22. Bölüm “Seni üzerse, üzerim.”
Amine sabah erken saatlerde kalktı. Bugün önemli seminerler vardı. Hemen hazırlandı ve evden çıktı kahvaltı yapmamıştı. Geç kalmak istemiyordu zaten.
Seminer yaklaşık 1 saat sürmüştü ve hayli açıkmıştı. Konferans salonundan çıkarken Pelin aradı “Amine nasılsın?” Pelin’in dışarıda olduğu belliydi “Seminerden çıktım sen nasılsın?”
“İyi iyi dışarıdasın yani?” Amine arabasına binmişti bu arada “Evet dışarıdayım.”
“Biz Ayşegül ile buluşacaktık da seni de çağıralım dedik gelsene konum atıyorum.”
“Olur bende boştum.” Pelin konum atarken Amine de arabasını çalıştırır zaten de yakındır.
“Nasılsın?” Ayşegül önce gelmişti ve şimdi Pelin’i bekliyorlardı “İyi aynı sayılır sen?”
“İyi iyi, Metehan gelmiş sanırım.” Ayşegül sormak ve sormamak arasında kalmıştı aslında “Evet geldi hatta iki gün önce ailecek pikniğe gittik yani onun ve benim ailem.” Dedi aslında Ayşegül’ü çağırmııştı ama onlar da Ayşegül’ün annesinin yanına gitmişler.
“Nasıl geçti? Alışıyor musun?” Ayşegül çok meraklıydı belki hamilelikten belkide içinden “İyi geçti ve yavaş yavaş alışıyoruz birbirimize.”
“Metehan sana bakmaya bile kıyamıyor ama onun içinde de korkula var senin de var biliyorum ama evlilik kolay değil.”
“Bende biliyorum kolay değil ama benim korkularım basit Metehan’dan ötürü korkuyorum ben, ya ona bi şey olursa ben ne yaparım?” Ayşegül, Amine’nin elini tuttu “Zor çok zor da ileri şimdilik düşünmemek lazım. Şimdinin tadını, huzurunu bilemezken ilerininkini nasıl bileceğiz.”
“Bak zaten hamileyim böyle duygusal şeyler beni üzüyor.” Amine kendine gelip “Aman bebişi üzmeyelim.” Diye Ayşegül’ün karnını okşar
“Ne kadarlık?” bebekten bahsettiğini Ayşegül biliyordu “28 haftalık, 7 aylık yani.”
“Az kalmış kız dı değil mi?” O sırada Pelin gelir. “Bu trafikten bıktım yeminle.”
“Evet kız, sonunda geldin.” Pelin de oturunca Amine ve Pelin de sipariş verdi. Ayşegül dayanamamış vermişti.
Uzun süre konuştular ve evlerine dağıldılar. Akşam olmuştu Amine annesi gelene kadar akşam yemeğini hazırlamıştı. Annesi yine Ceylan teyze ile buluşmuştu onlara yemeğe gideceklerdi aslında Hamide bize gelin dese de Ceylan siz gelin demişti.
Hamide eve girmişti ardından da Harun “Hadi ellerinizi yıkayın da gelin.” Amine anne ve babasına talimat verip sofraya hazırlamaya başlamıştı.
Sofraya oturmuşlardı ve “Baba pasta yaptım, televizyon keyfi yaparken yer miyiz?” der babasının pasta sevdiğini biliyordu.
“Oo bu aşçılık nereden geliyor?” demişti babası “Canım babam isterde ben yapmaz mıyım?” demişti “Bu arada Kamer İzmir’e tanışacak gibi tam belli değil de söylemek istedim.”
“İyi burada kalırlar boş kalmasın odalar.” Amine umutsuzca baktı “İstemiyor ki.” Dedi.
“Neden istemiyor ki?” yemeklerin arasında sormuştu babası “Kardeşi de var ya yük olacağını düşünüyor. Aslında kardeşi de kız benim için sorun yok da.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asker'im
Teen FictionDaha 4 yaşında verildi eline al yıldızlı bayrak, büyürken bile bırakmadı babasının emanetini. Büyüdü ülkesini korumak için asker oldu. Hep korku vardı içinde bir kiza sevdalanırsa, sonunun anne ve babası gibi olmaktan korktu ve korktuğu da başına ge...