1. Bölüm: "Amine Başyiğit"
Yoruldum sadece yoruldum ne zamandır açım. Kaç gün olmuştu acaba annem merak etmiş miydi? peki ya öğrencilerim ne yaptılar kim bilir. Ben size en baştan anlatayım, en azından biraz zaman geçer...
Ben Amine Başyiğit, annem emekli öğretmen babam ise emekli polis bende annem gibi öğretmen oldum. İlk sene aanamadığım için bazı yerlerde ücretli ve kısa süreli öğretmenlik yapmıştım ama başka bir yerde ve sürekli olarak başka tabiki de.
Gece boyu uyuyamamış açıklanmasına dakikalar kala uuykum gelmişti. Babam “Olsa da olur olmasa da” diyen biriydi “Ben sana bakarım seni kimselere mahcup bırakmam.” Derdi annem de tam tersi “Sen geleceğin annesi ve öğretmenisin kendi ayaklaın üzerinde duracaksın.” diyordu. Annem de babam da bana bu yolculukta çok yardımcı oldu anlamadığım yerler benle defalarca çalıştılar.
Bilgisiyarım önünde açık ve sürekli sayfayı yenliyordum hala açılmamıştı ve saat 7‘yi geçiyordu. O sırada kapı açıldı. Asla kortuğumu belli etmeden arkamı döndüm “Kızım hadi gel kahvaltı hazır.” Dedi babam “Baba daha açıklanmadı siz başlayın.” Dememe bile kalmadan “Çok kafaya takma kızım elbet olacak. Zeki kızsın sen. başarırsın.” Dedi ardından annem gelip “Ne konuşuyorsunuz baba kız.”
“Kızım bunu bir de mülakatı var biliyorsun değil mi?” kafamı salladım bilgisiyara baktım yeniden yeniledim . açıklanmıştı hemen bilgilerimi girip baktım site o kadar yavaştı ki. Heyecandan ölmek üzereydim.
“Açıklanmış hemen bakmam lazım.” Dedim annem ve babam da iki yanımdayken heyecanla bakıyorduk çıkacak ekrana. Ellerim titrerken fareye sahip çıkamıyordum bunu babam fark etmiş olacak ki elimden aldı ve birkaç yere tıkladıktan sonra puanım gözüktü.
Puanımı görüyordum algılayamıyordum. Annem bir tarafımda babam diğer tarafımdan öperken kazandım dedim kısık sesle.
Aklım başıma geldi ve kazandım dedim bir kez daha annem o sırada “Ben açım galibiyet daha da açıktırdı. Hadi soğumasın yemekler.”
Mutluydum. Artık gerçek bir öğretmendim. Annemin kelimesiyle ailecek kahkahaya boğulmuştuk. Babam, annem ve beni kollarının altına alırken bir annemi öptü sonra da beni.
Çayın tadı peynirin tadı o kadar tatlı gelmişti ki. Şeker sevmem ama galibiyet tatlısıydı bu.
“Şimdi puanın çok iyi atanacaksın büyük bir ihtimalle, önemli olan burayı tutturman onu da hallederiz bir şekilde. Burası olmazsa da yakın çevreden olsun uzağa gitme.”
Mülakat zamanı
Ailemle en yakın şehirde olan mülakat merkezine geldik o kadar heyecanlıydım ki. Ne giyeceğime ne konuşaçağımı o kadar kafamda kurmuştum ki.
Adımın çağrılması ile içeri geçtim annem ve babamı dışarıda bırakarak rahat olacaktım. Her soruya az ve öz cevap verecek lafı uzatmayacaktım.
Yavaş ama bir o kadar hızlı geçmişti zaman jüriler her sorudan sonra önündeki kağıtlara bir şeyler yazarken daha da geriliyordum. Beklediğim o soru geldi jürilerin birinden “Son olarak atanman olursa neeyi istiyorsun?” dedi
“Doğu da olan şehirlerden istiyorum. Oradaki şartlar zor olduğu için okumak daha zor ve ben tüm çocukların okumaya hakkı olduğunu düşünen ve onun için çabalayan biriyim.”
Çıktım bitti iyi mi yaptım kötü mü bilmiyorum ama bence düşüncelerini söylemek kötü değil buna eminim.
“Nasıl geçti yavrum?” diye sarıldı babam başımı okşarken “İyi geçmiş gülüyor.” Dedi annem de ona cevaben gülüyor muydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asker'im
Teen FictionDaha 4 yaşında verildi eline al yıldızlı bayrak, büyürken bile bırakmadı babasının emanetini. Büyüdü ülkesini korumak için asker oldu. Hep korku vardı içinde bir kiza sevdalanırsa, sonunun anne ve babası gibi olmaktan korktu ve korktuğu da başına ge...