Ağabeyim ile telefon konuşmamız sona erince korku dolu gözlerle Gökçe'ye bakmıştım. O da aynı şekilde bana bakıyordu.
"Aslan ağabey buraya geliyor öyle mi?"
"Aynen öyle. Biliyorsun o da gelmeyi çok istiyordu burayı."
"Peki tamam. Geliyor da..." Cümlesini tamamlamayınca merakla ona baktım.
"Da?"
"Emre ve Toprak'a ne diyeceğiz?"
"Bilemiyorum da neyse gel bakalım. Şirkete geldik zaten." Taksi ücretini ödeyip şirketten içeri, geçen sefer Emre ile birlikte girdiğimizden olsa gerek sıkıntı çıkmadan girmiştik.
Toprak'ın odasının bulunduğu kata geldiğimizde sekreter masasındaki Alara'yı görmem ile bir anlık bir sinir bedenime yayılmıştı. Dua etsin ki şu an daha önemli bir konumuz vardı.
"Toprak müsait mi?" Sorduğum soru ile bana ters ters baksa da o da biliyordu cevap vermek zorunda olduğunu.
"Evet, müsait odasında."
Biz yine de odanın kapısını çalarak girmiştik içeri.
"Hoş geldiniz kızlar."
"Hoş bulduk Toprak."diyerek cevapladı Gökçe onu.
"Emre'yi çağırsana." Toprak soru sorarcasına yüzüme baktığında devam ettim konuşmaya.
"Ağabeyim geliyormuş, sıkıntı büyük. Ara hadi gelsin hemen buraya."
*******
Bölümü yeni yazmaya başladım ama sizleri de merakta bırakmak istemedim. Yazdığım yere kadar olan kısmı size gönderiyorum keyifli okumalar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Kız ve Ağa Bozuntusu...
General Fiction22'sinde deli dolu bir genç kız... 24'ünde Mardin'in en tanınmış aşiretinin torunu... Aşkı tatmamış dört gencin başından geçenlere tanık olacağız. Mardin'in tenha sokakları bazen kahkahalarınız ile, bazense kavgalarımızla dolup taşacak. Var...