35.Bölüm Yapmam

176 29 12
                                    

Gözlerimi araladım, uyuyamıyordum.Saat sabahın üçü olmuştu ama hâlâ uyuyamıyordum.Yataktan kalktıktan sonra hızla üstüme hırka geçirdim ve oda kartını alıp odadan çıktım, adımlarımı yangın merdivenine çevirdim.Neden asansöre binmediğimi bilmiyordum

Merdivenlerden inerken duyduğum ağlama sesi ile durdum.Biri mi ağlıyordu?Kenarda gördüğüm adam ile duraksadım bu asansördeki adamdı, yanına gidip oturdum

''Şey..iyi misiniz?''başını kaldırdı ve gözyaşlarını sildi

''Sence?''

''Anlatmak istersen dinlerim''kollarımı göğüsümde birleştirdikten sonra karşısına oturdum ve sırtımı demirliklere verdim

''Sadece her şey üst üste geliyor...özelliklede bu mahsur kalma olayı her şeyi yıktı''

''Evet...her şey üst üste geliyor ve bu mahsur kalma olayı çok kötü oldu''

''Üç yıllık sevgilimden ayrıldım''üç mü?Gerçekten kötü olmuş

''İki gün önce barıştığım sevgilim ile aram tekrar açıldı''

''Dedem bizi terk etti''

''Annem ve babam öldüklerini sanmamı sağladılar ama ölmemişler''

''Annemi kaybettim''

''Dedem kendini saklamış''

''Acılarımızı yarıştırmaya devam mı edeceğiz?''kıkırdadığını duyduğumda gözlerimi yerden çekereken gülümsedim

''Hayır devam etmeyelim''

''O zaman kalk, kafa dağıtalım''kalktığında bende kalktım ''Üzgünüm halletmem gereken işlerim var''

''Bu üzgün adamı yalnız bırakmayacaksın dimi?Sonuçta içkiyi fazla kaçırıp olay çıkartabilirim...hem ikimizinde kafasının dağılması lazım''

''Saat sabahın dördü''

''Tam dağıtmalık saat''

''Hadi...gidelim''yangın merdivenlerinden indikten sonra bara geçtik.Uraz'ın ne yaptığını delice merak ediyordum ama kafamıda dağıtmak istiyordum

Boş bir masaya oturup içkileri söyledik.

''Sarhoş olursak ne olacak''

''Onu da o zaman düşünsek daha iyi''bu adamda Ege gibiydi.Gerçekten Ege'ye ne oldu?En son İngilteredeydi güya iki gün sonra gelecek ve bana haber verecekti.

''Yüzün düştü, ne oldu?''

''Düşmemesi için bir sebep mi var?''önüme konan bardağı direk kafama diktim ve bir tane daha istedim.Saat sabahın beşi olacaktı neredeyse ama hâlâ Uraz'dan bir haber yok

''Üzgün olan ben olmalıydım sen değil''

''Boş versene...iç gitsin''tekrar bardağı kafama diktim ve garsona döndüm

''Altı bardak getir''

''Sabaha sağ kalamayacaksın...garson sen iki bardak daha getir bir daha da sakın getirme''

''Hayır!Altı bardak getir dedim sana...sen benim kim olduğumu biliyor musun?''garson karşımdaki adama döndü, beni dinlemiyordu bile

''Kardeşim sen getir iki bardak''garson hızlı adımlarla ilerleyince kafamı geriye yatırdım.Benim sözüm asla dinlenmeyecekti zaten

Hâlâ Uraz'dan bir haber yoktu, zaten o silah olayından sonra onunla konuşmak istemiyordum, acaba bana olan duyguları giderek azalıyor mu?İyice saçmaladım, ama ya azalıyorsa

Ben Kazandım 🃏(1-2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin