1.3

23K 935 20
                                    

Su

Ne demek bizi kaçırmak? Ne kaçırması canım? Dağ başı mıydı burası? Gerçi camdan dışarı baktığımda biraz dağlık bir yere doğru gitmeye başladığımızı fark etmiştim. 

"Toprak ne diyorsun sen ne kaçırması?"dediğimde sakince konuşması beni daha sinir ediyordu. 

"İnat etmeseydin otel demeyip beni dinleseydin, açıklamama izin verseydin kaçırmak zorunda kalmazdım."dediğinde inanmaz bir şekilde kafamı sağa sola salladım. 

"Tamam dinliyorum anlat." dediğimde şaşkınca bana bakmıştı. Yüzümdeki ciddi ifadeyi görmüş olacak ki hemen anlatmaya başlamıştı. 

"Kendi sekreterim evlenecek ve izin aldı hazırlıklar için. Alara'yı da alt birimlerden bir haftalığına yanıma sekreter olarak verdiler. Şu üç gündür de seni görmediğimden işler çabuk bitsin diye canla başla uğraşıyordum.  Bugün su istediğimde getirdiği suyu üzerime dökmesi bir oldu. Gömleğimi çıkarıp yedek gömleklerimden birini istediğimde ona bile bakmıyordum. Çünkü o an çıkan gereksiz işlere sövmekle meşguldüm. Çünkü sana geç kalıyordum her dakikada. Sonra o bana dokundu, sen gördün, kaçtın."

Konuşmuyordum, konuşamıyordum söylediklerinden sonra. Peşin hüküm vermiştim, kabul. Bir de diyordum ki bu kadar kısa zamanda bana ne hissedebilir bu çocuk. Bir de bana bak sanki sevgilimmiş gibi ahkam kesmiş, trip atmıştım. Ama onları o halde gördükten sonra ne düşünebilirdim. Şahsen benimde bir ağabeyim vardı, biliyordum onun çapkın hallerini. Dinliyordum Kanada'da bulunan sevgili sekreterlerini.

"Özür dilerim."diye fısıldadım. Fısıltımı ben zor duymuştum ki bana döndü yakışıklı çehresi ile. Şu an sanki aramızda hiçbir bunlar yaşanmamış gibi yine gülümseyerek bakıyordu bana. 

"Su"

"Efendim"

"Ben senden özür istemiyorum ki ben senden bana güvenmeni istiyorum. Çok mu şey istiyorum?"dediğimde başımı salladım olumsuz anlamda.

"Hayır Toprak. Tamam deneyeceğim. Ben gerçekten özür dilerim ben gerekenden fazla tepki verdim sana. Cidden özür dilerim."dediğimde gülümsemişti 

"Sevinirim ve dediğim gibi ben senden özür beklemiyorum. O yüzden özür dilemeyi bırak lütfen."diyerek elimi tutmuştu. Elimi çekmedim. O da bırakmadı. Elim elindeyken arabayı sürmeye devam etti.

"Şimdi nereye kaçıyorsunuz bizi?"dedim kıkırdayarak. Sanırım kaçırıldığına bu kadar çabuk ikna olan tek kişi ben olabilirdim değil mi?

"Gidince görürsün güzelim."dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım. 

"Ya Toprak, ben merak ederim ama ya bu bana yapılmaz, yapılamaz."

"Biraz önce bana yaşattığın korkuya say ve ayrıca çok da kalmadı yeni kalacağımız yere."

Küskünce önüme dönerken fark ettim ışıklandırılmış bahçede duran evi. Daha hava kararmamıştı ve evin güzelliği çok net bir şekilde görülüyordu. Mardin'in taş evlerinden olmayıp farklı bir havası vardı. 

"Kaç katlı bu ev?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kaç katlı bu ev?"

"Üç."diyen Toprak'a döndüm şaşkınca.

"Ne?"

"Sordun ya kaç katlı diye onu cevapladım tatlım." Tatlım? Toprak'ın hitap şekilleri mi değişiyordu. 

"Ben onu dışımdan mı söyledim?"

"Evet. Hadi bakalım çıkalım."

"Tamam."

Arabadan inmemiz ile evin görkemi daha da hoşuma gitmişti. Harika bir mevkide daha doğrusu güzel bir alanda  harikulade bir çizimin sonucu olduğu belliydi.

"Burası bir şaheser yemin ederim. Acaba kim çizdi ? Çok güzel çizmiş. Tabi yapanların da hakkını yememek lazım ama çok ince detaylar var?"

"Teşekkür ederim hayatım. Beğenmiş olman beni yüceltti."

Şaşkın bakışlarımın hedefi olan Toprak, yüzünde fazlasıyla büyük olan gülümsemesi ile bana bakıyordu. Fazla gülümsüyordu bu adam be. 

"Sen çizdin?"diye sorarcasına konuştuğumda başıyla onayladı beni. 

"Evet, ben çizdim. Her ne kadar sen beni şirket yönetiminde görmüş ya da duymuş olsan da ben de mimarlık okudum. Hem bir sır daha vereyim mi?"

"Yok, daha fazlasını kaldırmaz yüreğim. Kıyma bana ağam."dedim kıkırdayarak. Ağam demek onunda artık hoşuna gidiyor olmalıydı ki o da gülüyordu. Ya da bilemedim Toprak hep gülüyordu ki :)

"Hem de ödüllü bir mimarım."

"Yok artık. Ödüllü? Görmek istiyorum Toprak projelerini lütfen."

"Tamam merak etme engin bilgilerimi seninle paylaşırım."diyerek gülümsediğinde bende gülümsedim. Gökçe ve Emre'nin gelmesi ile dikkatimiz onlara kaymıştı. 

Deli Kız ve Ağa Bozuntusu...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin