Abimlere veda ettikten sonra odama doğru ilerledim. İş yerinde küçük bir yaygara çıkarmış olabilirim. Bu yüzden abimler, Uraz ve Mert iş yerine gittiler. Kaan ve Gülnida dışarıda yemek yiyeceklerini söyleyip gittiklerinde içerde sadece ben Hakan, Aras ve Rüzgar kalmıştık. Bir şekilde onlarıda atlatmalıydım ya da bir bahane ile yanlarından ayrılabilirdim.
Üstümü giydikten sonra çatamı alarak aşağıya indim. Nefesimi sesli bir şekilde dışarı verirken Aras söze girdi
''Nereye böyle?''dedi ve ayaklandı. Çatılı kaşlarıyla beni anlamaya çalışıyordu. Bir anda benden sakladığı şey aklıma gelince bakışlarımı kaçırdım. İçime garip bir sinir dolmuştu
''Melih'le buluşacağım''dedim ama yalanımı fark etti. ''Yurt dışında değil mi o?'' dedi.
''Yok uçak seferi iptal olmuş yarın gidecek bugünde onla olacağım gelirim iki saate''dedim ve hızlı adımlarla evden çıktım. Korumaların konuşmasını beklemeden ben söze girdim
''Aras'ın haberi var iki saate gelirim''dedim ve arabama bindim. Yaklaşık iki saatim vardı ama benim bu kurula uymayacağım kesindi.
-
Arabadan indiğim gibi kahvehaneye girdim. Sanki bir değişiklik vardı içerde ama ne? O eski hava gitmişti resmen. Çatılı kaşlarımla ilerlerken çay dağıtan adam yanıma geldi
''Buyur abla bir şey mi olmuştu?''dedi. Etraftaki insanların bazıları bana bakarken diğerleri oynamaya ya da konuşmaya devam ediyordu. Burasının havası baya değişmiş
''Evet ben-''dememe kalmadan masada oturan bir adam söze girdi ''Küçük kızların giresi pek uygun değil maazallah yerler seni burada'' dedi ve güldü. Yandakilerde gülerken daha çok kaşlarım çatıldı
''Kim nasıl yiyormuş? Bizide yemeye kalsınlarda görelim''dedi arkadaki adam. Arkamı döndüğümde karşımda yaklaşık yirmi dört yaşlarında bir adam vardı. Neden bu mahalleye gelmemi istemediklerini anlıyorum, başım beladan çıkmıyor.
''Pardon abi''dedi çocuğu yaşındaki adama. Az önce bana laf atarken çocuğu yaşındaki kız umrunda değil ama adam ağızını açınca hemen pardon abi.
''Benden değil karşındakinden dileyeceksin Mustafa amca''dedi adam ve karşıma geçti. Bakışlarımı yaşlı adama çevirdiğimde özür dileyip geri önüne döndü. Ben demiştim buranın havasının değiştiğini
''Kusura bakmayın lütfen, siz ne için gelmiştiniz? İlk defa görüyorum sizi''dedi az önceki adam. Ağızımı aralamıştımki kapıdan içeri giren Mete benden önce davrandı
''Nisa?''diyerek yanıma geldi. Şaşkındı.
''Bende senin için gelmiştim Mete. Yardımına ihtiyacım var''dedim. Bakışları karşımdaki adama kayınca gülümsedi ''Tekrardan hoşgeldin abi özlettin kendini'' diyerek selamlaştılar ama benim bunu beklemeye pek vaktim yoktu.
''Hoşbulduk kardeşim de hayırdır''dedi. Burada olduğumu unutmuştu galiba?
''Pardonda ben buradayım ve konunun sizi ilgilendirdiğini düşünmüyorum''dedim. Bakışları bana kaydı ve yüzündeki gülümsemeyi silmeden konuştu
''Mete'yi ilgilendiren konu benide ilgilendirir''
''Konu Mete değil yalnız. Şimdi zamanımı sizinle kaybedemem''diyerek Mete'ye döndüm ve başımla boş masayı gösterdim. Oraya doğru ilerleyecekken adam arkamdan seslendi
''Özgüvenli sözler ama altı boş, sert duruş ama içi boş, ukala tavırlar yürek boş... sicilin çıktı bile. İnsanlara önyargı ile yaklaşan zengin kız''dedi ve etrafımda dolanıp tam karşıma geçti. Yüzünde muzip bir gülümseme vardı. Yüzümün kasıldığını hissederken yumruk yaptığım elini suratına geçirdim. Beklemediği için başı sola düştü ve biraz sendeledi. Sanki herkes bu anı bekliyormuş gibi masasından kalkarken ellerine sopa aldılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Kazandım 🃏(1-2)
Genç KurguBen Nisa . Zor zamanların ardından yine ayaktayım, çünkü yine ben kazandım. 5 abim ile hayata devam ediyorum Sonuçta kazanmak için bir şeyleri kaybetmek lazım Kaybettiklerime üzülmek yerime kazandıklarıma bakar mutlu olmaya çalışırım ------- Sadece...