamıyorsun?"diye payladı beni. Bir dakika şu an haklı olan bendim. Durup dururken bir anda aramızdakilerin bu kadar değişmesini kabullenemiyordum. Benim bir suçum yoktu ki bile. 

"Su gitmek nereden çıktı?"diye sordu Gökçe. Hepimizin sormak istediği soruydu bu.

"Burada kendimi rahatsız hissediyorum. Ayrıca sabah laf arasında Meral Hoca oteldeki karışıklığın düzeldiğini, istediğimiz zaman dönebileceğimizi söyledi. Hatta neden dönmüyorsunuz demeye getirdi sen de farkındasın."

Kaşlarım çatılı söylediklerini dinliyordum. Evet belki hocaları böyle bir şey demiş olabilirdi ama emindim ki bugün şirkette olanları görmeseydi yine bir yere gitmeyecekti. 

"Gidemezsiniz." Sesim oldukça sertti. Bugün gördüklerinden sonra tavrının değiştiğini biliyordum. Aklına takılan neyse benimle konuşmalıydı. Böyle kaçmak ona yakışmıyordu. Benim tanıdığım, tanımak istediğim Su bu değildi. 

Elinden tuttuğum gibi odama sürükledim onu. Beni durdurmaya çalışıyor, tuttuğum elini kurtarmaya çalışıyordu. Boşuna çabalıyordu şu an. Sinirle odaya girdikten sonra bileğini bırakmıştım. Bileğini bırakmam ile ovması bir olmuş, bu da kendime sövmeme neden olmuştu. Yanına yaklaşarak bileğini tuttum. Biraz kızarmıştı. Bana dik gözleri ile baktığında konuşmaya başladım.

"Su nereden çıktı bir anda bu durum?" 

"Bir anda çıkmadı Toprak. Tamam mı? Bir anda çıkmadı. Otel durumu hallolmuş ve bende daha fazla rahatsızlık vermek istemiyorum. Size de ayak bağı oluyoruz."dediğinde dudaklarımdan gerçek olmadığına emin olduğum bir gülüş kaçmıştı. Oldukça alay barındırıyordu bence. 

"Allah aşkına Su ne rahatsızlığı? Senin başka derdin var değil mi bana söylemediğin."dediğimde sinirle bana bakmaya başladı. Evet çözülüyorduk şimdi. 

"Evet var. Tamam, mı var! Yahu adam sen geçen gün bana sen hariç kimse umurumda değil dedin, aynı zamanda bugün seni bir sarışınla bastım. Neye inanmamı, neye güvenmemi istiyorsun anlamıyorum."

"Su..."

"Sus! Su deme bana. Yeter. Sadece gitmek istiyorum Toprak. Ya sen götürürsün ya da ben bir şekilde giderim emin ol." Kıskanmıştı beni. Bunun, yani bu kadar kızgın olmasının başka bir nedeni olamaz değil mi? Başka bir neden aklıma gelmiyordu ve bu durum hoşuma gidiyordu.

Kapıya sırtımı dayamış onu izlerken valizini hızlı, aceleci bir tavırla topladığını fark ettim. Elleri de titriyordu.

"Tamam, götüreyim seni."dememle dondu kaldı bir süre. Sonra hiçbir şey olmamış gibi devam etmiş valizini kapatmıştı. Kapının tıklanması ile kapıdan ayırdım sırtımı.

"Su ben hazırladım valizimi hadi gidelim."

"Tamam, ben de hazırım Gökçe."

Arabaların yanına geldiğimizde Su merakla Gökçe ve Emre'ye baktı. 

"Siz bizimle gelmiyor musunuz?"dediğinde Emre hırçın bir şekilde konuşmuştu. 

"Biraz daha sevgilimle vakit geçirmek istiyorum Su."dediğinde Su özür dilercesine bakmıştı onlara.  Gökçe Emre'nin arabasına binerken iki sevgili de üzgündü ayrı kalacakları için.Emre'ye mesaj atarak bende arabama bindim. Ana yola çıktığında yan bir bakışla baktım yanındaki kıza.

"Otel merkezde değil miydi? Neden merkez tabelasını geçtik?"diye soran Su'ya gülümsedim.

"O kadar kolay değil küçük hanım."dediğimde endişeyle bana bakıyordu. 

"Toprak ney kolay değil? Anlayamıyorum ne diyorsun?"dediğinde sırıtmıştım. 

"Kısacası sizi kaçırıyoruz."

***Wattpad dedi ki yarın sadece okuyabilirsin yazamazsın dedi, bende dedim size bugünden yollayayım bölümü. Herkese İyi Okumalar.***

Deli Kız ve Ağa Bozuntusu...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin