38. Bölüm "Kız Çocuğu Meselesi"...
“Güzelim bebeğimiz nasıl?” Mert eşinin karnını okşamıştı “Gayet iyi gece uyutmadı zatan.” Mert karnına doğru işaret parmağını kaldrırarak “Sen anneni uyutmadın mı bakayım? Oğlum annene böyle yapma üzme.” Demişti Mert gülümserken “Kızma benim oğluma büyüyünce annesini koruyacak.”
“Ben daha çok koruyacağım.” Oğlunu kıskanmıştı Mert “Gece uyuyamadın diye kahvaltıyı ben hazırladım Ceylan’ım hadi yiyelim.”
“O karına yemek mi yaptın?” derken kalkmıştı yataktan ve lavobaya doğru ilerlerdi “Tamam aşkım geliyorum.” Demişti. Mert görevden yeni gelmişti ve karısına bu süreçte çok yardım edemese de yardıım etmeye çalışıyordu evde olduğu zamanlarda oğlunu ne kadar az görecek olsa da mutluydu o baba olacaktı.
Sevdiği uğruyana aşık olacağı kadın onun bebeğini taşıyordu. Elinden geldiği kadar yapmıştı bir şeyler. Karısının hamile olduktan sonra yemek kokularına aşırı derece de duyarlılığı oluşmuştu. Ceylan gelmişti ve yemeye başlamışlardı. Genelde oğulları hakkında konuşmuşlardı ihtiyaçları ve daha nicesi için ikisi de çok heyecanlıydılar.
“Eksik bir şeyi var mı oğlumun?” diye sormuştu babası “Yok falan eşya almaya gerek de yok bence, hemen büyüyecek.” Demişti Ceylan karnını okşarken “Olsun alalım oğlum bir şeyden eksik kalmasın.”
“Eksik değil o kadar da abartma.” Mert, Ceylan’a bakarken “Sana benzeyen bir kızımız da olsa keşke.” Demişti duyguyla “Daha bakalım ilkini doğurayım.” Demişti burnunu çekerken “Noldu niye hemen gözlerin doldu senin?” Ceylan Mert’e bakarken yanağını okşadı “Böyle deyince duygulanıyorum.” Demişti Ceylan hala burnunu çekerken “Tamam demem bi daha ama üzülme sen tamam mı?” demişti Ceylan’ın saçını okşarken “Mert ben çok korkuyorum ya sana orada bir şey olursa.” Demişti Mert’in yüzü düşerken “Güzelim ben seni bırakmam kendime çok iyi bakıyorum ve dikkat ediyorum.” Demişti. “Mert bıraksan olmaz mı askerliği benim için oğlun için.” Demişti üzülürken “Hayatım dedim ben sana askerliği bırakamam.”
“Çocuğumu tek başıma büyütebilirim seni tanımayabilir.” Mert yutkunurken böyle bir ihtimal olmasına bir şey diyemedi “Evet ama sen beni ona çok güzel tanıtırsın.” Karnını okşarken demişti bunu “Hem bu gururla yaşayacağını biliyorum sevgilim.” Demişti gözlerine bakarken “Şimdi kendini de oğlumu da üzmüyorsun yemek yiyip dışarı çıkalım olur mu?” demişti Ceylan titrek sesiyle “Olur sevgilim.”
Düzgünce kahvaltılarını yaptıktan sonra dışarı çıktılar gezerlerken Ceylan doya doya baktı eşine. Gittikleri yerde küüçk fotoğraf makinesi ile fotoğraf çekiliyorlardı o fotoğraflara gelecekteki Ceylan ağlaya ağlaya ve buruk bir gülümseme ile bakacaktı haberinin olmaması daha iyiydi sanki.
“Güzelim pamuk şeker var alayım mı canın istiyor mu?” demişti karşıdaki adamı gördüğünde “Yok istemiyorum ileride çok iyi dondurmacı var oradan dondurma alalım olur mu?” Mert kafasını sallarken “Dondurma için biraz hava soğuk değil mi?” diye de sormuştu aynı zamanda “Çocuğuna söyle o zaman.” Dedi Ceylan küserek ve önden giderken “Çocuğum istiyor ama sende sakın onu bahane etmiyor musun?” diyordu.
“Ya Mert ne alakası var hem bir top sadece.” Dedi Mert’in en sevdiği bakışları yaparken “Güzelim öyle bakma, ya hasta olursan.” Demişti Ceylan dudaklarını büzünce “Tamam tamam ama sadece bir top.” Dedi ve dükkana doğru gittiler.
Metehan uyanmıştı ama kollarındaki Amine’yi uyandırmak istememişti onu izlemeyi tercih etmişti. Amine kıpırdarken yanağından öptü bir kez daha sonra bir kez daha.
“Güzelim günaydın.” Demişti Amine gözlerini açmışken eşini gördü “Kocam günaydın.” Demişti ona sarılırken “Niye uyandırmadın ki?” “Seni uyurken izlemek çok zevkli.” Sırıtırken Amine de Metehan’ın yanağından öptü “Ayıca en son biz film izliyorduk.”
“Amine hanım uyuduğu için bende onu kucakladım yatağımıza getirdim.” Amine Metehan’ın kucağına biraz daha yerleşirken “Kimmiş o ya?” demişti Amine “Kucağıma kedi gibi sırnaşan hanımefendi.” Derken Amine Metehan’ın gögsündeydi “Aa kimmiş benim kocama yanaşan.” Bir eliyle Metehan’ın yanağını okşarken “Kahvaltı hazılayayım ben.” Deyip kalmıştı Amine.
“Olur bende duş alacaktım.” Demişti Metehan “Tamam çağırırım.” Demişti Metehan duşa girerken Amine de kahvaltı hazırlamaya başlamıştı. Amine, Metehan’a haber vermeye geleceği sırada Metehan’ın üzerini çıplak bir şekilde gördü.
“Oha kocam da neymiş?” derken Metehan’ın yanına ulaşmıştı “Oha mı?” diye gülerken Amine onu izliyordu “Askerm bu endam bu by pos ne?” demişti karnına dokunurken “Bende sana böyle mi tepki verdim?” demişti Metehan “Güzelim ağzını kapat bari.” Demişti.
“Bu yakışıklı benim kocam. Hadi kocam yemek yiyelim.” Metehan tişörtü alırken yatağın üzerinden Amine “Giymene de gerek yok aslında.” derken Metehan da “Aslında senin de kapalı olmana gerek yok.” demişti kalkar kalkmaz örttüğü kast ederek. Amine bakarken “Tamam ya çıkarırım.” Demiş ve çıkarmıştı “Saçlarını da aç.” Amine dediğini yaparken “Anlaştık mı?” anlaştık demişti ve “Yemeği yiyeyim öyle çıkarırım.” Diye giymişti Metehan tişörtünü Amine de onaylamıştı.
Yemek masasını otururken Amine de saçını alttan bağlamıştı. “Ellerine sağlık gülüm.” Yemeğe başlamışlardı. Yemekte arasında pikniğe gitmeyi teklif etmişti Metehan Amine de kabul etmişti.
Kahvaltı sonrası hazılanmışlardı. Metehan küçük sandviçler hazırlarken Amine de giyinmişti. Sade bir elbise ve sade bir şal seçmişti. Metehan da hazırlandıktan sonra çıkmışlardı.
Önce oturacakları yeri seçip sonra da gezmeye başladılar ormanın içini ve sahil kıyısını gezeceklerdi. “Burası güzel mi buraya oturalım mı?” demişti. “Olur yakışıklım.” Demişti Amine de.
“Kimse yokken denize girmek ister misin?” Amine bir denize bakarak “Olabilir aslında.” demişti “Tamam atıştıralım gireriz.”
Metehan’ın yaptıklarını yedikten sonra Amine ayakkabılarını çıkarırknen Metehan da pantalonunu ve tişörtünü çıkarmıştı. El ele tutuşup yavaş yavaş yürümeye başlamışlardı.
“Sevgilim gerçekten mutluyum teşekkürler.” Amine Metehan’a sarılırken Metehanda karşılık vermişti ve başından öpmüştü. “Bende çok teşekkür ederim. Hayatımda çok nadir mutlu olan biriyimdir ama sen ben çok mutlu ettin.” Demişti Metehan da.
Deniz suyu ayak bileklerine gelirken arada dalgalar vuruyordu. Biraz daha ileri giderlerken hala el ele tutuşuyorlardı.
“Bir gün bebeğimiz ile de gelelim olur mu?” dedi Amine “Bebeğimiz mi?” dedi Metehan “Olmasın mı?”
“Olsun hatta sana benzeyen kızımız olsun.”
“Ya benden seni kıskanırsa o zaman ne yapacağım ben?” demişti dudaklarını büzerken “Ben ikinize de yeterim sevgilim.” Amine Metehan’ın gözlerine bakarken Amine parmak uçlarında yükselerek Metehan’ı dudaklarından öper. Metehan şaşırsa da karşılık vermiştir.
***4 Ocak 2024 ***
Takip etmek isterseniz hesaplarım bunlar.
İnstagram@nisa.diyolar.iste
YouTube @sadecw_nisaa
Tiktok @sadecw_nisaa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asker'im
Fiksi RemajaDaha 4 yaşında verildi eline al yıldızlı bayrak, büyürken bile bırakmadı babasının emanetini. Büyüdü ülkesini korumak için asker oldu. Hep korku vardı içinde bir kiza sevdalanırsa, sonunun anne ve babası gibi olmaktan korktu ve korktuğu da başına ge...